Transferin gölgesinde! Ali Kemal Yazıcı
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Türk Milli Takımı 23 yıl aradan sonra gitmeyi kafaya koyduğu Dünya Kupası'nın eleme grubu aşamasına net bir skorla mükemmel başladı. Aslında her şey çok güzel başlamış 3-0'a kadar gelen skor maçı koparmaya yeterdi fakat ne zaman ki Barış Alper Yılmaz’ın atılması hem skoru koruma adına paniği, hem de hücum organizasyonları adına yapacaklarımızı da sekteye uğrattı. Maçın özellikle ilk yarısında ne yaptığını bilen, topa hakim olarak ikinci bölgede direnç gösterip, cepheden kısa paslarla sonuç arayan Milliler aslında maçın başında kazandığı golle oyuna ve skora hakim olarak müsabakayı bitirdi. Savunma güvenliğini elinde tutup, ikinci bölgede temaslı oyunla Gürcistan’ın ataklarının başlamasına izin vermeyen İsmail Yüksek'in desteğiyle oyunu iki yönlü oynama özelliği üst düzey olan kaptan Hakan’ın oyunu ve yönlendirmesi takım savunması adına en önemli gelişmeydi. İkinci yarıda Orkun ile aynı düzenini sürdüren Türk Milli Takımı'nda, futbol zekasını fiziksel gücü ile bütünleştiren Arda Güler, tüm hücum organizasyonlarının merkezine oturdu. Kaleci Uğurcan ise özellikle ilk yarıda Trabzonspor kalesinde iki sezondur maçlarda yaptığı topu oyuna sokma tekrar antrenmanlarının kendisine kazandırdığı avantajla iyi işler yaptı. Grupta her ne kadar İspanya favori gösterilse de; Türk Milli Takımı genç jenerasyon Gürcistan karşısında gösterdi ki, oyuncu bütünlüğü, oyun ve düşünce bütünlüğü ile birleştiğinde farklı bir enerji ortaya çıkıyor. Bu yıl lig maçlarını bile gölgede bırakan transfer döneminde bu bütünlüğü yakalayıp, böylesine üst düzey turnuvaya böyle bir galibiyetle başlamak bizim coğrafyada takımlarımızın Avrupa kupası maçlarını düşündüğümüzde her oyuncu topluluğunun kolay kolay başaracağı bir eylem değildir. Maçın bir saatlik zaman diliminde her şeyi iyi yapan takımda fiziksel yetersizliğin ön plana çıktığı dönemlerde yapılan değişiklikler oyunu olmasa da sadece skoru tutmaya yetti. Kulübünde sezon başından bu yana kaosun bir numaralı ismi olan ve transfer sarmalından halen daha kurtulamayan Barış Alper Yılmaz’ı çok da ihtiyaç yokken sahaya atmak büyük riskti. Çünkü bir teknik adam futbolcusunun fiziksel yeterliliğinin yanı sıra mental yeterliliğini de bilmek zorunda. Bu galibiyetten daha değerli olansa Kerem ile Yunus’u malzeme yapıp, toplumun önüne atmaya çalışarak ihaneti içerden ateşleyen medya maymunlarının yediği tokattı.


