Omuz omuza çarpışan dört Türk askerinin hikâyesini anlattık Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
TRT’nin uluslararası dijital platformu tabii, savaş atmosferinde geçen ve güçlü görselliğiyle dikkat çeken “Siyah Bere” dizisini geçtiğimiz günlerde izleyiciyle buluşturdu. Milli Savunma Bakanlığı’nın destekleriyle hazırlanan yapım; Türk askerinin cesaretini, savaşçı ruhunu, dostluklarını ve zorlu koşullara rağmen kaybetmedikleri insanî yönlerini yansıtıyor. Dünya televizyonlarında bir ilk olma özelliği taşıyan bu yapım, tank temalı ilk dizi olarak kayıtlara geçti. Tehlikeli bir göreve atılan dört cesur tankçının zorlu ve duygusal yolculuğunu ekranlara taşıyan dizinin yapımcılığını Sadi Canpolat, Hande Canpolat ve Seda Canpolat üstleniyor. Senaryosunu Barış Erdoğan’ın kaleme aldığı, yönetmenliğini ise Yağız Alp Akaydın’ın üstlendiği dizinin başrollerinde İlhan Şen ve Özge Gürel yer alıyor. Kadroda ayrıca Saygın Soysal, Doğukan Polat, Erkan Sever, Osman Albayrak, Açelya Devrim Yılhan, Seyit Nizam Yılmaz ve Kaya Akkaya gibi başarılı oyuncular bulunuyor.
Gaziantep’in İslahiye ilçesinde çekilen dizi, aksiyon sahneleriyle öne çıkarken, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait 40 M60T tank, 2 ATAK helikopteri, bir Sikorsky helikopteri, çok sayıda Kirpi aracı ve zırhlı personel taşıyıcısı kullanıldı. Dizinin final sahnesinde ise yerli üretim milli tank Altay kamera karşısına çıktı. Gerçek çatışma sahnelerini birebir yansıtmak amacıyla oyunculara silah kullanımı, saha taktiği ve araç içi koordinasyon gibi alanlarda özel eğitimler verildi. Ayrıca, patlama sekanslarında kullanılmak üzere birebir ölçülerde bir M60T tankı sanat ve dekor ekibi tarafından özel olarak inşa edildi. Yeni Şafak Pazar olarak; dizinin yapımcılarından Sadi Canpolat, oyunculardan İlhan Şen, Erkan Sever ve Doğukan Polat ile konuştuk.

Sessiz kahramanların hikâyesini anlatmak çok değerli
“Siyah Bere, zorlu bir coğrafyada, ateş hattındaki bir tankın içinde omuz omuza çarpışan dört Türk askerinin hikâyesini anlatıyor. Düşman hattında kalan tanklarını canları pahasına terk etmeyen bu dört Mehmetçik, tanklarıyla birlikte vatan toprağına dönme kararlılığı gösteriyor” diyen dizinin yapımcısı Sadi Canpolat, “Bugüne kadar hem dünyada hem de ülkemizde birçok askeri sınıf hakkında dizi ve film yapıldı. Ancak tankçılık hikâyesi en az anlatılan sınıflardan biri oldu. Hem ülkemizde hem de dünyada, dizi olarak işlenmemiş bu sessiz kahramanların hikâyesini anlatmak bizim için çok değerliydi. Tankçılık, askerliğin en zor ve disiplinli alanlarından biridir. Tank, dışarıdan bakıldığında çelik bir kale gibi görünür; ama içinde nefes alan, dar ve zorlu koşullarda görev yapan Mehmetçiklerimiz vardır. Yazın sıcağında, kışın soğuğunda içinde durmak bile büyük bir mücadeledir. Biz de bugüne kadar hikâyeleri fazla duyulmayan, sessizce büyük fedakârlıklarla görev yapan tankçılarımızın, ne denli zorlu şartlarda mücadele ettiklerini, vatan sevgisiyle nasıl dimdik durduklarını hem milletimize hem de dünyaya göstermek istedik” sözleriyle açıklıyor.
Türk askeri sadece savaşmıyor
“Siyah Bere ile vermek istediğimiz mesaj; görev, mekân ya da zaman fark etmeksizin, bu vatanın güvenliği için kendi canlarını hiçe sayan, gözlerini kırpmadan en ön safta duran birilerinin var olduğudur” ifadelerini kullanan Canpolat, “Aynı zamanda o birilerinin yani Mehmetçiğimizin merhametli, vicdanlı ve mazlumun yanında dimdik duran insanlar olduğunu göstermek istiyoruz. Biz bu dizide, Türk askerinin sadece savaşan değil; yeri geldiğinde bir çocuğun başını okşayan, bir yarayı saran, bir kapıyı çalan insan yüzünü hatırlatmak istedik. Çünkü biz biliyoruz ki, ‘Türk geldi’ denildiğinde akla sadece güç değil; adalet, merhamet ve insanlık da gelir. Siyah Bere işte tam olarak bu duyguyu yansıtmak için var” açıklamasını yapıyor.

