Başsavcıya tehditler savuran yiğide bak Mehmet Şeker
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Özgür Bey, velinimeti bildiği yolsuzluk sanığı Ekrem Bey’i savunmak için miting yaptı. Gaziosmanpaşa inledi desek yanlış olmaz.
Eline mikrofonu aldı, esti gürledi. Çok sinirliydi. Kısık sesi daha da çatallı çıkıyordu.
“Akın, sert kayaya çarptın oğlum!” diye haykırdığını duyduk. Böyle samimi konuşunca, şoförüne sesleniyor olabileceğini düşündük. Hitap ettiği kişi İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek imiş.
Şu sözleri sarf etti Özgür Bey:
“Akın, sert kayaya çarptın oğlum… Aklınızı başınıza takının. Gelirim, darmadağın ederiz. Sabrımızın sonundayız. Kafamın tasını attırma. Dağılmamak üzere toplanırız. Buradan Erdoğan’a söylüyorum. Bundan sonra bu işin sonu kötü. Alın bunu buradan…”
Tehdit, hakaret gırla gitmiş.
*
Başsavcıyı tehdit ediyor… Cumhurbaşkanına yol gösteriyor… Başsavcının buradan alınmasını istiyor.
Olacak iş değil ama varsayalım paşa gönlünün arzusuna uyuldu ve Başsavcı Akın Gürlek başka bir göreve tayin oldu; yerine yeni bir başsavcı geldi.
Önünde bulduğu dosyalarla ilgilenmeyecek mi?
Belli bir aşamaya gelmiş davanın ipini mi çekecek?
Boş lakırdı örneği işte bütün bunlar.
*
Özgür Bey’in bu sözleri üzerine soruşturma başlatıldı.
Savcılar başka ne yapsın?
Eline mikrofon alıp aynı tonda, aynı üslupla cevap verecek hâli yok. Kitapta ne yazıyorsa, ona göre davranmak zorunda.
Yürüyen bir davayı kapatacak değil ya.
O zaman, Özgür Bey yeni başsavcı için de mi bir miting yapacak?
Yine öyle yüksek perdeden atıp tutacak mı?
Onun da görevden alınmasını mı talep edecek?
Mantıksızlık, hadsizlik bir arada.
Tamam, Özgür Bey’in vekilliğinden dolayı dokunulmazlığı var ama her ağzına geleni de söylememek gerekir.
Kaç defa yazıp çizeceğiz? Her gün mü hatırlatalım?
Rahmetli Rauf Tamer olsaydı, herhâlde şöyle derdi: “Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur.”
*
İBB davasında itirafçı sayısı 22’ye çıktı. Sırada bekleyenler de var. Üç beş değil, yirmi iki itirafçı.
İddialar bu kadar ağırken, iki itirafçı bile büyük risk taşır. Gaffar Yakınca’nın dediği gibi, bu gidişle Ekrem Bey de listeye eklenebilir. “Demir parmaklıklar beni alkışlamadı… Ben de etkin pişman olmak istiyorum.”
Mısır’daki sağır sultanı bilemeyiz ama en ücra yerdeki kör sultan bile görmüştür, Ekrem Bey’in işi zor. Sıkıntı büyük. Bunu en iyi bilen kişi de Özgür Bey.
*
Bildiği hâlde niye bu kadar ateşli savunduğunu merak eden varsa, hemen belirtelim ki vaziyet çok açık. Onu savundukça -bonus biriktirir gibi- kendine puan yazdığını düşünüyor.
Hâlbuki cümle alemin bildiği kural, kolay kolay şaşmaz: Evdeki hesap çarşıya uymaz.
Hesabı evde değil, partinin genel merkezindeki makamında yaptıysa da durum değişmeyebilir.
*
Bu arada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, 43 yaşında imiş.
Ona “oğlum” diye hitap eden Özgür Bey kaç yaşında? Hepi topu 7 yaş büyük.
Öyle hitap etmesi, teknik olarak yanlış.
Ahlâk, görgü, edep açısından da yanlış.
Makama gösterilmesi gereken saygı bakımından da yanlış.
Bu kadar yanlış, bir şeyleri bir yerlere götürür. Neyi nereye götürdüğü, sandıkta belli olur.


