Ayasofya’da ışık, gölge ve talihle baş başa Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

Fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar ve Hattat Mehmet Özçay’ın, zarif ve estetik bakış açılarıyla dört yıllık bir çalışma sonucu ortaya koydukları “Ayasofya Fotoğrafları” kitabı sanatseverlere sunuldu. Ayasofya ile kişisel bir bağ kurduğunu dile getiren Hattat Mehmet Özçay, fotoğraf sanatına olan ilgi alaka ve emeğinin bu heyecanla birleştinden ve ortaya çok güzel fotoğraflar çıktığından bahsediyor. Fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar ise ışık, gölge, doku ve talihle baş başa kaldıkları bu süreçte ortaya çıkan eserin, Ayasofya’ya dair uzun bir yolculuğun sessiz tanığı olduğunu vurguluyor.

Fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar ve Hattat Mehmet Özçay’ın, zarif ve estetik bakış açılarıyla dört yıllık bir çalışma sonucu ortaya koydukları “Ayasofya Fotoğrafları” hazırlanan özenli bir prestij kitap ile bir araya geldi. İlk olarak Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi ve ardından Rami Kütüphanesi bünyesinde düzenlenlenen sergilerle sanatseverlerle buluşan proje, bu kitap ile süreli sanat etkinliğini, kalıcı ve saygın bir esere dönüştürüyor. Eserde, fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar ile Mehmed Özçay’ın objektifinden Ayasofya’nın tarihi ve estetik değerini yansıtan yaklaşık 200 fotoğraf karesi yer alıyor. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Millî Kültür Eserlerinin Basımı ve Yayımı Projesi kapsamında Türkiye Bankalar Birliği iş birliğiyle yayımlanan kitap, bin beş yüzyıldır ayakta duran bir tarih, kültür ve sanat varlığı olan Ayasofya’yı mozaiklerinden İslami sanat unsurlarına, mimari bütünlüğünden manevi atmosferine kadar sanatçı gözüyle kayıt altına alıyor.

Dört yıllık sabır ve emek

Pandemi döneminde aldığı özel izinle İstanbul’u karış karış gezerek fotoğraflayamaya başlayan Keribar, “Ayasofya Fotoğrafları” kitabının temelinin bugünlerde atıldığını anlatıyor. Mehmet Özçay ile bazı günler sabahın ilk ışıklarında gittikleri Ayasofya Camii’nden gün batana kadar ayrılmayarak binlerce fotoğraf çekmişler. Uzun yıllardır İstanbul’un güzelliklerini, ruhunu ve dönüşümünü fotoğraf karelerine yansıttığının altını çizen Keribar, “Paylaşacağımız bu özel kitap sadece bir fotoğraf albümü değil; zaman içinde saklı kalan ruhani bir yolculuğun, sessizliğin ve estetiğin bir belgesidir” diyor. Pandemi günlerinde başlayan Ayasofya çekimlerinin yaklaşık dört yıl boyunca büyük bir sabır, sevgi ve sorumluluk duygusuyla devam ettiğini ifade eden Keribar, ışık, gölge, doku ve talihle başbaşa kaldıkları bu süreçte ortaya çıkan eserin, Ayasofya’ya dair uzun bir yolculuğun sessiz tanığı olduğunu vurguluyor. Son olarak Keribar, Mehmed Özçay’ın fotoğraf sanatına olan tutkusuyla projenin daha da zenginleştiğine işaret ediyor.

İçimizi ferahlatan bir proje

Kitabın dört yıllık yoğun ve heyecanlı bir çalışmanın ürünü olduğunu belirten Hattat Mehmed Özçay, Ayasofya ile kişisel bir bağ kurduğunu da dile getiriyor. Özçay, “Biz Ayasofya’yı gençliğimizden beri hasretle, bir gün orada secde etmek temennisiyle büyümüş bir neslin çocuklarıyız. Cenab-ı Hak Ayasofya levhasını yapmayı da bu fakire nasip etti. Sayın Cumhurbaşkanımızın oraya vakfettiği levhayı da yazmayı bu fakire nasip etti ki benim sanat hayatımın en önemli levhasıdır. Fotoğraf sanatına olan ilgi alaka ve emeğim bu heyecanla birleşti ve ortaya çok güzel fotoğraflar çıktı” diyor. Proje kapsamında daha önce hiç çekilmemiş açılardan, farklı mevsim ve zamanlarda yüzlerce kare yakaladıklarını da anlatan Özçay, kitap için bu fotoğraflar arasından seçim yapmanın kendileri için oldukça güç olduğunu söylüyor ve “Ama neticede içimizi ferahlatan bu proje ortaya çıktı” ifadelerini kullanıyor.