Kendini kurtarmak için askere giden bir adam
İlhan Şen
Tank Komutanı Astsubay Çavuş Volkan Demirci karakterini canlandıran dizinin başrol oyuncularından İlhan Şen, “Volkan bir tank komutanı. Askerlik hayatına çok sıcak bakmayan, farklı planları olan biri. Ancak yaşadığı travmalar ve hayatındaki kırılmalar onu askere yönlendiriyor. Kendisini kurtarmak için gittiği yerde bambaşka duygularla çıkıyor. Bu dönüşüm, bu yolculuk benim için çok kıymetli. Karakterin katmanlı yapısı beni çok etkiledi” diyor. Çekim süreci boyunca fiziksel ve zihinsel olarak disiplinli bir hazırlık dönemi geçirdiklerini vurgulayan Şen, “Tank çok güçlü, büyük ve ciddiyet gerektiren bir araç. O ortama girdiğinizde gerçekliğini hemen hissediyorsunuz. Disiplinin içine doğal olarak girdik, çünkü işin şakası yoktu. Tankın içi hiçbir şeye benzemiyor. Dışarıdan sadece hayal edebileceğiniz bir dünya” ifadelerini kullanıyor.

Ailesine ve ülkesine yürekten bağlı bir asker
Erkan Sever
Uzman Çavuş Mehmet Cihangir karakterine hayat veren Erkan Sever, “Mehmet, ailesine ve ülkesine yürekten bağlı bir asker. Eşini ve çocuğunu çok seven, aynı zamanda devletine, milletine canı gönülden bağlı bir Türk askerini canlandırıyorum” diyor. Sever, karakterin yaşadığı içsel çatışmayı da şöyle aktarıyor: “Karakterim bir noktada ailesiyle vatanı arasında bir seçim yapmak zorunda kalıyor. Bu karar birinci sezonda veriliyor tahmin edileceği gibi askerliği, yani vatanını seçiyor. Fakat ailesi hep aklında kalıyor.” Çekim süreci hakkında konuşan Sever, “Hayatımda ilk kez bir tankın içine bindim. O devasa demir yığınıyla hareket etmek, sesleri duymak, içinde nefes almak bile büyüleyiciydi. Kendi adıma çok özel bir deneyimdi” değerlendirmesinde bulunuyor.

Tank da bir rol arkadaşıydı
Doğukan Polat
Dizide tank sürücüsü Uzman Çavuş Ersoy Alptekin karakterine hayat veren Doğukan Polat, “Tank mürettebatında sürücü rolünü üstleniyorum. Daha önce farklı asker karakterlerini oynamıştım ama ilk kez zırhlı birliklerdeki bir tankçıyı canlandırdım” diyor. Polat “İki ay boyunca bir tankla vakit geçirdik. Tank da bir rol arkadaşımızdı. Tanka inip çıkmayı, içinde nasıl hareket edileceğini, tankçıların duruşlarını, disiplinlerini öğrendik. Normal hayatımızda tank kullanmak gibi bir şansımız yok. O yüzden bu rol hem teknik açıdan hem de aksiyon anlamında çok özel bir deneyimdi” ifadelerini kullanıyor. Tankın iç atmosferinin oldukça farklı olduğunu vurgulayan Polat, “İçerisi klostrofobik ve teknik cihazlarla dolu. Arabaya benzemiyor. Kapaklar kapandığında gerçekten tankın içindesiniz ve o dar alanda nefes almayı öğreniyorsunuz. Başta karışık geliyor ama zamanla alışıyor insan” sözleriyle deneyimini paylaşıyor. Çekimlerin hem sorunsuz hem de yüksek riskli sahnelerle dolu olduğunu belirten Polat, “Kimsenin burnu bile kanamadan bu işi tamamlamış olmak kıymetli. En çok etkilendiğim sahne ise Altay– yerli üretim tankımız–ile karşılaştığımız sahneydi. O an gerçekten çok özeldi” sözleriyle dile getiriyor.


