YÜKSEL AYTUĞ Bozulan dilimize “Milyoner” ayarı

Atv'nin sevilen bilgi yarışması Kim Milyoner Olmak İster'deki bir soru eminim benim gibi herkesi derin düşüncelere sevk etmiştir. Yine eminim ki, soru ekibi de biz bu meseleyi derin derin düşünelim diye bir durum tespitinde bulunmak için bu soruyu hazırlamıştır.
Soru şöyleydi: "İstediği bir şeyin olması için haftanın 7 günü, sabah 7 kere, akşam 7 kere yazınca onun olacağına inanan günümüz gençleri yaptıkları bu eyleme ne ad verirler? A - Lovebombing'lemek. B - Gaslighting'lemek C - Ghost'lamak D - Manifest'lemek."
Genç yarışmacı hiç tereddüt etmeden doğru cevap olan "Manifest'lemek" şıkkını söyleyince gözbebeğim Türkçem adına iyice kaygılandım. Demek ki gençlerle anlaşabilmek için bu yarı Türkçe yarı İngilizce melez lisanı öğrenmem gerekiyordu.
Kuşaklar arasındaki farklılık uçuruma dönmüş de haberim yok. Sokaktaki gence adres soracak yaşlı bireyler artık ya navigasyona bel bağlayacak ya da telefonlarındaki çeviri programlarından medet umacak.
Yapay zekayı "Türkçe'den Türkçe'ye çeviri yapmak için" kullanmak ne acı...

Fanteziniz batsın!
Sakarya'daki bir turistik tesisin odalarında bir ampulün içinde bulunan gizli kamera rezaletinin ardından Denizli'den de benzer bir haber geldi. Bir apartta konaklayan müşteri, duvara monte edilmiş üçlü prizin içinde gizli kamera buldu. Apartın sahibi ilk ifadesinde "Bunu fantezi için yerleştirdim, çok utanıyorum" dedi.
Hay fanteziniz batsın! Röntgenciliğin ve sapıklığın ismi ne zamandır "fantezi" oldu? Sizin yüzünüzden paranoyak hale gelen millet; otelde, pansiyonda kalamayacak mı? Dahası, dünya basınında da yer bulması muhtemel bu haberler yüzünden Türk turizmi baltalanmayacak mı? Yaptığınız şey, yediğiniz kaba pislemek değil de nedir?
Geçenlerde de yazdım.
Bu duruma acil önlem alınmalı. Güvenlikten ziyade casusluk ve şantaj için kullanılan bu donanım, internette alenen satılmamalı ve bir satış lisansına bağlanmalı. Ayrıca temin edenlerin kayıtları tutulmalı ve ilgili mercilere bildirilmeli.

Fener'i Murat Kekilli kurtarır
İzlediğim videoya inanamadım. Ünlü şarkıcı Murat Kekilli salon futbolunda tek kelime ile döktürüyordu. Önce görüntülerin yapay zeka ürünü olduğunu sandım ama değildi. Topu adeta ayağına yapıştırmış halde attığı müthiş çalımları ve jeneriklik golleri ağzım hayretten bir karış açık seyrettim. Bana Ronaldinho'nun gençliğini anımsattı.

Murat kardeşimi müziğe kim yönlendirdiyse Türk sanat hayatına önemli hizmeti dokunmuş ama futbola da büyük ihanet etmiş. Bu videoyu Ali Koç ve Acun'a da tavsiye ediyorum. Vallahi En Nesyri'ye beş basar...

Çocuk mu köpek mi?
Fotoğrafı görünce pek çoğunuzun o babaya içinizden saydırdığınızı biliyorum, "Çocuğu dururken, neden köpeği kucağına almış?" diye..

Gelin görün ki, hava sıcaklığı 40 derecenin üzerinde. Kaldırım taşlarının ısısı da bir taş fırın sıcaklığında olmalı. Çocuk, ayakkabıları olduğu için bu ısıyı hissetmez ama dört ayaklı dostumuzun patileri gerçek anlamda kızarır. Adam da onun için köpeğini tercih etmiş zaten.
Evet, şimdi yeni yorumları alayım?..

Gaf kürsüsü
Coca Cola reklamı yapan Uzak Şehir dizisi Gazze boykotu yapanların ağır eleştirilerine uğradı.

Zap'tiye
CHP iktidarının neye benzeyeceğini görmek istiyorsanız, İstanbul, Ankara ve İzmir'in bugünkü rezil haline bakın.

Ne demiş?
Beşiktaş ve Milli Takım'ın efsane kalecisi Rasim Kara: "Bir gün öldüğümde mezar taşıma, yirmi sene amatör profesyonel oynadı. Doya doya çim sahada bir kaleci antrenmanı yapamadan futbolu bıraktı, diye yazsınlar."