Ankara Washington: Büyük Strateji güncellendi Yahya Bostan
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
ABD Başkanı Trump
, Washington’da,
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Paşinyan
ile bir araya gelecek. Oldukça önemli. Bir anlaşma bekleniyor mu? ABD bu kartı neden açıyor? Bu gelişme “Grand Strategy”de nasıl bir değişime işaret ediyor? Bir analiz ve bazı bilgiler paylaşacağım ancak önce resmin bütününe bakalım.
Zengezur Koridoru
, Karabağ’dan sonra değişen bölgesel dinamiklere son düğümü atacak projedir.
Ankara-Bakü patentlidir
. Amaç, bölgede barış ikliminin konsolidasyonunu sağlamaktır. Türk dünyasının karasal bağlantısını oluşturmaktır. Çin-Avrupa arasında kesintisiz ulaşımı öngörür. Büyük hamledir.
Koridoru kimin yöneteceği anlaşmazlık konusu. Bakü, daha sonra yaşanabilecek arızaların önlenmesi için koridorun kontrolünde söz sahibi olmak istiyor. Erivan “Benim toprağım, ben kontrol ederim” diyor. Tahran meseleye “Nihai hedef, İran’ın parçalanmasıdır” gözüyle bakıyor.
KÜRESEL AKTÖRLERİN KORİDOR YARIŞI
Erivan ve Bakü, koridoru da kapsayan barış görüşmeleri yapıyor. Paşinyan,
hiçbir Ermeni liderin cesaret edemeyeceği bir noktaya geldi.
Ankara-Bakü patentli iklimin bir parçası olmak, Batıya eklemlenmek istiyor. Seçimden önce atabileceği ya da atamayacağı bazı adımlar var. Ancak elini açık tutuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan
’ın Paşinyan’ı geçtiğimiz ay İstanbul’da kabul etmesi süreci hızlandırdı. Aliyev ve Paşinyan, Abu Dabi’de bir araya geldi. Sınırların belirlenmesi, siyasi taahhütler ve Zengezur Koridoru ele alındı. Sonuç çıktı mı? Tam olarak değil. Azerbaycan, “Görüşmelerde üçüncü taraf istemiyoruz, başbaşa konuşalım” yaklaşımında ama
konu uzadıkça “Küresel gerilim” alanına dönüşüyor.
Açık yara varsa sinekler üşüşür. Küresel aktörler konuya eğiliyor.
Abu Dabi görüşmesinden bir gün sonra… Rusya’dan bir teklif geldi.
2022 anlaşmasına
atıfla “Katkı sunmaya hazırız” denildi. Yani, “Koridoru biz kontrol edelim” dedi. Bundan üç gün sonra… ABD devreye girdi.
Trump’ın Ankara Büyükelçisi Barrack,
koridorun denetimini ABD’li bir özel şirketin üstlenebileceğini söyledi. Peki, Washington’un amacı ne? Sadece koridor üzerindeki olası Rus kontrolünü engellemek mi? Bakın dananın kuyruğu işte burada kopuyor.
BÜYÜK STRATEJİ DEĞİŞİYOR
ABD, koridor görüşmelerinin olgunlaşması üzerine
Büyük Strateji’sinde (Grand Strategy) güncellemeye gidiyor.
Bu plan Ankara-Bakü bakış açısına saygı duyuyor, ancak bu bakış açısının üzerine çıkarak koridoru küresel gerilim alanı haline getiriyor.
Nasılını anlatayım… Yine
Thomas Barrack
… Habertürk’te meslektaşımız Sena Alkan’a dedi ki: “Gazze sorunu sonra erdiğinde o zaman
bölgede gerçek bir yapılanma göreceksiniz.
Türkiye, İsrail, Körfez, Suriye, Lübnan, Irak, Ürdün, kuzeye çıkın Azerbaycan, Ermenistan… Bunları birleştirdiğinizde
dünyanın en güçlü bölgesi ortaya çıkar.”
