Ölümün kol gezdiği topraklar: Sudan da insani bir dram yaşanıyor: Ölü sayısı 10 binleri aştı, 13 milyon kişi yerinden yurdundan oldu
Haber Global sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Nairobi’de İspanyol Haber Ajansı Efe'ye konuşan “Yerinden edilmişlerin, ölülerin, yaralıların, ayrılmış ailelerin, tutukluların sayıları istatistiksel olarak korkunç” dedi. İki yılı aşkın süredir süren çatışmanın sona ereceğine dair bir işaret olmadığını da vurguladı.
“Karşılaştırmak meselesi değil ama Gazze’de ya da Sudan’da olan şey, insancıl uluslararası hukukun çerçevesinin ve sağladığı sınırlı korumanın bile artık mevcut olmamasıdır. Daha kaç tane Gazze veya El Faşir olacak ki hiçbir tepki verilmeyecek?” diye soruyor O’Malley. Batı Sudan’daki El Faşir kenti, bir yıldan uzun süredir paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (RSF) kuşatması altında; bu kuşatma insani yardımın girişini engelledi ve halkı açlığa sürükledi.
Sudan’daki savaş, Nisan 2023’te, paramiliterlerin düzenli orduya entegrasyonu konusundaki anlaşmazlıkla patlak verdi. O tarihten bu yana on binlerce kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 13 milyon kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Geçtiğimiz salı günü yayımlanan bir BM raporuna göre çatışmanın her iki tarafı da savaş suçu işledi; RSF ayrıca “soykırım” gibi insanlığa karşı suçlar işledi.
Hayati altyapılara saldırılarSudan’daki sağlık merkezlerinin yaklaşık yüzde 80’inin savaş nedeniyle hizmet dışı olduğu tahmin ediliyor. Okullar ve diğer temel tesisler de yıkıldı. ICRC, bunların “seçici saldırılar” olduğunu belirtiyor; ancak sorumluluğu doğrudan taraflardan birine yüklemiyor.
O'Malley, “Bunlar çatışmalarda görülen tesadüfi hasarlar değil. Çünkü hasar tekrar tekrar oluyorsa artık tesadüf değildir” diyor.
Temel hizmetlerin yokluğu halkı, yakın tarihte eşi benzeri görülmemiş bir kolera salgınına sürükledi. Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre hastalık ülkenin 18 eyaletine yayıldı, 105 binden fazla vaka ve 2.600 ölüm kaydedildi. Su arıtma tesislerinin yıkılması krizi derinleştirdi.
Başkent Hartum’un kuzeyindeki Atbara Üniversite Hastanesi’nde görev yapan ICRC cerrahi ekibi, tedavi bulmak için “10 gün, hatta 2 hafta süren zor koşullardaki yolculuklardan sonra” gelen hastaları karşılıyor.
Sadece altyapının değil, güvenlik eksikliği nedeniyle çok sayıda doktor ve uzman personelin de ülkeyi terk ettiği vurgulanıyor.
Yıllarca sürecek etkiler“Yarın savaş bitse bile bu çatışmanın etkileri uzun yıllar sürecek” diyor O’Malley. Kuruluş ayrıca çok sayıda cinsel şiddet vakası ile ilgileniyor.
Çatışmaya katılan gruplar arasında her bölge el değiştirdiğinde “sistematik” şekilde cinsel şiddet uygulandığını söylüyor. “Bu bir zirve değil, düzenli bir durum” diye ekliyor. BM, Mayıs ayına kadar 500’den fazla vaka belgeledi ve cinsel şiddetin “savaş silahı” olarak kullanıldığını raporladı.
Uzun vadeli etki, ölülerin yönetiminde de görülüyor. Hartum’da ICRC, kamusal alanlara alelacele gömülmüş “yüzlerce ya da binlerce” cesedin exhumasyonuna yardımcı oluyor.
O'Malley, "Numuneler alınıyor, cesetler belirlenmiş alanlarda “onurlu” biçimde yeniden gömülüyor. Böylece '5, 20 ya da 30 yıl sonra' kimlik tespiti yapılabilmesi mümkün olacak" diyerek sözlerini tamamladı.


