YÜKSEL AYTUĞ İBB’den şehir trafiğine büyük darbe
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Büyük kent belediyelerinin en önemli görev ve sorumluluklarından biri de şehir içi trafiğini rahatlatmak üzere önlem almak, proje geliştirmektir. Gelgelelim İstanbul Büyükşehir Belediyesi kentin trafiğini daha karmaşık hale getirmek için elinden geleni ardına koymuyor. Bu konudaki son icraatları da İstinye - Çubuklu feribot hattını kaldırmak oldu. Oysa her iki yakanın kuzey kesimlerinde oturanlar için şehir trafiğinde çile çekmeden Boğaz'ı geçmenin en çabuk ve ekonomik yoluydu. Ben bile artık köprüleri neredeyse kullanmaz olmuştum. Hem püfür püfür Boğaz havası alıyor hem de 10 dakikada karşı yakaya geçiyordum.

Bu hizmeti veren Narlı Feribot İşletmesi, 70 milyon lira zarar etmesine rağmen merhum başkan Kadir Topbaş döneminden açık ihale şartlarını harfiyen yerine getirmiş. Halka hizmetin aksamaması için de İBB'ye yeni sözleşme için son derece uygun üç ayrı teklif sunmuş. Ama İBB her nedense (!) kabul etmemiş ve hattı kapatmış. (Muhtemelen rant göremediklerindendir)
Millet köprü trafiğinde saatler tüketiyormuş, yakıt ve amortisman israfı oluyormuş, kimin umurunda? Belli ki ucunda "para kulesi" yoksa hizmet de yok!..
Teşekkürler MEB
Geçenlerde bu köşede bir çağrıda bulunup, "Bu yıl ziller ormanlar için çalsın. Eğitim öğretim yılının ilk gününde tüm okullarda öğrenciler fidan diksin" demiştim.

Ne mutlu bana ki, Milli Eğitim Bakanlığı bu samimi çağrıma kulak verdi. Buna göre MEB, bu yıl doğa sevgisinin oluşması, yeşil vatanın korunması, orman yangınlarına karşı farkındalık oluşturulması, fidan dikilmesi, orman temizliği gibi çalışmaların eğitim öğretim yılı boyunca yürütülmesinin planlandığını, yılın ilk dersinin, "Orman Yangınlarına Karşı Yeşil Vatanı Korumak" temasıyla yapılacağını duyurdu.
Evimdeki naçizane müzemde 500'e yakın ödül, plaket, berat, sertifika var. Ama en değerli olanı, şu yukarıdaki gibi elle tutulmayan, gözle görülmeyen, rafa dizilmeyenler.
Bir gazetecinin en büyük ödülü, "suya yazı yazmadığını" bilmesi.
Sarı poşetli kız
O şimdiden bir efsaneye dönüştü. "Sarı Poşetli Kız" olarak bilinen, fotoğrafta gördüğünüz 24 yaşındaki pırıl pırıl gencimiz Ceren Baştürk, İstanbul'da okuyan bir üniversite öğrencisi. Ceren, eline aldığı sarı poşetlerle Kasımpaşa, Eminönü ve Şişhane'nin pek çok bölgesini dolaşıyor ve esnaflardan plastik ve teneke şişeleri topluyor. Peki bunları ne mi yapıyor?

Ceren, topladığı tüm atıkları belediyenin koymuş olduğu mama otomatlarına atıyor ve karşılığında mama alıyor. O yiyecekleri de sokakta yaşayan hayvanlara veriyor. Artık birçok esnaf Ceren'e vermek için atıklarını biriktiriyor. Yaz kış demeden aylardır bunu yapan Ceren'in örnek alınmasını ümit ettiğim bu davranışını farkındalık yaratmak için paylaşıyor ve kendisini ayakta alkışlıyorum!
Gaf kürsüsü
Tansu Sarı kardeşimden yine kaçmamış: Fenerbahçe-Feyenoord maçını EXXEN'den anlatan Alp Özgen "Jayden Oosterwolde ilk maçta Anis Hadj Moussa'ya adım attırmadı" dedi ama Feyenoord'un 2'nci golünü attırdı.
Zap'tiye
Antalya'ya tatile giden vatandaş, kenelere karşı iki tavuğunu da yanında getirmiş. Kene Özel Harekat görev başında.

Ne demiş?
"Bir kadın ofsaytı biliyorsa, geriye kalan her şeyi biliyor demektir. Telefonuna 'Kamil abi' diye kaydettiğin Gülten'i bile..." (Sosyal medyadan)


