E imza çetesi üyesinden itiraf: Öğretmen atamalarına müdahale ettik
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın e-imza çetesine yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamelerde, sanıkların ifadeleri çarpıcı detaylar içeriyor. Belgelerde, çeteyi yönettiği öne sürülen 6 kişiden biri olarak Mıhyeddin Yakışır öne çıkıyor.
Çetenin bir numarası olarak gösterilen Ziya Kadiroğlu ifadesinde, Yakışır’ın uyuşturucu kullandığını ve sattığını belirtti. Kadiroğlu’nun anlattığına göre, hakkında arama kararı bulunan Yakışır, onunla temasa geçti ve yanında çalışmaya başladı.
Çetenin diğer organizatörlerinden Gökay Celal Gülen de ifadesinde, Yakışır’ın sürekli Kadiroğlu’nun yanında olduğunu söyledi. Gülen, “Ziya Hoca ‘Bu çocuk benim elim ayağım, ne desem yapar’ derdi. Bu derece ona güvenir ve her işini yaptırırdı. Öyle ki sigarasını bile Mıhyeddin yakardı” dedi.
Gülen, yaşadığı bir olayı da şu sözlerle anlattı:
UYUŞTURUCU BAĞIMLISINI NARKOTİK BAŞKOMİSERİ YAPMIŞLAR“Bir gün benim ofisimdeyken Mıhyeddin tuvalete girdi. Yaklaşık 10 dakika boyunca çıkmayınca Ziya Hoca sinirlendi ve küfür ederek tuvalete koştu. Mıhyeddin’i orada tekme tokat dövdükten sonra ofisten kovdu. Ben de bunun üzerine şaşırdım, ‘Hocam ne oldu, niye dövdünüz adamı?’ dedim. O da bana ‘Bu müptezel ne bulsa içiyor’ dedi. Sonradan anladım ki benim çakmak gazım tuvaletteydi. Muhtemelen çakmak gazını içiyordu.”
Yakışır’ın fotoğrafı kullanılarak çok sayıda sahte e-imza üretildiği iddianamede yer aldı. Bu e-imzalar arasında Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı’nda görevli bir başkomisere ait olan da bulunuyor.
Toplam 134 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, Yakışır’ın ayrıntılı ifadesine de yer verildi. Yakışır, adına sahte e-imza çıkartılan kamu görevlilerini tanımadığını söyledi.
ÖSYM PUANLARI YÜKSELTİLDİ İDDİASIYakışır’a ÖSYM web geçmişiyle ilgili sorular yöneltildi. Bu soruya Yakılır şöyle yanıt verdi:
“Ben ÖSYM’nin sistemlerinde puan yükseltmesi yaptıklarını biliyorum. Yine bu işlemleri Ziya Kadiroğlu ile Gökay Celal Gülen isimli şahıslar yapmaktadır”
UYAP sistemine ilişkin uygulamaların telefonuna neden yüklendiği sorulduğunda da Yakışır, şöyle konuştu:
“UYAP ile ilgili programı kendi davalarımı sorgulamak için cep telefonuma ben kurmuştum. com.meb.mebanahtar isimli uygulamayı kesinlikle ben kurmadım. Bu uygulamayı Ziya Kadiroğlu kurdu, ben bu uygulamayı hiç kullanmadım.”
Yakışır, ifadesinin sonunda şunları söyledi:
İTİRAF ETTİ: ÖĞRETMEN VE MÜDÜR YARDIMCISI ATAMALARINA MÜDAHALE EDİLDİ“Ben tüm bildiklerimi samimi olarak anlattım. Yapılan illegal işlemlere benim bilgim yetmez. Ben Ziya Kadiroğlu isimli şahsın arandığımdan dolayı bana sahip çıkmasından kendisine güvendim ve bazı işlerinde kullanıldım. Yaptığımdan dolayı çok pişmanım.”
İddianamede, Yakışır’ın telefonunda öğretmen ve müdür yardımcısı atama bilgilerine ait PDF dosyalarının bulunduğu belirtildi.
İktidar medyasından Hürriyet'in haberine göre; Yakışır bu belgeleri Ziya Kadiroğlu’nun telefonuna indirdiğini ve “Ziya’nın sahte e-imza üreterek öğretmen ve müdür yardımcısı yerleştirmelerine müdahale ettiğini” söyledi.
Ancak bu iddiaya dair savcılığın bir tespiti ya da değerlendirmesi iddianamede yer almadı.
Yakışır’a ait dijital materyallerde bir PDF dosyası bulundu. Bu dosyada kişisel veri sorgularının yanı sıra kalfalık, ustalık ve öğreticilik belgeleri, mezuniyet belgeleri ile çok sayıda sahte kimlik fotoğrafı yer aldı.
