Tülay Hatimoğulları Kürt sorunu var mı sorusuna yanıt verdi
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Halk TV'de Gözde Şeker'in sunduğu Yeni Bir Sabah programına DEM Parti Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları konuk oldu.
Şeker, İmralı Süreci'ne muhalefet eden kişilerin "Kürt sorunu yok" iddiasını hatırlattı "Siz bu ülkede Kürt sorunu var mı diyenlere nasıl yanıt veriyorsunuz?" diyen Şeker'e Hatimoğulları, şu yanıtı verdi:
"Komisyonda Kürt annelerinin Kürtçe konuşamaması bir Kürt sorunu değil midir? Birçok yerde Kürt’ün dilinden dolayı baskı görmesi bu bir sorun değil midir? Türkiye nüfusunun üçte biri Kürt. İnsanların kendi ana diliyle kendini ifade edememesi ya da eğitim görememesi başlı başına bir sorun değil midir? İşte Kürt sorunu budur.“Kürt sorunu yoktur demek aslında tarihle gerçek anlamda bir yüzleşmenin gerçekleşmemesi demektir.”"ÖCALAN MALAZGİRT RUHUNDAN BAHSEDER"Hatimoğulları, Kürt sorununun olmadığını söylemenin tarihi inkar etmek olduğunu söyledi:
"Ve bakın Kürt sorunu yoktur demek aslında tarihle gerçek anlamda bir yüzleşmenin gerçekleşmemesi demektir. Sayın Öcalan'ın da çok sık vurguladığı bir nokta var. Mesela hani Malazgirt ruhundan bahseder. Türk-Kürt kardeşliği der. Ve her fırsatta özellikle Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'nı verdiği yıllarda Kürt ve Türk'ün birlikte nasıl ortak vatan için savaştıklarının vurgusunu mesela sıklıkla yapar. Bunlar tarihi gerçeklikler ve realiteler.Peki ondan sonra Kürt neden dili yok sayıldı, kendi yok sayıldı ve şundan emin olalım ki Kürt halkı güçlü bir şekilde örgütlendiği için, demokratik siyasette kendilerini var edebildikleri için şu anda Kürt'ün varlığını artık redde hiç kimse reddedemez bir duruma gelmiş durumda. Kürt sorunu vardır. Bu toplumun tarihi gerçekliğidir ve bizim bu gerçeklikle yüzleşmeye çok ihtiyacımız var."Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri’nin de komisyonda dile getirdiği çağrıyı hatırlatan Hatimoğulları, “Hakikatle yüzleşmek, bundan sonra biz bunları yapmayacağız demek gerekiyor. Türkiye’de eşitlik ve kardeşlik içinde yaşamalıyız” dedi. Hatimoğulları şöyle devam etti:
"Türkiye'de barış eşitlik içinde yaşamalıyız, kardeşlik içinde yaşamalıyız, eşit kardeşlik içinde yaşamalıyız. Ve Türkiye'deki bu sorunu öncelikle kabul etmek akabinde eşit yurttaşlık hakkı temelinde bu ülkede yaşayan bütün farklı halkların, bütün farklı inançların kendi diliyle, kendi rengiyle, kendi inancıyla bu ülkenin bir eşit yurttaşı olarak kendini hissedebildiği bir Türkiye, emin olun ki demokratik bir Türkiye olur ve güçlü bir Türkiye olur.""BÖLÜNME PARANOYALARINI GÜNDEME GETİRMEMEK LAZIM"Hatimoğulları, Kürtçe ve diğer dillerin gündeme gelmesinin “bölünme” korkusu yaratmasının yanlış olduğunu belirtti:
"Bugün Kürtçe'den bahsederken ya da işte Arapça'dan bahsederken, Ermeni halkından,eni halkından, Alevi'den bahsederken birilerinde şöyle paranoyalar olabiliyor: Bölündük, bölüneceğiz. Ya biz birbirimize pamuk ipliğiyle mi bağlanmışız? Öyle hemen bölündük, hemen bölüneceğiz, o pamuk ipliği pat diye kopacak. Böyle bir bir şey yok. Burada tarihsel bağlar var. Ortak yaşanmışlıklar var. Ve bu dönemde Kürt sorununu dile getiren en temel kesimlerden biri, bir taraf olarak bugün Sayın Öcalan diyor ki: "Biz ortak bir Türkiye'de eşit yurttaşlık hakkını tesis ederek herkesin kendini bu ülkenin eşit yurttaşı olarak hissettiği bir demokratik zeminde barışı oluşturalım." diyorsa bu bölünme paranoyalarını artık gerçekten hiç gündeme getirmemek lazım. Yani bu meselenin, bu tarihsel sorunun en temel muhatabı bunu böyle ifade ediyorsa artık böyle düşünenlerin "Yok ya artık benim bu fikrimi değiştirmem lazım ya." demesi lazım ve değişmesi lazım diye düşünüyorum."ÖZEL VE ERBAKAN'I HATIRLATTIMerhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve merhum Başbakan Necmettin Erbakan’ın Kürt sorununa dair adımlarına da değinen Hatimoğulları, şöyle konuştu:
"Biz Türkiye toplumu olarak 72 milletten insanız. Farklı dillerden, ben Arap'ım. Ben Arap olarak doğmayı, doğarken kimse bana ne olarak doğmak istiyorsun diye sormadı. Kürt Kürt olarak doğuyor. Türk Türk olarak doğuyor. Her dilin, her inancın, her rengin kendince inanılmaz bir kıymeti var.Şimdi biz bir yani dolayısıyla biraz önce de söyledim ya, pamuk ipliğiyle bağlı değil bu. Öyle kolay eee sonuçlar oluşmaz. Mesela ben hani şunu hatırlatmak istiyorum özellikle bu kesimlere.Mesela hani hem Kürt sorunu yoktur diyen hem siz Kürtçe'yi mi meclise taşıyacaksınız diyenlere şunu hatırlatmak istiyorum.Bakın rahmetli Turgut Özal bu konuda çok önemli adımlar attı. "Evet bu ülkede Kürt sorunu var. Açıkça konuşulmalıdır." dedi. Ve onun neredeyse hayatına mal oldu bu yaklaşımı.Mesela aynı şekilde rahmetli Necmettin Erbakan'ın çok önemli bir yaklaşımı vardı. Şimdi bu insanlar vatansever değil bize bunu yazan mı vatansever?Yani bu böyle bir vatanseverlik yarıştırmaya kimse kalkmamalı. Zaten tırnak içinde sahte vatanseverlikler bizleri bugüne kadar getirdi. Gerçekten ben şuna yürekten inanıyorum. Gerçek bir vatansever, gerçek bir yurtsever kendi yurttaşını sever. Tabii ki. Kürt de olsa sever, Arap da olsa, Ermeni de olsa sever. Bizim Türk'ü sevdiğimiz gibi sever."

