Sadece kadınlar makyaj yapmıyordu: Mısırlıların göz makyajı sadece estetik değil, sağlık içindi!

Makyajın geçmişi yalnızca estetik kaygılara değil, şifa ve koruma arayışına da dayanıyor olabilir. Antik Mısırlılar’ın göz makyajı bu iddiayı doğrular nitelikte. Göz çevresine sürülen koyu renkli boyaların, hem tıbbi hem de mistik amaçlarla kullanıldığı ortaya konuyor. Üstelik bu alışkanlık sadece kadınlara değil, toplumun tüm bireylerine aitti.

GÖZ MAKYAJININ ARDINDAKİ GERÇEK: SADECE ESTETİK DEĞİL

Antik Mısır denince akla piramitler, hiyeroglifler ve tanrılar kadar belirgin bir şey daha gelir: belirgin göz makyajları. Ancak bu dramatik çizgiler sadece güzellik ve estetik algısıyla sınırlı değildi. O dönemde hem kadınlar hem erkekler göz çevresine sürme ve boya uygular, bu uygulamanın fiziksel ve ruhsal koruma sağladığına inanırlardı.

KADIN-ERKEK AYRIMI YOKTU: KOZMETİK HERKESİNDİ

Antik Mısır’da güzellik bir cinsiyete özgülenmiş bir kavram değildi. Kadınlar kadar erkekler de göz makyajı yapıyor, hatta bu alışkanlık toplumun her kesimine yayılıyordu. Firavunlardan köylülere kadar herkes gözlerini vurgulamakla kalmaz, bu geleneği günlük bir ritüel haline getirirdi. Bu yaklaşım, makyajın sadece görünüm değil, aynı zamanda statü ve kültürel kimlik göstergesi olduğunu ortaya koyuyor.

SAĞLIK İÇİN SÜRÜLEN BOYA: KORUYUCU BİR KATMAN

Mısırlıların göz çevresine sürdüğü koyu renkli boyaların en dikkat çekici yönü, sağladıkları fiziksel faydalardı. Bu boyalar genellikle kurşun içeren doğal minerallerden yapılırdı. Modern araştırmalar, bu malzemelerin düşük dozlarda mikrop öldürücü etki gösterebildiğini ve göz enfeksiyonlarına karşı koruyucu olabileceğini ortaya koydu. Aynı zamanda güneş ışınlarının zararlı etkilerine karşı da bir tür doğal güneş kremi görevi gördüğü düşünülüyor.

RUHANİ BİR KALKAN: TANRILARIN KORUMASI ALTINDA

Göz makyajı, Mısırlılar için yalnızca bedensel değil, ruhsal korumanın da simgesiydi. Özellikle göz çevresine çekilen çizgilerin, “kötü bakışlardan” koruduğuna inanılırdı. Tanrı Horus’un gözüyle ilişkilendirilen bu çizgiler, bireyleri sadece hastalıklardan değil, kötü ruhlardan da muhafaza eden bir tılsım gibi görülürdü.