Yürümekle diktatörler aşınır Aydın Ünal
Yenisafak sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Çok değil, bundan sadece birkaç ay öncesine kadar İsrail, dünya ve Türkiye’deki bir kesim nazarında, barbar ve geri kalmış Ortadoğu’da tutunmaya çalışan, batılı, modern, laik, ilerici, barışçı bir ülke imajına sahipti. İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’da soykırımdan kurtulan mazlum Yahudiler gelip bu topraklara yerleşmişti, aşırıcı cihatçı teröre karşı haklı mücadele veriyorlardı. Sayfalarından kan akan Kur’an’dan beslenen teröristler coğrafyalarında medeniyete tahammül edemedikleri için İsrail’e düşmanlık yapıyor, İsrail ise burada batılı yüksek değerler adına kutsal bir savaş veriyordu.
İsrail, bu “mazlum”, “haklı”, “fedakar” imajını oluşturmak için on yıllar boyunca dünyadaki tüm propaganda araçlarını kullanmış, başta Hollywood olmak üzere harcadığı milyarlarca dolar ile sistematik olarak dünya genelinde beyin yıkamıştı.
İsrail’in 1948 öncesinde terör örgütleriyle, sonrasında terör devleti eliyle Filistinlilere yaptığı tedrici soykırım bu sahte imajın, propagandanın etkisiyle hep geri planda kalmıştı. 7 Ekim 2023 sonrası Gazze’de uyguladığı açık, acımasız toplu katliam ve soykırım ise yine o büyük propaganda makinelerinin etkisiyle dünyada yeterli yankıyı uyandırmamıştı.
Son birkaç ayda tablo değişti. Dünya, İsrail ve Siyonizm gerçeğiyle nihayet tanıştı. Maske düştü, imaj dağıldı, yarım asırdan fazla süredir propagandaya harcanan milyarlar çöpe gitti.
Karşımızda, terörle mücadele eden, aşırılıkçı, cihatçı, barbar Müslümanlara karşı batılı değerleri savunan, bağımsızlık ve tutunma mücadelesi veren bir haklı, mazlum devlet değil; bütün bir halkıyla kendisini üstün ırk olarak gören, kendisi dışında kimseye yaşam hakkı tanımayan, kendisi gibi olmayanı bebek dahi olsa öldürmeyi hak, hatta ibadet sayan, meselesi sadece Hamas, sadece Filistinliler, sadece Müslümanlar değil, bütün bir insanlık olan, gözü dönmüş, hastalıklı, sapkın, fanatik, yobaz bir topluluk var.
İsrail içinde yapılan bir araştırmada halkın yüzde 72’si Gazze’ye yardım girişine karşı çıkıyor, yüzde 75’i soykırımın devamını istiyor. Kalan yüzde 28-25’lik kesimin çoğu ise sadece kararsız. Yani karşımızda sadece bir terör devleti de değil, terör toplumu var.
Böyle gözü dönmüş, sapkın bir topluluğa karşı dünya üzerinde yapılacak hiçbir gösterinin, eylemin, hareketin, boykotun, yaptırımın, ambargonun etkisi olmayacaktır; nitekim olmadı da.
İçinde dünyaca tanınan bir isim, Greta var diye İsrail “yumuşak” bir operasyon yapmış olabilir ama Mavi Marmara ve benzeri girişimlerin nasıl kanlı sonuçlandığını hatırlıyoruz. Greta’yı anında memleketine gönderen İsrail, şu anda geminin diğer yolcularını gözaltında tutuyor; bunlardan biri Avrupa Parlamentosu üyesi ve en çok işkenceyi de ona yapıyor. Kimsenin gıkı çıkmıyor. İsrail, o gemiyi de bombalasa, yolcularını katletse, kim ne diyecekti? Hiç.
Şunu görmek zorundayız: Değil on binler, yüzbinler, milyonlar yürüse, İsrail sınırına dayansa bile, bu haliyle İsrail gözünü kırpmadan hepsini katledebilir. Uluslararası hukuku, dünyadan gelen tepkiyi hiç umursamayan İsrail keyfice milyonları yok etmekte tereddüt etmeyebilir.
Halkı tarafından da güçlü şekilde desteklenen bir terör devletine karşı yegane çözüm, yine devlet ya da devletlerin müdahalesi olabilir. Arkasında halen ABD, İngiltere, Avrupa devletleri, yakınındaki Arap ülkeleri olan, Rusya’nın, Çin’in susarak destekledikleri İsrail, her türlü çılgınlığı gözünü kırpmadan yapabilir. Dolayısıyla, bugüne kadar, bırakın İslam ülkelerini, Batı’da bile yapılan gösteriler İsrail’e geri adım attırmadı; bundan sonra dünya halkları tümden ayağa kalksa bile arkasındaki destek sürdükçe İsrail diz çökmeyecektir.
Peki bütün bu eylemler, gösteriler, yürüyüşler boşuna mı? Asla! Üstelik bunlar çok çok değerli. İsrail umursamasa da, özellikle son birkaç gündür İslam ülkelerinin diktatörleri kabuslar görüyorlar. Dünyada çığ gibi büyüyen tepkiler ve eylemler, Filistin’e duyarsız, İsrail’i destekleyen sömürge valilerinin tahtını sarsıyor. Müslümanlar titriyor ve kendine geliyor. Öfke sınırları aşıyor. Gözler kararıyor. “Ne olacaksa olsun” ya da “Allah’a bir can borcumuz var, Gazze yolunda onu veririz” duygusu volkan gibi patlıyor.
Mağrip’ten başlayan ve Mısır’da durdurulan yürüyüş maksadına çoktan ulaştı. İslam dünyası şimdiden ayağa kalktı. Tepki sel gibi büyüyor.
Tam da şimdi Türkiye’den bir yürüyüş başlatmanın zamanı; Avrupa’nın akacağı, Irak’ın, İran’ın, Pakistan’ın, Endonezya, Malezya’nın ve nicelerinin katılacağı, Suriye içinden milyonların geçip Golan sınırına yığılacağı bir yürüyüş, İsrail’i olmasa da, sessiz, tepkisiz, duyarsız, işbirlikçi diktatörleri tir tir titretecektir.
İsrail terör devletini sadece devletlerin ittifakla müdahalesi durdurabilir; devletleri harekete geçirecek olan ise halklarıdır. Şimdi tam zamanı: “Yerin üzerinde şerefsizce yaşamaktansa, yerin altında şerefiyle yatmak evladır”!
Yürümekle kaldırımlar aşınmaz ama diktatörler aşınır.


