200 yıllık şifre çözüldü Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Kanada'nın kuzey ormanlarında bir fırtına sonrasında ortaya çıkan eski bir taş yazıt, arkeoloji dünyasını heyecanlandırdı. Uzmanlar, yüzlerce yıldır toprak altında gizlenen bu oyma metnin, şaşırtıcı biçimde İsveççe yazılmış bir Hristiyan duası olduğunu aktardı.
2018 yılında, Ontario eyaletindeki Wawa kasabası yakınlarında bir ağacın devrilmesiyle gün yüzüne çıkan taş levha, ilk bakışta anlaşılması zor 255 adet sembolle kaplıydı. Yıllar süren çözümleme çalışmasının ardından, yazıtın İskandinav runik alfabesiyle yazılmış Rab’bin Duası olduğu belirlendi.
ORMANIN DERİNLİKLERİNDE İNANÇ İZİOntario Arkeolojik Eğitim Merkezi’nden arkeolog Ryan Primrose, sembollerin dikkatle kazındığı taşın, adeta bilinçli olarak toprağa gömüldüğünü ve yaklaşık 15 santimetrelik toprak katmanının altında bulunduğunu belirtti.
Taş üzerindeki oyma yazı, sadece dini bir metin olmanın ötesinde, 1800'lü yıllarda Kanada’ya gelen İsveçli işçilerin izlerini taşıyor. O dönemde Hudson's Bay Company adlı İngiliz kürk ticareti devi, uzak bölgelerdeki ticaret noktalarına İsveç, Norveç ve Danimarka'dan personel getiriyordu. Bu yazıtın, bu göçmenlerden biri tarafından inançla şekillendirildiği düşünülüyor.
Yaklaşık 90 x 120 cm ölçülerindeki taş plakanın merkezine oyulmuş dua metni, kare şeklinde bir bordürle çevrilmişti. Hemen yanında ise 16 insan figürüyle çevrili, tekne tasvirinin yer aldığı başka bir çizim vardı. Uzmanlar, bu sahnenin İsveçli grubun Kanada’ya yaptığı yolculuğa gönderme olabileceğini düşünüyor. Bölgeye yakın başka arkeolojik yapı bulunamaması ise buranın mütevazı bir açık hava ibadethanesi olarak kullanılmış olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.
UZMANLAR ŞAŞKIN: “GİZEM, YAŞIYLA AZALMIYOR”İsveç’in Uppsala Üniversitesi’nden emekli profesör Henrik Williams, yazıtın çeviri çalışmalarında yer aldı. Williams, “Her runik yazıt özeldir. Ama birisinin Rab’bin Duası gibi evrensel bir metni, bu kadar emek harcayarak runik alfabe ile taşlara işlemesi oldukça nadir” diyerek bulgunun sıra dışı olduğunu vurguladı.
Primrose ise, “Bu, kariyerim boyunca karşılaştığım en şaşırtıcı keşiflerden biri. Kesin doğrulama yapılana kadar kamuoyuna açıklamak istemedim” dedi.


