YÜKSEL AYTUĞ Gelmen gerekmiyor Fatih Akın
Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Almanya'da yaşamını sürdüren yönetmen Fatih Akın, son filminin gösterimi öncesinde "Türkiye'ye dönmeye çekiniyorum, çünkü mafya yönetiyor, beni de hapse atabilirler" mealinde saçmalamış. Menajeri Ayşe Barım'ın tutuklanmasına atıfta bulunan Akın, "Onu Osman Kavala ile 35 kez telefonda konuştuğu için tutukladılar. Kavala, benim Osmanlı döneminde Ermenilere yapılan zulmü anlattığım Kesik filminin sponsoruydu. Ayşe Barım da beni temsil ettiği için bu görüşmeleri yaptı. Yani Kavala ve Barım'ın ortak noktası benim. Bu yüzden Türkiye'ye gitmeye tereddüt ediyorum" demiş.

Birincisi; yeni filmini tanıtmak için ülkeni kötüleyecek kadar düşmüşsen zaten bu vatanda yerin yok.
İkincisi; artık bu ülkede sokaktaki çocuk bile Osman Kavala'nın kimleri, ne için fonladığını biliyor.
Üçüncüsü, hayal ürünü tehcir ve sözde soykırım yalanını film yapan birinin kendini Türk vatandaşı olarak hissetmesine hiç de lüzum yok.
Sonuncusu, keşke yüreğin yetseydi de dibine kadar gerçek olan Gazze katliamını film yapabilseydin.
Bence de otur oturduğun yerde...
Bu da "dijital deprem" hocası
Bilişim uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık... Pek çoğumuz onu artık gayet iyi tanıyor. Zira hemen her gün televizyon kanallarında onun uzman görüşüne başvuruluyor, o da dijital tehlikeler konusunda halkı uyarıp bilgilendiriyor. Kimi gün çocuklar arasında yaygınlaşan tehlikeli bir bilgisayar oyununu deşifre ediyor, kimi gün internet üzerinden uygulanan yeni dolandırıcılık yöntemini haber veriyor.

Ben Kırık hocamızı "Dijital deprem profesörü" olarak niteliyorum. Yerin altındaki değil, üstündeki fay hatlarını işaret ediyor. Üstelik her tahmini de doğru çıkıyor.
Biraz hayvanlık etmeli
Bir Kızılderili öğretisi diyor ki:
"Bir atın susuzluğunu giderdiği yerden su iç, çünkü at hiçbir zaman kötü su içmez. Kedinin yattığı yerde uyu, kurdun değdiği elmayı ye. Sivrisineklerin yerleştiği mantarları korkusuzca topla. Köstebeklerin kazdığı yere ağaç dik. Yılanın ısınmaya durduğu yere ev yap. Sıcak günlerde kuşların yuva yaptığı yere kuyu kaz. Horozlarla beraber uyu ve uyan ki, tüm gün için en sarı mısırlara ulaşabilesin.

Daha çok yeşillik ye ki, bir hayvandaki gibi güçlü bacaklara ve dayanıklı bir kalbe sahip olabilesin. Daha çok yüzmeye git ki, dünyada kendini bir balığın kendini denizde hissettiği gibi hissedebilesin."
Yani, çoğu zaman hakaret kelimesi olarak kullandığımız "Hayvanlık"; bize sağlık, huzur ve refah için rehberlik edebilir.
Gaf kürsüsü
Bartın'da hakkında 10 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan E.E. (34), evinde saklandığı bazanın içinde yakalanınca, polislerin "Burada ne yapıyorsun?" sorusuna "Başım dönüyordu, burada yatıyordum" cevabını verdi.
Zap'tiye
Anne terliği silah, bıçak değil... Gel de bu adaletin önünde eğil...
Ne demiş?
"British Museum'a gittim ama içerideki hiçbir şey İngiliz değil. Sadece dünyayı dolaşıp alışveriş yapmışlar." (Hintli komedyen Rahul Subramanian, İngiltere'nin yaptığı kültür sömürüsünü dile getirirken)

