Osmanlı’nın iz bıraktığı ada: Malta’nın tarih dolu sokakları
Haber Global sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Malta... Akdeniz’in ortasında küçük bir ada ama tarihin en büyük imparatorluklarını karşı karşıya getiren büyük bir sahne. Osmanlı'nın Akdeniz'e hâkim olduğu dönemde, bu taş sokaklarda sadece adımları değil, tarihi şekillendiren kararları da yankılandı.

Bugün güneşin aydınlattığı bu dar sokaklar, bir zamanlar Osmanlı donanmasının gölgesindeydi. O günlerden bugünlere kalan sadece taş surlar değil; kültür, iz, hafıza… Ve işte ben de bu tarihî mirasın peşinden Malta sokaklarında yürüdüm. İyi ki de yürüdüm çünkü mutlaka tekrar gideceğim ülkeler listesinin en başında. Burada hayat 7/24 akışta. Otelimi Valetta bölgesindeki Cumhuriyet caddesinde tercih ettim. Harika bir otel ve ilk kez gidenler için mükemmel bir konuma sahip. Bu arada otele 2 gece için kahvaltı dahil 100 Euro ödedim. Genel olarak ülkede fiyatlar dengeli ne ucuz ne pahalı. Ülkeye gitmek için en uygun zaman ilkbahar ya da sonbahar. Yazın çok sıcak oluyor.

Peki şimdi Malta'da ne yapılır nereler gezilir ne yenir ne içilir? Havalimanından şehre ulaşım nasıl? ona bir göz atalım;
GEZİLECEK YERLERValletta: UNESCO tarafından koruma altına alınmış bu başkentte, tarih adeta nefes alıyor.
Malta’nın kalbindeki şehir Valletta, aslında yalnızca güzel bir başkent değil. Adını Jean de Valette adlı bir Malta Şövalyesi’nden alıyor. Neden mi önemli? Çünkü 1565’te Kanuni Sultan Süleyman’ın ordusu Malta’yı kuşattığında, Valetta adayı savunan komutandı. Adını da buradan alıyor.

St. John’s Co-Cathedral: Barok mimarinin incisi, Caravaggio’nun ünlü eseri burada.

Upper Barrakka Gardens: Osmanlı kuşatmasında önemli bir gözlem noktasıydı. Bugünse en güzel manzara burada.

Fort St. Elmo: Kuşatma sırasında en çok direniş gösterilen kale. Şimdi içinde bir savaş müzesi var.
Mdina (Sessiz Şehir)
Bir zamanlar Malta’nın başkentiydi. Taş duvarları, kiliseleri ve labirent sokaklarıyla Ortaçağ’a yürüyorsun adeta. Game of Thrones'un bazı sahneleri burada çekildi, ama daha da etkileyici olan: Bu şehrin duvarları, Osmanlı dönemine de tanıklık etmiş.

Ada bölgesi olsa da Valetta ile Mdina arasındaki farkı net hissediyorsunuz. İki şehir, iki ayrı ruh… Mdina'da sanki zaman orada durmuş. Sur kapısından içeri girer girmez başka bir dünyadasınız. Sokaklar sessiz, taş duvarlar tarihi fısıldıyor. İnsanlar daha yaşlı, daha yerel. Birçoğu nesillerdir orada yaşıyor. Turist var ama ses yok. O yüzden zaten “Sessiz Şehir” diyorlar. Ve inanın, bu lakabı fazlasıyla hak ediyor.
Rabat
Mdina’ya yürüyerek 5 dakika.
St. Paul’s Catacombs: Yeraltı mezarlarını görmeden dönme.
Lokal mahalle havası çok sıcak.
Sliema & St. Julian’s
Daha modern, alışveriş ve gece hayatının merkezi.
Balluta Bay ve sahil yürüyüş yolu keyifli.
Akşamları barlar, lounge’lar dolup taşıyor.
Marsaxlokk
Balıkçı tekneleriyle dolu rengârenk bir liman kasabası. Şövalyelerin Osmanlılarla ilgili haberleri aldığı yerlerden biri olduğu söyleniyor.

Marsaxlokk
Blue Grotto (Mavi Mağara)
Tarih bir yana, deniz bir başka güzel… Turkuaz sular, kireçtaşı mağaralar ve şnorkelle yüzmek için ideal alanlar. Tekneyle mağaralara giriyorsun, su cam gibi mavi. Sabah erken saatler veya öğleden sonra git, güneş ışığı fotoğraflar için harika
Gozo Adası
Feribotla yaklaşık 25 dakika. Daha yeşil ve sakin bir atmosfer.
Victoria (Rabat) kasabası ve Citadel mutlaka gezilmeli. Azure Window yıkıldı ama çevresi hâlâ büyüleyici.
Comino ve Blue Lagoon
Malta ve Gozo arasında minik bir ada. Blue Lagoon’un turkuaz suyu dillere destan.

Blue Grotto (Mavi Mağara)
YEME İÇME
Malta'da yeme içme konusunda sıkıntı yaşayacağınızı düşünmüyorum. Deniz ürünleri, ev yemekleri ve fast food rahatlıkla bulabilirsiniz. Tatlılarında hurma tatlıları meşhur onları muhakkak deneyin.
HAVALİMANINDAN ŞEHRE ULAŞIMOtobüs Hattı: X4 numaralı otobüs, doğrudan Valletta’ya gidiyor. Zaten son durak da orası. Valetta'daki kalenin orada otobüs durakları var gitmek istediğiniz her noktaya buradan kolaylıkla gidebilirsiniz. Ücret: 2 Euro (bilet otobüs şoföründen alınabilir)



