Sıra dışı teknolojiyle kaya gazı sondajı Ekonomi Haberleri
Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Türkiye’nin enerji arz güvenliği açısından stratejik öneme sahip bölgelerinden Trakya’da doğal gaz üretimi artarak devam ediyor. Trakya bölgesinde günlük yaklaşık 1 milyon metreküp doğal gaz üretimi gerçekleştiriliyor. Bu miktar, ülke genelindeki günlük doğal gaz üretiminin önemli bir kısmını oluşturuyor. Trakya’daki gaz üretiminin, Sakarya Gaz Sahası’ndan gelen 9,5 milyon metreküplük üretime ek olarak enerji sistemine dahil edilmesi, arz çeşitliliği ve yerli kaynak kullanımı açısından kritik rol oynuyor. Enerji yönetimi, bölgenin sadece mevcut üretim potansiyeliyle değil, gelecekte devreye alınacak yeni yöntemlerle de öne çıkacağını belirtiyor.
YÜKSEK POTANSİYEL VAR
Trakya’nın önemi yalnızca geleneksel üretimle sınırlı değil. Bölgede, ankonvansiyonel (geleneksel olmayan) doğal gaz üretim yöntemleri üzerinde de yoğun bir çalışma yürütülüyor. Bu yöntemler, geleneksel sondaj tekniklerinin ulaşamadığı rezervuarların üretime kazandırılmasını mümkün kılıyor. Kaya gazı ve sıkı gaz gibi kaynakların bu yöntemlerle üretime açılması, Trakya’nın enerji potansiyelini daha da artıracak.
5 KUYU AÇILACAK
Türkiye’nin kaya gazı potansiyeline dikkat çeken yetkililer, ülkenin Avrupa’da bu alanda ilk 10 içinde yer aldığını belirtti. 2025 Cumhurbaşkanlığı Programı’nda konvansiyonel olmayan yöntemlerle 5 yeni kuyu açılması hedefleniyor. Yetkililer, bu kapsamda Trakya’da çeşitli teknik ve jeolojik analizlerin sürdüğünü, ankonvansiyonel üretim tekniklerinin yakın zamanda aktif biçimde uygulanmaya başlanacağını ifade etti. Özellikle Hamitabat ve Mezardere’de yoğunlaştırılması planlanan çalışmalar ile bölgedeki üretim kapasitesinin hem nicel hem de teknolojik olarak yeni bir aşamaya taşınması hedefleniyor.
DIŞ ŞOKLARA KARŞI DİRENÇ
Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltma hedefi doğrultusunda yerli kaynakların üretimi ve kullanımı ön plana çıkıyor. Trakya’daki bu üretim faaliyetleri, sadece ekonomik anlamda değil, aynı zamanda enerji arz güvenliği açısından da kritik bir yere sahip. Enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve yerli üretimin artırılması, hem enerji maliyetlerini düşürme hem de dış şoklara karşı dirençli bir enerji altyapısı kurma hedefleri doğrultusunda değerlendiriliyor.


