Yeşilay’dan “Türkiye Kumar Raporu”: Çarpıcı veriler eşliğinde çözüm önerileri sunuluyor
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Türkiye Yeşilay Cemiyeti, kumar ve sanal kumar bağımlılığındaki durumu geniş kapsamlı bir raporla kamuoyuyla paylaştı. Yeşilay Akademi öncülüğünde başlatılan Türkiye Kumar Raporu'nda ülkemizdeki bulguları, dünyadaki verilerle karşılaştırarak sanal kumar ve kumar bağımlılığında gelinen durum gözler önüne serilirken çözüm önerileri de sunuldu. Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç'in ev sahipliğinde Yeşilay merkezinde düzenlenen basın toplantısında kumarın bir halk sağlığı tehdidi olduğu vurgulandı. Türkiye Sağlık Bakanlığı iş birliğiyle yürütülen araştırmalarda 15 yaş ve üzeri nüfusun yüzde 10'undan fazlasının hayatında en az bir kez kumar oynadığı ortaya çıktı.

HER 10 KİŞİDEN 1'İ EN AZ BİR KEZ KUMAR OYNADI
Türkiye'de her 10 kişiden 1'i en az bir kez kumar oynadığı ortaya çıktı. Kumara başlama yaşı olarak bakıldığında kumar oynayanların yüzde 71'i ilk kez 15-24 yaş aralığında kumar oynadığı tespit edildi. Yüzde 19'u ise 25-34 yaşları arasında oynadığı öğrenildi. 35 ve üstü ise yüzde 10 olarak belirlendi. Kumar, yaş grubu ve eğitim düzeyi fark etmeksizin toplumun geniş kesimlerini etkiliyor. Ancak, lisansüstü eğitim düzeyine sahip kişilerde kumarın daha yaygın olması dikkat çekici. 2024 yılında, Yeşilay Danışmanlık Merkezlerine (YEDAM) kumar bağımlılığı sebebiyle yapılan başvuru sayısı, alkol ve madde bağımlılığı sebebiyle yapılan başvuru sayısını geçti. Hayatında en az bir kez kumar oynamış bireylerin eğitim durumuna göre dağılımına bakıldığında okul bitirmemiş yüzde 3,5, ilkokul mezunu yüzde 8,9, ortaokul mezunu yüzde 9,8, lise mezunu yüzde 10,2, önlisans mezunu yüzde 11,5, üniversite mezunu yüzde 11,3 ve lisansüstü yüzde 13 olarak belirlendi. Buna göre eğitim artıkça hayatında bir kez bile olsa kumar oynayanların yüzdesi artıyor.

KUMAR BAĞIMLILIĞINDA ARTIŞ VAR: SON ÜÇ YILDA 15 BİN 624 BAŞVURDU
2021-2024 yılları arasında kumar bağımlılığı sebebiyle 15 bin 624 YEDAM'a başvurduğunu söyleyen Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, SABAH'a yaptığı açıklamada "Geçtiğimiz Ağustos ayında bağımlılıkların Türkiye ekonomisine maliyetinin 78 milyar dolar olduğunu ve bunun yarısından fazlasının kumar bağımlılığı kaynaklı olduğunu açıklamıştık. Yeşilay çatısı altında yapılan bilimsel çalışmaların bir ürünü olarak, Yeşilay Akademi Direktörlüğü tarafından hazırlanan 'Türkiye Kumar Raporu', kumar ve sanal kumar bağımlılığında geldiğimiz noktayı gözler önüne seriyor. 15 yaş ve üzeri nüfusta, hayatında en az bir kere kumar oynama oranı maalesef yüzde 10 seviyesine ulaşmış. Yeşilay Danışmanlık Merkezlerimizde kumar bağımlılığı sebebiyle başvuran danışan sayımız ise son üç yılda 15 bin 624. Mücadele ettiğimiz beş bağımlılık türü içinde en yoğun başvuru kumarda. Bize başvuran her 7 kişiden 2'si kumar sebebiyle geliyor." şeklinde konuştu.