SAHTE EHLİYETİ İTİRAF ETTİİddianamede, çetenin sahte ehliyet işlemleri için bazı sürücü kurslarıyla çalıştığı da belirtildi. Adana’daki bir sürücü kursunun sahibi Mehmet K, şunları ifade etti:
400 AKADEMİSYEN İDDİASI“Şahıslar hem e-sınavda hem de direksiyon sınavında başarısız olan sonuçları başarılı hale getiriyordu. Bugüne kadar bu şekilde yaklaşık 40 kişinin işlemini gerçekleştirdim. Bunun karşılığında toplam 150 bin TL civarında maddi menfaat sağladım, pişmanım”
Hürriyet'ten Mesut Hasan Benli'nin bugün (6 Ağustos) yayımlanan haberine göre; Sanıklardan Ayhan Ateş, Ziya Kadiroğlu’nun kamu kurumlarının sistemlerine izinsiz erişimde teknik destek aldığını ve bu yöntemle toplam 270 e-imza üretildiğini söyledi. Ateş, Kadiroğlu’nun öğrencisi Kadriye Kurtoğlu’nun BESYO sınavlarına başkalarının yerine girdiğini, “joker eleman” olarak tanımlanan Yakup isimli kişinin ise 2006-2010 arasında yapılan yabancı dil sınavlarına girerek 400’den fazla kişiyi akademik kadrolara yerleştirdiğini iddia etti. Bu kişilerin arasında çok sayıda doçent ve profesörün de bulunduğu ileri sürüldü.
İktidar medyası, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin yalanladığı iddiaları bugün de haberleştirdi. Hürriyet'in bugünkü haberinden önce DMM şu açıklamaları yapmıştı:
5 Ağustos:
Bazı basın yayın organlarında yer alan “ÖSYM’nin sistemine girilerek adayların puanlarının değiştirildiği” yönündeki iddialar, kamuoyunu yanıltmaya yönelik açık bir dezenformasyondur.
ÖSYM Başkanlığına ait sistemler, dış erişime açık olmayan, kapalı devre bir altyapıyla çalışmakta; tüm kullanıcı işlemleri anlık olarak izlenmekte ve detaylı şekilde kayıt altına alınmaktadır.
Bu nedenle, ÖSYM’ye ait sınav sonuçları, yerleştirme verileri ve aday puanlarına dışarıdan müdahale edilmesi teknik olarak mümkün değildir.
Kurum tarafından düzenli aralıklarla yürütülen teknik denetim ve güvenlik kontrollerinde de dijital altyapıda herhangi bir veri sızıntısı ya da dış müdahale bulgusuna rastlanmamıştır.
Bilgi teknolojilerine ilişkin tüm süreçlere dair kayıtlar, kurum tarafından eksiksiz ve şeffaf biçimde arşivlenmektedir.
Kamuoyunda güvensizlik oluşturmaya yönelik spekülatif içeriklere itibar edilmemesi, yalnızca resmî açıklamalara itimat edilmesi önem arz etmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
2 Ağustos:
Bazı basın yayın organları ve sosyal medya mecralarında yer alan “400 akademisyenin usulsüz şekilde atandığı” yönündeki haberler, kamuoyunu yanıltmaya yönelik açık bir dezenformasyondur.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan 220 kişi arasında Türkiye’de hiçbir akademisyen bulunmamaktadır.
Aynı şekilde, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda görev yapan herhangi bir öğretmen de şüpheliler arasında yer almamaktadır. Sadece bir sürücü kursu eğitmeni ile bir beden eğitimi hocasının adı geçmekte olup, bu kişiler öğretmen statüsünde değildir.
Soruşturma kapsamında 57 sahte üniversite diploması, 4 lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesi düzenlendiği tespit edilmiştir. İki kişi dışında, düzenlenen hiçbir diplomanın herhangi bir meslek ifasında kullanıldığına dair bir tespit de bulunmamaktadır.
“400 akademisyenin usulsüz atandığı” yönündeki iddia, dosya şüphelilerinden birinin soyut beyanına dayanmaktadır. Bu ifade dışında herhangi bir somut bilgi, belge veya tespit mevcut değildir.
Türk akademisini ve eğitim camiasını hedef alan bu tür yayınlar, sistematik bir karalama kampanyasının ürünüdür. Nitekim soruşturma da bir dış ihbarla değil, bizzat bir üniversitenin iç denetimi sonucunda adli makamlara yapılan bildirimle başlatılmıştır.
Kamuoyunun manipülasyon amacı taşıyan bu tür içeriklere itibar etmemesi; yalnızca resmi ve doğrulanmış kaynaklardan yapılan açıklamaların dikkate alınması büyük önem taşımaktadır.


