Saray’ın ajandasındaki “Kırmızı Pazartesi”
Halktv sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Artık bir “deyim” halini alan “KIRMIZI PAZARTESİ”, Marquez’in en bilinen romanlarından biri. Roman, bir cinayetin izini sürüyor. Ama okur daha ilk sayfalarda katili de maktulü de öğreniyor.
Zira Marquez’in derdi polisiye yazmak değil.. Bütün bir kasabanın, cinayetin işleneceğini bile bile nasıl müdahale etmeden izlediğini anlamak ve anlatmak.
15 Eylül 2025 Pazartesi takvimlerimizde tam da böyle işaretli. Pazartesi günü, CHP’ nin başına örülen BUTLAN DAVASI görülecek. Cumhuriyet’in kurucu partisinin geleceği ortaya çıkacak.
Çok değil, birkaç yıl önce aklımıza bile gelmeyecek şeyler yaşıyoruz. Bu sabah, CHP’nin 17. belediye başkanı da gözaltına alındı. “Adrese teslim ihale” örneğine yüzlerce kez tanık olduğumuz bir ülkede, ihaleye fesat gerekçesiyle, Bayrampaşa belediyesinin nerdeyse tüm kadrosu Emniyet’te..
“Emniyet” demişken.. Pek çok kişi “tam da böyle bir gündemde..” diye Saray’ın emniyet müdürleri kararnamesini ANLAMLI buldu.
CHP İstanbul il başkanlığı kayyum harekatında gördük:
Üniformalı polis..
Sivil polis..
Çevik polis..
Siyah gömlekliler..
Çizgili tişörtlü Reis sevdalıları..
Sonra bir baktık ki, Reis’in imzaladığı kararname ile, 37 ilin emniyet müdürü değişti, 22 ilin emniyet müdürü de merkeze çekildi.
Neredeyse bütün Türkiye’yi etkileyecek bu çapta bir değişim şaşırtıcıydı elbette. Özellikle ittifak ortağı Bahçeli’nin çok etkili olduğunu bildiğimiz bir alanda. Üstelik KIRMIZI PAZARTESİ’nin arifesinde!
Peki bu hamle ittifak ortaklarını nasıl etkiledi? MHP lideri Bahçeli, doğrudan bu soruya değil elbette.. Ama Sabah’tan Tuba Kalçık’a gündemi değerlendirirken dikkat çekici bir ifade kullandı:
“Sayın Cumhurbaşkanımızla dostluktan ziyade bulunduğu makama karşı MHP'nin gösterdiği bir özen ve saygı vardır.”
Bir zamanlar AKP ile Gülen Cemaati arasındaki çatlaktan su sızmaya başladığında “neler oluyor” diye sorardık. Kılıçlar çekilinceye kadar da hep “nifak tohumu ekme” suçlamasıyla karşılaşırdık.
Şimdi, “AKP ile MHP arasında neler oluyor” sorusu soruluyor.
Boşuna değil!
Bahçeli, bu son röportajında İBB davası konusunda Erdoğan’a açıktan mesaj veriyor:
“Meclis'teki komisyon verimli çalışmasına devam ediyor. Ahmet Türk, Mardin Belediye Başkanı'ydı ama görevden alındı. Türkiye'de barışın ve huzurun sağlanabilmesi için PKK ile diyalogların kurulması konusuna katkı sağlayan biri. Böyle bir durum karşısında Ahmet Türk görevine iade edilmeli. Belediyesiyle kavuşması gerekir. Kardeşlik ve barış duygusunun gelişmesine katkı sağlayacaktır. Aynı şekilde Ahmet Özer de öyle. Eğer belediyede bir yolsuzluk ya da yasadışı davranışlar var ise bu ayrı bir konudur. Ama geçmişte PKK ilgili bazı düşüncelerini kamuoyu ile paylaşması ayrı bir konudur. Eğer Türkiye barış sürecine girdiyse Ahmet Özer'in tahliye edilmesi gerekiyor.”
Gerekiyor elbette. Ama kaderlerin tek bir kişinin dudakları arasından çıkacak cümlelere bağlı olduğu bir ülkede, işler öyle yürümüyor!!
Milyonlar, oturduk izliyoruz.
Acaba hazret şimdi nasıl bir adım atacak? Sırada kim var?
Şu son CAN holding operasyonu bile bin tane soruyla dolu patlayıverdi.
* ONLAR’dan Barış Pehlivan şunu sordu mesela: “Acaba Saray’ın baş danışmanlarından biri, el konulan şirketlerde -her birinden 2 milyon tl olmak üzere- danışmanlık ücreti alıyor muydu?"
* Holding’e el koyma süreci için “beş gün tartışma yaşandı, itirazlar oldu” kulisi bunu mu işaret ediyordu?
* Ya Orhan Uğuroğlu’nun sorusu: “CAN Holding, Ciner Yayın Holding’e ait HaberTürk, SHOW TV ve BloombergHT’yi 800 milyon dolara aldı. Kara para 800 milyon dolar Turgay Ciner’den geri alınacak mı? Yoksa kara para Ciner’de aklanmış mı olacak?"
Bir yanda, kaçakçılık ve kara para üzerinden mercek altına alındığı bilinen CAN kardeşlere yıllarca büyümesi için süre tanınması..
Bir yanda çözüm derken, CHP’li siyasetçilerin “KENT UZLAŞISI” yüzünden cezaevine atılması..
Ve elbette CHP’ye yönelik kayyum tehdidi..
Doların halini, ithalat rekorlarını boşverin..
Hukuk alev alev!
Baksanıza, İstanbul il binasına yönelik harekatı yaşayanlar, Kırmızı Pazartesi’ye genel merkez binasına makarna, bisküvi, su vs stoklarıyla hazırlanıyor!
Bence biz de stok yapmalıyız:
“Bolca umut, yeterince cesaret, alabildiğine dayanışma” ile!!


