YÜKSEL AYTUĞ Bize operasyon çekiyorlar
Sabah sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Geçen hafta demirbaş okurlarımızdan Muharrem Akduman'ın pahalı fiyatlar nedeniyle Yunan adalarına kaçırdığımız turistlerle ilgili tespiti çok ses getirdi.
Bir başka okurumuz Kaya Kaya ise bu suni pahalılığın "sistemli bir operasyon olduğu" görüşünde:
"Konuya biraz daha derin baktığımızda bunun enflasyonla alâkası olmadığını, gerek yabancı gerekse yerli turistin ülkemize katkısı olmaması için fiyatların ahlak dışı oranlarda yükseltilip, turistlerin Yunanistan'a gönderilerek 'turizm konusunda zarara uğratma operasyonu' olduğunu görüyorum... Aynı durum bütün şehirlerimizde gıda fiyatlarının belli baronlar tarafından yükseltilip 'etkili bir muhalefet malzemesi olarak kullanıldığını' kimse inkar edemez... Çünkü gıda lokomotiftir. Gıda fiyatları yükselirse, alım gücü zayıflar ve bunu diğer ürünler takip eder. Kiralar, taşınmaz fiyatları yükselir, daha sonra faiz karşısında düşer, bazı karanlık eller bu taşınmazlara daha ucuza sahip olmaya başlarlar. Gıda fiyatları arttıkça, halktan şikayetler yükselir. Sonuçta hükümet, muhalefete karşı seçmen kaybetmeye başlar. Bu oyun zaten sokak olaylarında kendini göstermeye başladı. İlk hedefleri ne oldu? 'Türk mallarını boykot ediyoruz, satın almıyoruz' dediler... Şöyle dikkatli bir şekilde baktığımızda; bütün gıda baronlarının, sanayi patronlarının, aracılarının, turisti Yunanistan'a kaçıran her yerin mahalli idarelerinin, Türk mallarını boykot etmenin tamamının aynı tarafta olduğu belli. Bütün bunlar üst üste konulduğunda hedefin Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu görüyoruz."
Ya işin içine örgütler girerse?
Köşemize periyodik olarak katkıda bulunan vefalı okurlarımızdan Cihan Ramoğlu, önceki hafta kaleme aldığım ne idüğü belirsiz sokak röportajlarıyla ilgili eleştirime destek vermiş:
"Sokak mikrofonlarını önlemenin yolu çok basit değil mi? Siz zaten bu işin içindesiniz, daha güzel bir şablona oturtursunuz. Sokakta biri bana mikrofon uzatsa, Sabah logosunu görsem, kimliğini de göstermesini isterim. Bugün bir kimlik üstündeki QR kodu ile tüm sokak muhabirleri E-devletten sorgulanabilir. Sokakta röportajı kim, hangi haber/TV/internet kanalları, youtuber'lar yapacak, bunlar kolayca belirlenebilir. Her eline mikrofon alan sokağa çıkıp algı, pardon röportaj yapmamalı! Kötü niyetli kişiler röportaj adı altında insanları birbirine düşürüyor. Medya şirketlerine bağlı olmayanlar asla yapamamalı! Bu işlerin de sorumluluğunu alacak birileri olmalı ki gerektiğinde cezalarını ödesinler. Yarın adı lazım değil, 4 harfli örgütler alıp mikrofonu sokaklarda röportaj adı altında iş bitirirlerse ne olacak?"
İznik'i Vatikan mı yapacaklar?
Değerli dostum ve okurum Muharrem Akduman bu haftayı da boş geçmemiş. Benim de daha önce dikkati çekmeye çalıştığım İznik, Orhangazi, Kılıç ve Yalova merkez bölgelerine yabancıların olağanüstü emlak edinme ilgisine daha net bir bakış açısı getirmiş:
"Yüksel'ciğim, Hristiyanların, İznik'e aşırı bir talebi var. Devamlı gayrimenkul almaktalar. Özel bir yer onlar için. Geçenlerde buradan (Marmaris) biri, İznik'te 12 milyon liraya eski bir ev almış. 3 ay sonra, eve talip olan bir İtalyan, 'Evini satar mısın?' demiş. Adamın satmaya niyeti var ama fiyat veremiyor. '18 milyon lira desem mi?' diye düşünürken. İtalyan bakmış cevap gelmiyor '30 milyon TL vereyim' demiş... Körün istediği bir göz, Allah vermiş iki göz... Hemen satmış tabii... Sevgiler..."
Gaf kürsüsü
Tansu Sarı'dan bir sobe daha: "İşin arka mutfağı o kadar yoğun ki, bir kadın olarak o kadar hani HENGÂBELİ bir yolda yürürken bir de böyle ayağına taşları atıyorlar, tökezletmeye çalışıyorlar ya, ama tökezlemiyoruz çünkü Allah çıkarıyor karşımıza..." (Beyaz TV'deki Nermin'in Enfes Mutfağı programında sunucu Nermin Öztürk'ün HENGÂME ve ENGEBE sözlerinden oluşturduğu yeni kelime)
Zap'tiye
Leonardo Usta ya şimdi çizseydi?..

Ne demiş?
Değerli meslektaşım, can arkadaşım Cengiz Tağtekin not almış: Roland Garros Tek Erkekler Finali. Bir tarafta dünya bir numarası İtalyan Sinner. Diğer tarafta dünya iki numarası İspanyol Alcaraz. Maçı anlatan Eurosport'un Türk spikeri: "İtalya ve İspanya, sanatta ileri gitmiş ülkeler. Şu anda Sinner adeta Da Vinci gibi oynuyor, Alcaraz ise sanki Dali." Sonuç: 5 buçuk saat sonra kazanan Dali oldu.:))

