40 yaşının üzerindekiler özel tedavi için alıyor: Mevsimi geldi, hasat başladı Sözcü Gazetesi

Türkiye’de bahar aylarıyla birlikte bakla tezgahlarda yerini alırken, bu yıl Parkinson hastalarının da ilgi odağında. Nedeni ise baklanın, bu hastalığın tedavisinde kullanılan en etkili maddelerden biri olan L-DOPA (levodopa) içermesidir. 

Parkinson hastalığı, genellikle 60 yaş ve sonrasında görülse de bazı bireylerde 40 yaşından itibaren semptomlar ortaya çıkabiliyor. Titreme, kas sertliği ve hareket yavaşlaması gibi belirtilerle kendini gösteren bu hastalıkta dopamin seviyesi düşüyor. Tıbbi tedavinin temelini ise bu eksikliği dengeleyen L-DOPA maddesi oluşturuyor. İşte tam bu noktada bakla devreye giriyor çünkü doğada nadir bulunan L-DOPA, bazı bakla türlerinin içinde doğal olarak bulunuyor. Bu nedenle Parkinson hastaları, ilaç tedavisine destek amacıyla baklayı da beslenme rutinine dahil etmek istiyor.

Uzmanlar, baklanın doğal bir destek olabileceğini kabul ederken, kontrolsüz tüketim konusunda uyarıda bulunuyor. Zira bakladaki L-DOPA miktarı standart değil bu da hastalarda ani etki değişimlerine hatta mevcut ilaçlarla etkileşime girerek istenmeyen sonuçlara yol açabiliyor. Özellikle levodopa içeren ilaç kullanan hastaların, bakla tüketimini mutlaka doktor gözetiminde yapması gerekiyor.

Ayrıca halk arasında pek bilinmeyen bir diğer risk de favizm. Baklanın, genetik olarak G6PD enzim eksikliği olan bireylerde ciddi reaksiyonlara neden olabileceği, hatta hayati risk taşıyabileceği belirtiliyor.

Beslenme ve Nöroloji uzmanları, “Bakla doğal bir L-DOPA kaynağıdır ancak tedavi edici değil, destekleyicidir. Bilinçsiz kullanım ilaç dengesini bozabilir. Özellikle 40 yaş üzeri bireyler, Parkinson riski taşıyorsa ya da tanı aldıysa bu tür doğal ürünleri doktor kontrolünde tüketmelidir” uyarısında bulundu.