Tablodaki gizemli imza... Osmanlı’nın ilk kadın ressamı
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
1972 yılında, İstanbul’dan İzmir’e kesin dönüş yapan diş hekimi Efe Erginer ve ailesinin hayatına beklenmedik bir resim girdi. Şair İdris Pura’nın veda yemeğinde hediye ettiği iki tablodan biri, tuval üzerine yağlıboya bir peyzajdı. Diğeri ise kâğıt üzerine o dönemlerde örneği pek olmayan guaj boya tekniğiyle yapılmış bir İstanbul manzarasıydı.
İlk bakışta sıradan bir suluboya gibi duran bu resim, eve gelen misafirlerin de yıllarca ilgisini çekti. Bir gün Erginer resmi yakından incelendi.
Efe Erginer
KANDİLLİ TEPELERİ YELKENLİLER...
Kandilli tepeleri, feraceli kadın figürü, yelkenliler, martılar, koylar ve renklerin canlılığı dikkatini çekti. Erginer, sol alttaki küçük harflere büyüteçle baktığında “Muide Esad” imzasını gördü. O andan sonra evdeki tablonun ressamının izini sürmeye başladı. Efe Erginer, ressamın ismini önce İzmir’de tanıdığı sanat tarihçilerine ve Devlet Resim ve Heykel Müzesi yetkililerine sordu. Ancak kimse bu imzayı bilmiyordu. Yalnızca resmin “usta işi” olduğu söyleniyor, ressamın kimliği meçhul kalıyordu. Arayış İstanbul’da devam etti.
ADALAR’A GÖTÜRÜP RUMLARA SORDUM
Nişantaşı ve Teşvikiye’deki galerilerin yanı sıra Maçka Mezat’ın, antika uzmanı Rafi Portakal gibi isimlerin de kapısını çaldı. Herkes resmi övdü ama kimse “Muide Esad” adını duymamıştı. Erginer, Muide Esad ile ilgili ulaştığı bilgileri şöyle anlattı: “Bazı sanat tarihçileri, resmin sarayda yaşayan kadınlarından biri tarafından yapılmış olabileceğini söyledi. Çünkü o dönemde haremin yetenekli kadınlarına özel resim dersleri veriliyordu. İçime en sinen yanıt bu olmuştu. Bir de resmin İstanbul’un hangi semtine ait olduğu da merak konusuydu. Boğaz mıydı, Adalar mıydı? Cevabı bulmak için tabloyu Adalar’a götürdüm. Aya Yorgi’de rastladığım yaşlı Rum kadınlar resmi uzun uzun inceledi. İçlerinden biri buranın Paşabahçe’den Kandilli’ye, uzakta da Bebek sahillerine baktığını söyledi. “Gül Cemal Vapuru”nu, sahillerin kıvrımlarını, Boğaz’ın ışığını tanıdı. O anda tablo bir resim olmaktan çıktı aslında. İstanbul’un o günlerini yansıtan bir belgeye dönüştü.
HIFZI TOPUZ TEYİT ETTİ
Yıllar geçti. Bir gün İzmir’deki bir kitapçıda gazeteci Hıfzı Topuz’un imza günü vardı. Orada kendisinin Çamlıca’nın Üç Gülü kitabını aldım. Bir ay sonra kitabı okurken kitabın içinde ilk Milli Kongre Cemiyeti’nin kurucusu Göz Doktoru Prof. Dr. Esad Işık Paşa’nın kızı Muide ile ilgili bir bilgi geçiyordu. Bu benim aradığım kişi olabilirdi. Hemen yayınevi üzerinden Hıfzı Topuz’a ulaşmaya çalıştım. Ve resimden söz ettim. Bir süre sonra Hıfzı Bey ile görüştük ve tabloyu gördüğü anda tanıdı. ‘Evet, bu tabloyu yapan Muide Esad’dır. Prof. Dr. Esad Paşa’nın kızıdır. Bizim de akrabamızdır. Çocukluğumda onu birkaç kez görmüştüm’ dedi. Ardından resmin arkasına kendi el yazısıyla not düştü: ‘Bu resmi yapan Muide Esad Hanım, Prof. Dr. Esad Işık Paşa’nın kızıdır.’ Böylece yıllardır süren belirsizlik son buldu. Artık imzanın sahibi, Osmanlı’nın son döneminde sanat sahnesine adım atan ama adı unutulan bir kadın ressam olarak doğrulanmıştı.”
AKADEMİNİN İKİ NUMARALI ÖĞRENCİSİ
- Efe Erginer, Muide Esad’ın izini sürerken ilk kadın ressamların sınıfına da ulaşmış: “Muide Esad, İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nin yani bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin temelini oluşturan kadınlara özel Güzel Sanatlar Akademisi’nin 2 numaralı öğrencisi olarak tarihe adını yazdırmış. Akademinin bir numaralı öğrencisi Müzdat Sait Arel’in yanı sıra Belkıs Mustafa, Nazire Hanım, Fahrünnisa Zeyd ve ileride Türkiye’nin başbakanı olacak Bülent Ecevit’in annesi Nazlı Ecevit de vardı. 33 öğrenciden oluşan bu sınıf, Türk sanat tarihinde kadınların ilk defa resmi anlamda akademiye adım attığı kuşak olarak biliniyor.
Muide Esad’ın Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki sınıfı...
DUVARDAKİ RESİM ROMANINI YAZDIM
Muide Esad’ın önemi Galatasaray Sergileri’nde de biliniyor. Muide Hanım iki kez bu sergilere katılmış. Türkiye’de eserleri çok az görülüyor. 1976’da Taksim Sanat Galerisi’nde bir karma sergide ismine rastlanıyor. 2023’te ise Vehbi Koç Vakfı’nın Meşher Galerisi’nde küçük ebatlı bir tablosu sergilendi. Ama genel olarak Muide Esad çok önemli biri olmasına rağmen sanat literatüründe yok sayılan ‘yitik ressam’lardan biri olmuş ne yazık ki. Ben de tüm bunlardan yola çıkıp hikâyesini kendi tablosundaki ağaç ile birleştirerek Duvardaki Resim romanını kaleme aldım.”
SADULLAH PAŞA’NIN TORUNU
“Muide Esad’ın annesinin babası Tanzimat Dönemi’nin önemli devlet adamlarından ve Boğaz’da hâlâ varlığını sürdüren yalısıyla bilinen Sadullah Paşa. Babası ise ilk Milli Kongre’yi düzenleyen göz doktoru Esad Paşa. Babasının ikinci eşinden olan kardeşi ise ileride Dışişleri Bakanı olacak Hasan Esat Işık. Muide Esad, babasının asistanı olan Mısırlı bir doktorla evlenip Kahire’ye yerleşmiş. Soyadı “Amin” olmuş, iki çocuğu dünyaya gelmiş. Onlar Mısır’dan Avusturalya’ya göç etmişler.”


