Bipolar bozukluk çocuklarda nasıl fark edilir?
Trthaber sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Ergenlik yılları, duyguların hızla değiştiği, kimliğin şekillendiği ve ilişkilerin yeniden tanımlandığı bir dönem. Ancak bazı çocuk ve gençler için bu iniş çıkışlar, yalnızca büyümenin bir parçası değil, altta yatan bir rahatsızlığın işareti olabilir. Bipolar bozukluk, bu noktada fark edilmeden ilerleyen sessiz bir tehlike olarak karşımıza çıkıyor. Çoğu zaman "depresyon" ya da "kararsızlık" gibi etiketlerle göz ardı edilen bu tablo, zamanla akademik başarıyı, sosyal ilişkileri ve özgüveni zedeleyebiliyor. Enerji artışı, azalan uyku ihtiyacı ve coşkulu ruh hali ile seyreden hipomani dönemleri ise tanının yıllarca ertelenmesine yol açabiliyor.
Peki, bipolar bozukluk çocuk ve gençlerde nasıl ayırt edilir? Depresyondan farkı nedir? Erken tanı neden bu kadar kritik? Tüm bu soruları, Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Bilge Çınar ile konuştuk.
Ani ruh hali değişimi: Ergenlik mi, bipolar bozukluk mu?Çocuklar ve gençler günümüzde yalnızca dış dünyayla değil, iç dünyalarındaki iniş çıkışlarla da başa çıkmak zorunda kalıyor. Özellikle ergenlik çağında görülen yoğun duygusal dalgalanmalar çoğu zaman “geçici” ya da “ergenlik krizi” gibi tanımlanıyor. Ancak bu belirtiler, bipolar bozukluk gibi ciddi psikiyatrik rahatsızlıkların da habercisi olabilir. Bilge Çınar, depresyon ve bipolar bozukluk arasındaki farkı şöyle anlatıyor:
“Depresyon, iki hafta veya daha uzun süre boyunca kişinin kendini mutsuz, üzgün, çökün hissetmesi, geçmişte keyif aldığı şeylerden keyif almamaya başlaması, uyku ve iştah değişimleri, değersizlik düşünceleri gibi belirtilerle ortaya çıkar. Bipolar bozuklukta ise bu tabloya manik veya hipomanik dönemler de eşlik eder. Yani duygu durum bir uçtan diğerine salınır.”
Hipomani neden fark edilmiyor?Bipolar bozukluk, çoğu zaman depresyon ataklarıyla başlıyor. Bu da ilk başta tanının yanlış konulmasına yol açabiliyor. Özellikle hipomani evresi, hem birey hem de ailesi tarafından “olumlu bir ruh hali” olarak algılanabiliyor. Bilge Çınar, bu dönemin neden gözden kaçtığını şöyle açıklıyor:
“Hipomani döneminde kişi kendini normale göre daha güçlü, daha özgüvenli, daha enerjik hisseder. Uyku ihtiyacı azalır, riskli kararlar alabilir. Ama tüm bunlar bir hastalık belirtisi olarak görülmez. Çevre tarafından kişilik özelliği sanılabilir.”
[Fotoğraf: Getty]
Bipolar bozukluğun tanısı geciktikçe, çocukların ve gençlerin yaşam kalitesi düşüyor. Ani iniş çıkışlar eğitim hayatında istikrarsızlığa, arkadaş ilişkilerinde güvensizliğe ve aile içi çatışmalara yol açabiliyor. Çınar, bu sürecin sonuçlarını şöyle özetliyor:
“Depresyon döneminde kişi öz bakımını bile yapmakta zorlanabilir. Hipomani veya mani döneminde ise verdiği ani kararlar maddi sorunlara, yasal problemlere, eğitim hayatının aksamasına neden olabilir. Aile ilişkileri zarar görebilir. Bu yüzden erken fark edilmesi çok önemli.”
Damgalama yerine destek: Aileler ne yapmalı?Toplumda bipolar bozukluk hala yanlış etiketlerle tanımlanıyor. “Dengesiz”, “tutarsız” ya da “güvenilmez” gibi sıfatlarla anılan gençler, hastalıklarının getirdiği belirtiler nedeniyle dışlanabiliyor. Çınar, bu noktada ailelere ve öğretmenlere önemli bir sorumluluk düştüğünü vurguluyor:
“Bipolar bozukluk kişinin kendi iradesiyle gelişen bir durum değildir. Beynin kimyasal işleyişindeki dengesizlikten kaynaklanan biyolojik bir hastalıktır. Eğer kişinin hiç normal olmadığı bir ruh haline geçtiği görülüyorsa bu kişilik özelliği değil, bir hastalık belirtisidir. Yakınları mutlaka bir uzmana yönlendirmeli.”
Erken tedavi, yeni bir başlangıç demekBipolar bozukluk, tanı konulduktan sonra kontrol altına alınabilen bir hastalık. Doğru tedaviyle çocuk ve gençler yaşamlarına sağlıklı bir şekilde devam edebiliyor.
“Bu hastalık tedaviyle kontrol altına alınabilir. Psikiyatri uzmanından bilgi almak, düzenli takip ve sosyal destekle, kişinin yeniden bir atak geçirmesi önlenebilir. Eğitimine, işine, sosyal hayatına sağlıklı biçimde devam edebilir.”


