Robot Öğretmenler Japonya’da: Deneyden Kalıcı Dönüşüme mi?
Haber Global sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Tamamen robotların devraldığı sınıflar henüz yaygın olmasa da, robotik öğretim asistanları ve telepresence sistemleri birçok okulda test ediliyor.
• Japon hükümeti, özellikle İngilizce öğretiminde akıllı robotları pilot sınıflarda deniyor.
• Telepresence robotları sayesinde yabancı öğretmenler fiziksel olarak sınıfta bulunmadan öğrencilerle etkileşime girebiliyor. Bu yöntem öğrencilerin iletişim kurma isteğini artırıyor.
• Yapay zekâ destekli sohbet robotları ve dil öğrenme uygulamaları, öğrencilerin konuşma kaygısını azaltma, kişiselleştirilmiş geri bildirim verme ve öğrenme deneyimini bireyselleştirme potansiyeli taşıyor.
Bu aşamada robotlar “ana öğretmen” değil; öğretmenin gücünü tamamlayan yardımcılar olarak konumlanıyor.
Eğitim Politikaları ve Yapay Zekâ OkuryazarlığıJaponya Eğitim Bakanlığı (MEXT), yapay zekâ okuryazarlığını eğitim politikalarına dahil etmiş durumda. “Yeni Okul Rehberleri”nde hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin yapay zekâyı faydaları ve riskleriyle birlikte öğrenmesi vurgulanıyor.
Bununla birlikte, Japonya’nın öğretmen merkezli, toplu öğrenmeye dayalı eğitim kültürü ile yapay zekânın bireyselleştirilmiş öğrenme odaklı yaklaşımı arasında uyumsuzluk yaşanabileceğine dikkat çekiliyor. Akademik çevrelerde ayrıca, ChatGPT benzeri “generative AI” sistemlerinin sınıflarda sınırsızca kullanılmasının pedagojik açıdan riskli olduğu, denetimli ve tamamlayıcı kullanımın esas alınması gerektiği savunuluyor.
Tartışmanın merkezinde şu sorular var:
• Teknoloji yanlıları, yapay zekânın öğrencilerin öğrenme sürecini hızlandıracağını ve verimliliği artıracağını düşünüyor.
• Eleştirel yaklaşanlar ise öğretmenin insani yönünün, bir çocuğun gözlerinin içine bakıp cesaret vermesinin, hiçbir robot tarafından ikame edilemeyeceğini savunuyor.
Veliler de ikiye bölünmüş durumda: Kimileri “çocukların sosyal gelişimi zarar görür” kaygısını taşırken, kimileri de “bu kaçınılmaz, çocuklarımızı geleceğe hazırlıyoruz” görüşünde.
İnsan ile Teknoloji Arasında Yeni DengeEğitim, yalnızca bilgi aktarımı değildir; aynı zamanda karakter inşası, duygusal bağ ve rehberlik sürecidir. Robotlar öğrencinin ilgisini anlık analiz edebilir, öğrenmeyi hızlandırabilir; ancak insani dokunuşun, rehberliğin ve güven ilişkisinin yerini tam olarak alamaz.
Önümüzdeki yıllarda sınıflarda robotların daha çok yer alacağı kesin. Ancak kritik soru şudur:
Bu teknolojiyi öğretmeni ikame eden bir unsur mu yapacağız, yoksa öğretmenin gücünü artıran bir yardımcı mı?
Geleceğin eğitimi, robotların değil; insan ile teknolojinin kuracağı dengeyle şekillenecek.