"KUMARLA ALAKALI DÜZENLEMELERE İHTİYAÇ VAR"
Doç. Dr. Dinç, sözlerine devam ederek "Son zamanlarda bağımlılıklar arasında kumar bağımlılığı daha hızlı ve yıkıcı bir şekilde yaygınlaştı. Çok boyutlu açıklamaya ihtiyaç duyan bir problem. Çok boyutlu olarak anlaşılmaya ve anlatılmaya ihtiyaç duyulan bir problem. Bu yüzden bundan sonraki süreçte bu hem psikolojik hem sosyolojik hem de ekonomik anlamda meseleyi anlamak ve çözümlemek, pratik, uygulanabilir, sahaya yansır, hızlı etkili çözümler bulma anlamında daha fazla çalışmalarımız olacak. Mevcut durumu net bir şekilde gösteren son raporumuzla kumarla alakalı mesele iki çerçeveden anlaşılıyor. Bir tanesi yasal kumar diğeri yasa dışı kumar. Yasa dışı kumarla alakalı Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz'ın başkanlığında, çok sayıda bakanımızla birlikte Yeşilay olarak bir yılda toplantılar yaptık. Sahada uygulanmaya yönelik, çok boyutlu, çok kapsamlı ve çok etkili bir çerçeve plan çizildi. Bir yıllık süre içerisinde o plan uygulanmaya başlayacak. Ondan sonra hızlı bir şekilde tüm Türkiye'de kapsamlı bir şekilde yer aldığını göreceksiniz. Ancak bu yasa dışı kumarla alakalı. Biz Yeşilay olarak diyoruz ki, yasa dışı kumar ile mücadele çok önemli. Ama yasal kumar da yasa dışı kumar gibi insanımızı tehdit ediyor. Yasa dışı kumar bağımlılık yapıyorken yasal kumar da bağımlılık yapıyor. Yasa dışı kumar ocakları söndürüyorken yasal kumarda ocakları söndürüyor. İnsanların psikolojisi bozuluyor, aile yapısı bozuluyor ve intiharlara sebep oluyor. O yüzden yasal kumarla alakalı mutlaka bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu düzenleme ile alakalı tekliflerimizi bilim kurulu başkanımız da açıklayacak" ifadelerini kullandı.

"KUMAR BAĞIMLILARI YEŞİLAY DANIŞMANLIK MERKEZLERİ'NE BAŞVURSUNLAR."
Doç Dr. Dinç sözlerine şöyle devam etti: "Kumar bağımlılığı çok ciddi bir sorun. Kumar bağımlılığında ciddi bir artış olduğunu da görüyoruz. Başta çocuklarımız ve gençlerimiz olmak üzere büyük bir tehdit altındayız. Kumar endüstrisi daha çok çocukları hedef alarak çalışıyor. Özellikle sanal kumar üzerinden reklamlarla onları kumara çekiyor ve çekme sonucunda onları bağımlılığa sürüklüyor. Kumar bağımlılığı artıkça iş gücü kaybı, okul terki, aile içi problemlerin ortaya çıkması, değişik problemlerin oluşması, boşanmaların ortaya çıkması, aile içi şiddetin ortaya çıkması ve suça bulaşma gibi hiçbir şekilde küçümsenemez büyük problemleri beraberinde getiriyor. En çok canımızı yakan konulardan bir tanesi intiharların artması mevzusu. Kumar bağımlılığına bağlı intiharların artığını görüyoruz. Bunun sebebi ise maddi anlamda büyük kayıpların yaşanması. Bağımlı olduğundan dolayı gerçeklik algısı hasar görmüş oluyor ve telafi edilemez kayıplar yaşadıkları için intihar davranışlarına başvuruyorlar. Halbuki kurtulabilirler. Kumar bağımlılığının tedavisi var. Dijital Danışmanlık merkezlerimizde bizim gördüğümüz bir şey var: Tedaviye başvuran insanlarda ciddi anlamda netice alıyoruz. O yüzden insanımızdan ricam herhangi bir şekilde çevresinde yakınlarında kumar bağımlılığına bulaşmış bir insan varsa Türkiye'nin her şehrinde hizmet veren Yeşilay Danışmanlık Merkezleri'ne başvursunlar."

"KUMAR BAĞIMLILIĞININ TEDAVİSİ VAR"
Yeşilay Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Şentürk, yaptığı açıklamada "Şans hazları olarak tanımlayabileceğimiz kumar, büyüsü bozulmuş bir dünyada adeta büyü gibi pazarlanıyor. 'Kumara başlarsanız istediğiniz hayatı elde edersiniz' algısı yaratılıyor. Reklamı basit bir mesele olarak görmemeliyiz çünkü reklamlardan kaynaklanan ilk deneyim, kazanma arzusuyla birlikte kişiyi içinden çıkılmaz bir döngüye sürüklüyor. Bu nedenle kumarı sosyal bir perspektifle ele almak zorundayız. Kumar ekonomik kayıpların yanı sıra bireyler ve aileler üzerinde de ciddi olumsuz etkilere yol açıyor. Aile içi şiddet, boşanmalar ve suça sürüklenme bunların başında geliyor. Ayrıca kumarın sadece düşük gelirli kesimlerin problemi olduğu yönündeki yaygın inanış da doğru değil, toplumdaki tüm gelir gruplarında kumar deneyimlerine rastlıyoruz. Bu noktada reklam ve dijital mecralara yönelik daha katı sınırlamalar getirilmeli. Kumar unsuru taşıyan her şey tek başlık altında değerlendirilmeli, reklam ve erişim sınırlandırılmalı ve mevcut lisanslı alanlar da gözden geçirilerek kapsamı daraltılmalıdır. Yeşilay olarak YEDAM bünyesinde hem önleyici hem de tedavi edici çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çok ciddi bir tedavi edici etkisi var. YEDAM'a gelip destek alan bağımlılar 3'te 2'si kumar bağımlığından uzak kalabiliyorlar. 4'te 3'ü bir yıl boyunca kumar oynamıyor. Yaptığımız çalışmalar etkili oluyor. Hep birlikte kumarın yaygınlaşmasının önüne geçeceğimize inanıyorum."

