Şimşek’in gergin sabahı
Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
24 Ekim’e ertelenen CHP’nin kurultay davası öncesi dün sabah başkentin birçok kritik noktasında karar merakla bekleniyordu.
Genel Başkan Özgür Özel ve kurmayları CHP Genel Merkezi’nde…
“Mutlak butlan”ı umut eden eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Balgat’taki evinde…
Kayyum Gürsel Tekin İstanbul’da….
Ama bir isim vardı ki, Özel’den de, Kılıçdaroğlu’dan da, Tekin’de de daha çok gergin bekleyiş içindeydi...
O isim Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’den başkası değildi.
Şimşek, CHP’ye yönelik özellikle 19 Mart’tan bu yana yargı yoluyla ara vermeden sürdürülen siyasi operasyonlardan son derece rahatsız.
“Gözlerin içine bakılınca ışıldayan ekonomi”nin allak bullak ettiği piyasaları düzeltmek için görevi kabul eden Şimşek’in yakın çevresine aktardığı, “kendi iradesi dışında yapılanlardan dolayı bir türlü arzu edilen verilere ulaşamadığı” sitemini Ankara’da duymayan yok.
İşte bundan dolayı Şimşek dün sabaha kabine içinde en tedirgin uyanan bakandı. Mutlak butlan kararı çıkması halinde, Şimşek’in kendisi açısından görevde kalması zorlaşacaktı.
Dünkü mahkeme kararı tam olarak tatmin edici olmasa bile, Kılıçdaroğlu’nun, Tekin’in ve AKP yönetiminin beklediğinden farklı karar vermesinin, piyasaya olumlu yansımalarını hep birlikte gördük.
Bundan dolayı başkentte, “Mahkemeye Şimşek ayarı” yorumu bile yapanlar var.
Buna rağmen, kendi yaptırdıkları anketlerde de günden güne eridiği görülen AKP iktidarının CHP’ye yönelik siyasi operasyonlarda ısrar etmesini anlamak mümkün değil.
Dünkü karar sonrası Kılıçdaroğlu’nun neden sessiz kaldığına dair avukatı aracılığıyla yaptığı “CHP'ye zarar verme iradesi olmadığı için… Mutlak butlan davası Kemal Kılıçdaroğlu tarafından açılmadı” açıklaması da, Kemal beyin artık “Kaybedenler Kulübü”nde baş köşeye oturduğunun göstergesi. Tıpkı Gürsel Tekin gibi.
“Kötünün iyisi” olarak görülen dünkü kararla ilgili CHP kulislerinde ağır basan değerlendirme, “Mahkemenin 21 Eylül’deki olağanüstü kurultayı görmek istediği, bu kurultaydan çıkacak sonucu görüp, 24 Ekim’de davayı düşüreceği” yönünde.
Ancak az da olsa “Burası Türkiye, her şey olabilir” deyip, temkinli yaklaşan da var. Bu kesime göre, gözünü karartan iktidar, yargıya baskı yaparak “21 Eylül dahil, hepsini iptal edelim” kararını şapkadan çıkartabilir.
Dün siyasi kulislerden duyduğum en ilginç cümle şuydu:
“İlla ki, siyasetin mi hukuk devleti düzeni kurması beklenmeli. Yargı da, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu siyasilere hatırlatmalı ve aldığı kararlarla bunu net şekilde ortaya koymalı.”
Tek gerçek ise 24 Ekim’e kadar CHP’nin başında “Demokles’in Kılıcı”nın sallanmaya devam edeceği.


