Türkçü Kürtçü sahte hesapların gazına gelmeyin
Sonhaberler sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Son 15 yılda Türkiye’nin çevresinde adeta bir ateş çemberi oluştu. Komşu ülkelerde yaşanan savaşlar, iç çatışmalar ve siyasi krizler, bölgeyi istikrarsızlaştırırken Türkiye, tüm bu kargaşanın ortasında iç barışını ve toprak bütünlüğünü korumayı başardı.
Suriye, Lübnan, İran, Irak, Mısır, Libya, Tunus, Ukrayna, Rusya, Ermenistan ve Gürcistan gibi Türkiye’nin çevresindeki ülkelerde yaşanan savaşlar, ayaklanmalar ve iç çatışmalar hem insani hem siyasi ciddi sonuçlar doğurdu. Bu gelişmelere rağmen Türkiye'nin iç istikrarını sürdürmesi, bölgesel güvenliğini artırması ve sosyal bütünlüğünü muhafaza etmesi dikkate değer bir tablo oluşturdu.
Türkiye, özellikle 2010’lu yıllardan itibaren bölgesel krizlerin etkilerini en aza indirmek için savunma ve güvenlik politikalarında önemli adımlar attı. Askerî alanda yerli ve millî üretim atılımları hızlandırıldı. Hava savunma sistemleri, insansız hava araçları ve sınır güvenliği projeleri ile caydırıcılık seviyesi artırıldı.
Bu süreçte yalnızca dış güvenlik değil, iç güvenlik açısından da dikkat çeken hamleler yapıldı. En büyük sosyal meselelerden biri olan "Kürt Meselesi"nde yürütülen çeşitli siyasi ve sosyal girişimler, çatışmaların önlenmesi yönünde etkili oldu. Terör örgütüne karşı alınan kararlı tedbirler ve halkın geniş kesimlerinden gelen desteğin etkisiyle iç savaş senaryolarının önüne geçildi.
Türkiye’de yaşayan Kürt vatandaşlar, kendilerini devletin ayrılmaz bir parçası olarak kabul ettiklerini net şekilde ortaya koydu. Toplum genelinde benimsediği bu sağduyulu tutum, geçmişte sıkça gündeme gelen etnik temelli kutuplaşmaların derinleşmesinin önüne geçti.
Ancak elde edilen kazanımların kalıcı hale gelmesi için toplumsal farkındalık ve siyasi istikrar kadar, bilgi güvenliği ve dijital mecralardaki algı operasyonlarına karşı da mücadele büyük önem taşıyor.
MALUM ODAKLAR TARAFINDAN AÇILAN SAHTE HESAPLARA DİKKAT Son yıllarda Türkiye’yi karıştırmaya yönelik faaliyetlerin dijital mecralarda yoğunlaştığı görülüyor. Özellikle sosyal medya platformlarında kullanılan sahte hesaplar aracılığıyla toplumun en hassas konularından biri olan Türk-Kürt ilişkisi üzerinden kışkırtmalar yapılmakta.Uzmanlar, bu hesapların çoğunun yapay zekâ ile üretilmiş profil resimleri taşıdığına, hem Türkçü hem de Kürtçü görünümlü propaganda içeriklerinin aynı kaynaklar tarafından servis edildiğine dikkat çekiyor. Bu içeriklerde karşılıklı tahrik ve düşmanlık dili kullanılarak, toplumsal fay hatlarında kırılmalar yaratılması hedefleniyor.
Bu dijital tuzağa düşen yalnızca sıradan kullanıcılar değil. On binlerce takipçisi bulunan gazeteciler, aktivistler veya sosyal medya fenomenleri, bu hesapların gerçek olmadığını bilmelerine rağmen, onların içeriklerini alıntılayarak kamuoyuna taşıyabiliyor. Bu durum, toplumsal gerilimin daha da büyümesine yol açabilecek zincirleme etkilere neden olabiliyor.
Bilgi çağında yalnızca fizikî değil, dijital güvenlik de bir ülkenin bütünlüğünü korumada temel unsurlar arasında yer alıyor. Bu nedenle sosyal medya kullanıcılarının paylaşım yaparken kaynakları sorgulaması, provokatif içeriklere karşı dikkatli olması ve dijital farkındalığını artırması kritik önem taşıyor.
Türkiye, ateş çemberi içinde bir istikrar adası olmayı başardı. Ancak bu istikrarın sürdürülebilir olması, yalnızca güvenlik önlemleriyle değil, aynı zamanda toplumsal bilinçle de doğrudan ilişkili. Sosyal medya üzerinden yürütülen psikolojik operasyonlar, toplumsal kutuplaşma yaratma potansiyeline sahip.
Bu nedenle hem bireysel kullanıcılar hem de kanaat önderleri, dijital sorumlulukla hareket etmeli, bilgi kirliliğine ve manipülasyona karşı bilinçli bir duruş sergilemelidir. Toplumun her kesiminin bu bilinçle hareket etmesi, Türkiye’nin sadece dış tehditlere karşı değil, içerideki sinsi bölme girişimlerine karşı da güçlü durmasını sağlayacaktır.