"KUMAR OYNAYANIN BAĞIMLI OLMA RİSKİ VAR"
Türkiye Kumar Raporu'nun danışmanlığını üstlenen Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Merih Altıntaş ise kumar bağımlılığının Dünya Sağlık Örgütü tarafından da ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak tanımlandığını belirtti. Altıntaş, "Kumar bağımlılığı tedavi edilebilir bir hastalıktır. Tarih boyunca var olan bu tehlike, online platformlarla birlikte daha da büyüdü. Alkol ve madde endüstrisinin yeni maddelerle alan açtığı gibi, kumar endüstrisi de benzer şekilde hareket ediyor. Başlangıçta sosyalleşmek, eğlenmek ya da sorunlardan kaçmak amacıyla oynanan kumar, zamanla kontrol edilemeyen bir bağımlılığa dönüşebiliyor. Türkiye'de her 10 kişiden 1'i kumarla temas ediyor, bu her zaman bağımlılık anlamına gelmese de kumar oynamaya başlandığında düzey ne olursa olsun bağımlılığa evrilme riski vardır. YEDAM'lara kumar nedeniyle yapılan başvuruların, alkol ve madde başvurularını geçtiğini görüyoruz. Kumar bağımlılığı intihar riskini de artırıyor, aile içi şiddet ve boşanmalara zemin hazırlıyor. Kontrol edilemeyen oyun davranışları, yalan söyleme, kayıpların peşinden koşma gibi belirtiler başladığında mutlaka profesyonel destek alınmalı. Ailelerin dikkatli ve bilinçli olması, erken fark edilen durumlarda tedaviyi çok daha kolay hale getiriyor. Aileyi sürecin en önemli sac ayağı olarak görüyoruz, yasal ve tıbbi sorunlar ortaya çıkmadan tedaviye yönlendirmek hayati önem taşıyor." dedi.

KUMAR BAĞIMLISI ERKEKLER YÜZDE 97, KADINLAR YÜZDE 3
Raporda kumar bağımlılığının finansal kayıpların ötesinde, ruh sağlığı sorunları ve sosyal ilişkilerde yıkıcı sonuçlar doğurduğunun altı çizildi. Paylaşılan raporda boşanan kadınların yüzde 2'si boşanma gerekçesinin kumar olduğu ifade edildi. Kumar bağımlısı kişilerde daha yüksek depresyon ve anksiyete görülürken bu kişilerin daha yaygın sigara ve alkol kullandıkları bildirildi. İngiltere'de kumara bağlı intihar vakalarının artması sebebiyle, 2023-2028 İntiharı Önleme Stratejisi'ne kumar bağımlılığı, müdahale edilmesi gereken bir risk faktörü olarak dahil edildiği bilgisi yer aldı. Kumarın Türkiye'deki durumu hakkında yapılan araştırmada Türkiye'de erkeklerde kumar oynama oranı yüzde 13,4 olarak belirlenirken, kadınların oranının yüzde 6,8 olduğu görüldü. YEDAM'a kumar bağımlılığı sebebiyle başvuranların yüzde 97'si erkek, yalnızca yüzde 3'ü kadınlardan oluştuğu ortaya çıktı.
KUMARLA MÜCADELENİN YOL HARİTASI NE OLMALI?
Yeşilay tarafından hazırlanan Türkiye Kumar Raporu, kumar bağımlığıyla mücadelede kalıcı sonuçlar, ancak bütüncül politikalar ve toplumsal iş birliğiyle mümkün olduğunu gösterdi. "Şans oyunu", "talih oyunu", "bahis oyunu" ya da "sorumlu kumar" gibi farkı adlar taşısa da bu tür faaliyetler "kumar" başlığı altında ortak biçimde değerlendirilmesi gerektiği ve düzenlemelere ihtiyaç olduğu vurgulandı. Kumar unsuru içeren şans oyunları ve benzeri faaliyetler yeniden gözden geçirilerek, mevcut lisanslı alanlar dahil, kapsamı daraltacak düzenlemelere gidilmeli. TBM ve OBM gibi eğitim programları ve temel farkındalık çalışmalarının etkin şekilde uygulanması, yaygınlaştırılması ve sürdürülebilirliği için eğitim kurumları, kamu otoriteleri ve sivil toplum kuruluşları arasında iş birliği sağlanmalı gerektiği açıklandı.