Peki, nasıl? Barrack, “İsrail’in yeniden tanımlanmasından” da bahsetmişti. Yani, İsrail’in de değiştiği, bölgenin de İsrail’le normalleştiği bir çerçeve. Lübnan kabinesinin Hizbullah’ın silahsızlanmasıyla ilgili bu hafta aldığı karar bununla ilgilidir.
GAZZE’DE İKİ EĞİLİM ÇARPIŞIYOR
Parantez açıp soralım: Peki, Gazze sorunu nasıl sona erecek? Orada iki eğilim çarpışıyor. Karşılıklı kartlar açılıyor. Birincisi,
İki Devletli
Çözüm
Konferansı ve New York Bildirisi’yle
somutlaşan, Türkiye’nin de imzacı olduğu, Filistin’in tanınması -ki Fransa’dan İngiltere’ye tanıma sözü veriliyor-, Gazze’nin Filistin yönetimine devredilmesi ve bölgede normalleşmenin sağlanmasını isteyen eğilim. İkincisi, İsrail-ABD eğilimi… Netanyahu Gazze’yi işgal/ilhak etsin, Filistinliler üçüncü ülkelere sürülsün… Neyse ki… New York Bildirisi imzacı ülkeleri -Körfez bölgesi, AB, Arap Ligi-
Filistin tanınmadan, Gazze Filistin’e bağlanmadan bir normalleşmeyi kabul etmeyeceklerini taahhüt altına aldılar.
Parantezi kapatıp devam edelim…
Thomas Barrack
’ın, (ABD’nin bölgede bir mimari oluşturup Çin’e odaklanma stratejisi kapsamında) ifade ettiği “
En güçlü bölge
” çerçevesi var ya… Bakın hemen sonra ne oldu? Reuters şu haberi geçti: “Trump yönetimi, Azerbaycan’ı ve bazı Orta Asya müttefiklerini İbrahim Anlaşmaları’na dahil etme olasılığını Azerbaycan’la aktif olarak görüşüyor.”
WASHINGTON’UN KAFASINDAKİ PLAN
Bu şu demek… ABD, Zengezur koridorunda ilerleme kat edildiğini görünce Büyük Strateji’sinde güncellemeye gitti.
Bu koridor vasıtasıyla, Ortadoğu’da inşa etmeye
çalıştığı
mimariyi, Orta Asya ile buluşturacak.
Böylece Ortadoğu dahil, büyük Avrasya, Washington-Pekin geriliminde ABD ile konuşacak (Pekin ve Moskova aynı hatta kalmayabilir… Trump ve Putin haftaya görüşecek). Bunu da -Ortadoğu’daki kapasitesi, koridordaki etkisi, Orta Asya’daki ağırlığı nedeniyle-
sadece Türkiye ile yapabileceklerini düşünüyorlar.
ABD ve AB’nin son dönemde Türkiye’ye olan yakın ilgisini artık bu
“güncellenen Grand Strategy”
ile açıklayabiliriz. SDG, bu fotoğrafta gittikçe küçülüyor.
Ben kafalarında böylesi büyük bir hamlenin şekillendiğini düşünüyorum. Elbette bunu hayal etmek başka, yapabilmek başkadır. Her ülkenin kendi bakış açısı, kendi çıkarı vardır. Bu Büyük Strateji,
başta Türkiye olmak üzere, ülkelerin çıkar ve beklentilerine göre güncellenmelidir.
Aksi takdirde uygulanamaz.
Şimdi gelelim Trump, Aliyev, Paşinyan’ın Washington buluşmasına. ABD medyasına “acaba” soru işaretiyle, “Bir anlaşma mı olacak” diye yansıdı. Azerbaycan-Ermenistan nihai anlaşmasının Washington’da imzalanacağını sanmıyorum. Bakü’nün “Üçüncü taraflar karışmasın” yaklaşımı var çünkü. Ama
liderler, ilişkilerin ilerlemesiyle ilgili güçlü irade beyanı içeren bir mutabakat muhtırasına
imza atabilir. Göreceğiz.


