Uzmanlardan riskli gruplar için grip aşısı önerisi
Trthaber sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Uzmanlar, grip aşısının özellikle risk gruplarında hayati öneme sahip olduğunu ifade ederken maske kullanımı, el hijyeni, düzenli uyku ve dengeli beslenmenin hastalıklardan korunmada etkili yöntemler olarak sıralandı.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Asuman İnan, okul sezonunun başlamasıyla solunum yolu enfeksiyonu hastalıklarında artış gözlendiğini söyledi.
Vakaların başında da halk arasında grip olarak bilinen "influenza" virüsünün geldiğini, gribin sağlıklı kişilerde basit bir enfeksiyon olarak geçirilebileceğini ancak riskli gruplarda zatürre, bakteriyel enfeksiyonlar ve bazı kalp hastalıklarına da yol açıp hastaneye yatışlara, yoğun bakım ihtiyacına ve hatta ölümlere neden olabileceğini aktaran İnan, Birinci Dünya Savaşı sırasında büyük ölümlere yol açan İspanyol gribine dikkati çekti.
Doç. Dr. İnan, "Grip aşısı aslında bir devrim niteliğinde. Gerçekten koruyucu önleyici bir aşımızın olması bugün için büyük bir şanstır." dedi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinin (CDC) grip aşısını, 6 aylık bebeklerin üzerindeki herkese önerdiğini vurgulayan İnan, şöyle devam etti:
"Bir de riskli gruplar var. Onlara da gribi ciddi geçirecekler için mutlaka öneriyor. Bunlar, 2 yaş altındaki bebekler, 65 yaş üzerindeki yaşlılar, kronik böbrek, kalp, akciğer hastalığı olanlar, şeker hastaları ve immunsupresif dediğimiz bağışıklığı azaltıcı ilaç kullanan ya da hastalığı olanlar, örneğin kanser hastaları bu gruba giriyor. Bunların her yıl düzenli olarak grip aşılarını yaptırmaları gerekiyor."
Doç. Dr. İnan, aşıların yan etkileri konusunda bazen spekülatif söylemlerin gündeme geldiğini anlattı.
Aşıların hastalığı geçirmekle kıyaslanamayacak kadar daha az riskli olduğunun altını çizen İnan, her yıl özellikle risk grubunun grip aşısı olmalarının tüm dünya sağlık otoritelerince önerildiğini aktardı.
İnan, grip aşısı olmak isteyenlerin aile hekimlerine başvurabileceğini, 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olan risk gruplarına ise sağlık merkezlerinde reçeteyle ücretsiz aşı yapılabildiğini dile getirdi.
Aşının ekim ortası ile sonuna kadar yapılmasının ideal olduğunu belirten İnan, mevsim boyunca hastalık sürdüğü için ilerleyen dönemde de aşının yapılabileceğini söyledi.
Doç. Dr. İnan, gribe yakalanmamak için aşının en önemli silahlardan olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Hasta olan kişilerin kalabalıklara karışmaması gerekir. Örneğin hasta bir çocuğun okula gönderilmemesi gerekiyor. Hem kendisinin çabuk iyileşmesi için hem diğerlerine bulaştırıyor olması açısından. Yine hasta kişi eğer kalabalık ortamlara girecekse mutlaka maske kullanması gerekiyor. Öksürürken veya hapşırırken bir kağıt mendili kullanması, en azından koluna hapşırması, öksürmesi, mikrobun etrafa saçılmasını engelleyeceği için önemli koruyucu bir nitelik taşıyor. Yine el hijyeni çok önemli. Çünkü elimizi ağzımıza, burnumuza götürüyoruz. Etrafa dokunuyoruz. Grip, etraftan da bulaşabilecek bir enfeksiyon. O nedenle elleri sık yıkamak, gripten koruyucu bir önlem. Yine sağlıklı kalmak için yapılacak genel önlemler sağlık kalitemizi, yaşam kalitemizi arttıracak önlemler, düzenli uyku, mevsime uygun sağlıklı beslenme, egzersiz bizi genel olarak sağlıklı kılacağı için bu tip enfeksiyonlardan da koruyacaktır."
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Bahadır Taşlıdere de havaların beklenenden daha erken soğuması nedeniyle hastanelere yapılan mevsimsel grip başvurularının artığını söyledi.
Bundan dolayı da maske takmanın yeniden gündeme gelebileceğini dile getiren Taşlıdere, "Çünkü maske hem kendimizi hem de çevremizi korumanın en basit ve en ucuz yolu." diye konuştu.
Doç. Dr. Taşlıdere, soğuk algınlığı ve nezle gibi hastalıklara yüzlerce virüsün neden olabileceğini, bunlardan birinin Kovid-19 olduğunu aktararak, "Bu ayrım ancak PCR testiyle yapılabilir. Şimdi şu durumda özel ve kamu hastanelerinde rutin olarak Kovid testi yapılmıyor. Ama gözlemlediğimiz kadarıyla her hastaneye başvuran 10 kişiden 3'ünün Kovidli çıktığını biliyoruz." ifadelerine yer verdi.
En önemli korumanın bulaşın önlenmesi olduğunun altını çizen Taşlıdere, şöyle devam etti:
"Hastalandığımızda öncelikle izolasyon ve diğer kişilere bu hastalığı bulaştırmamak adına dinlenmek, hem kendimiz hem de çevremize iyi gelecektir. Bu açıdan en az 24 saat, özellikle yüksek ateş düşene kadar yakın temastan kaçınmalıyız. Özellikle evde 65 yaş üzerinde yaşlı birinin olması ya da kronik hastalığı bulunduğu durumlarda maske takmalıyız. Kas ağrısı, ateş gibi durumlarda basit ateş düşürücüler kullanılabilir. Ancak doktor önerisiyle antiviral ilaçlara yönelmeliyiz."
Halk arasında "sarı serum" olarak bilinen uygulamanın doğru bir tedavi yöntemi olmadığını belirten Taşlıdere, bu hastalığın asıl tedavisinin dinlenmek, yeterli sıvı almak, ağrı kesiciler ya da ateş düşürücüler ve doktor önerisiyle antiviral ilaçları kullanmak olduğunu sözlerine ekledi.


