Şimşek’in vergideki adımları nafile çaba Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kayıt dışıyla mücadele ve vergi matrahının artırılması için adımlarına devam ediyor. Vergi tahsilatı açısından bunlar sonuç da veriyor. Ancak gelir dağılımının iyice bozulması, ayrıcalıklı kesimlerin vergi dışı kalması, devasa boyutlara ulaşan faiz harcamaları ve büyüyen hukuksuzluk, bu adımları “nafile çaba” haline getiriyor.
Hem siyasi alanda hem ekonomide hukuk kuralları geçerli olsa Şimşek’in bu adımları mevcut konjonktüre kıyasla, çok daha önemli hale gelirdi. Ancak şimdi, ister istemez, “bazı kesim ve işletmelerin bu adımların dışında tutulduğu” şüphesi çok yüksek.
Vergi denetimine girip ceza kesilen bir işletme sahibi, “Sadece bize bu cezalar, yandaş şirketlere yok” diyebiliyor. Tepki gösteriyor. Belki bunu söyleyen gerçekten vergi kaçırıyor ama “Sadece bana yapılıyor” savunmasının haksız olduğunu kim söyleyebilir ki.
Yıllardır bazı mesleklerin, siyasetteki temsilcileri nedeniyle yeterince vergi denetimine girmediğini biliriz. Bazı avukatları, muayenehanesi olan doktorları, buna dahil edebiliriz. Bunların kapsama alınmasının, vergi kaybının tespitinin yararı çok. Ancak ceza kesilen bir doktor veya avukat AKP’li meslektaşlarına bunun yapılmadığını söyleyince, “olmaz öyle şey” yanıtı verebilir misiniz? Ya da “Şuna da ceza kesildi ama çok az bir parayla kurtuldu” denildiğinde, itiraz edilebilir mi?
Çünkü ayrıcalık ve kayırmacılık had safhada. Bakan Şimşek de asıl vergi kaybının yap-işlet-devret’lerde olduğunu, varlıklı kesimlerin yeterince vergi vermediğini, rant alanlarının vergilendirilmediğini çok iyi biliyor. Bunun için önceleri çaba gösterdi ama adım atamadı.
Şimşek’in “Bu kadar uzun süren bir ekonomik program olmayacağını, biran önce dengelenmenin tamamlanması gerektiğini” bildiğini, şahsen biliyorum. Asıl vergi tabanını büyütecek radikal adımları kadük kaldı. Buna çıkarılan iç siyasi çatışma eklenince, program iyice uzadı, tam yoluna girdi denilirken makro dengeler yeniden bozuldu ve bu noktaya gelindi.
BU İKTİDARLA ARTIK OLMAZ
Böyle bir noktada Bakan Şimşek, “yapabildiğimi yapayım bari” diyerek, bütçeyi bu adımlarla takviye etmeye, siyasi hatalar nedeniyle sürekli büyüyen faiz harcamalarının bir bölümünü bu adımlarla karşılamaya çalışıyor.
O nedenle diyorum ki; Bakan Şimşek’in vergide attığı adımlar zaten atılması gereken adımlardı. Ancak böylesine bir hukuksuzluk ortamında, bunları yaptığı zaman, sağladığı vergi artışına kıyasla çok daha büyük tepkilere neden oluyor.
Bakan Şimşek, bu adımlar nedeniyle, en çok da AKP tabanında eleştiriler alıyor. Son dönemde partide Şimşek’e artan tepkilerin asıl nedeni, “Albayrak döneminde olduğu gibi; enflasyon kaç olursa olsun faizlerin düşürülmesi” talebi. Yani “ekonomiyi tekrar ateşe atabilir ama yeter ki oylarımız artsın” deniliyor.
Şimşek haklı ama “geliri sürekli düşen, buna rağmen vergi ve kamu zamlarıyla beli iyice bükülen dar ve sabit gelirli vatandaş” daha da haklı. Şimşek’in bence göremediği şey; bu iktidar döneminde yapılacaklara artık güvenin kalmadığı.
Hukukun üstünlüğü sağlanmadan, tek kişinin tüm kararları verdiği, denge ve fren mekanizmasının olmadığı, “akıl ve bilimi sadece İHA geliştirirken lazım gören” bir anlayış değişmeden, ekonominin düzeltilmesi mümkün değil.


