Eğitim diplomasisi Anadolu’da ilmek ilmek işleniyor Düşünce Günlüğü Haberleri
Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Doç. Dr. Ahmet Hüsrev Çelik - Düzce Üniversitesi
Dün diyebileceğimiz kadar yakın geçmişte Türkiye’de bazı kesimler tarafından başlatılan mülteci karşıtlığı, boyut değiştirerek yine tırmandırılan bir mülteci düşmanlığına dönüşmüştü. O dönemde eş zamanlı olarak başlayan ancak hala devam eden bir diğer konu da Türkiye’de mülteci olarak değil, eğitim almak amacıyla misafir olarak bulunan Afrika ve Orta Doğulu öğrenciler ve bu öğrencilerin misafir edilmesi politikalarının hedef haline getirilmesidir. Karadeniz’e gelen Arap turistlere yönelik söylemler de aynı sürecin bir başka türevidir. Dolayısıyla meselenin aslında mülteci, öğrenci ya da turist olmak olmadığı aşikârdır.
2024 yılının ilk aylarında Karabük Üniversitesi üzerinden başlayan Afrikalı-Orta Doğulu öğrenciler konusu üniversitelerin mezuniyet törenlerinde tekrar tedavüle sokuldu. Üniversitelerin hedef alındığı meselenin arka planı, zaman ilerledikçe ve ulusal düzeyde konuyu gündeme getiren isimler ve mecralar çeşitlendikçe bugün daha net anlaşılmaktadır.
ASIL HEDEF
Bu konu üzerinden Türkiye’nin “eğitim diplomasisi” yıpratılmaya ve hırpalanmaya çalışılmaktadır. Oysaki ülkemizde öğrenim gören bu öğrenciler, Türkiye Yüzyılı, Afrika açılımı, Afrika iş birliği hedefleri çerçevesinde inşa edilmeye çalışılan çok boyutlu dış politikanın bir boyutunu oluşturmaktaydı. Bu öğrencilerin Türkiye’de bulunmaları hem Türkiye’nin bilinçli ve tercihli bir politikasının tezahürü hem de muhatap ülkeler ile varılan mutabakat ve anlaşmaların, tüm taraf ülkelerin arzularının sonucuydu.
Bugün meselenin sadece Karabük Üniversitesi veya yarın muhtemel olarak başka bir şehirdeki üniversite olmadığı; Türkiye’nin Anadolu’daki üniversitelerde yeşerttiği uluslararası öğrenci politikası ile oyun kurucu ve oyun bozucu bir aktör olma potansiyelinin hedef alınması olduğu anlaşılmaktadır. Zira bugün hemen hemen her üniversitede Orta Doğu ve Afrika’dan misafir öğrenciler bulunmaktadır.
Eğitim Diplomasisi Türkiye’nin Orta Doğu ve Afrika ülkelerine ilişkin eş zamanlı politikalarının sadece bir boyutunu oluşturmaktadır. Sürecin bütün unsur ve dinamikleri birbirlerini desteklemektedir. Örneğin Senegal’den Karabük’e ilk defa öğrencilerin gönderileceği zaman, Türkiye’ye gönderilecek öğrencilerden ilk bine girenlerden 250’sinin Karabük Üniversitesi'ne kayıt hakkı elde edeceği Senegalli yetkililer tarafından açıklanmış bu da kamuoyunda yer almıştı. Türkiye’nin “Eğitim Diplomasi” faaliyetlerinin çok boyutluluk içerisinde bir boyutu oluşturduğunun örneklerinden birisi olan Senegal’de 2020 yılında Türkiye Maarif Vakfı ile Senegal Ordusu arasında iş birliği protokolü imzalanmıştı. O dönemlerde Dakar İslam Enstitüsü müfredatına Türkçe dersi de eklenmişti. Eş zamanlı olarak Yunus Emre Enstitüsü de Senegal’de çok geniş yelpazede Türkçe ve diğer bazı alanlarda meslek edindirme kursları açmıştı. Daha çarpıcı olan bir diğer örnek ise Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Genelkurmay Başkanlığı ve Senegal Genelkurmay Başkanlığı arasında imzalanan uluslararası askeri iş birliği anlaşması uyarınca Cap Manuel Kışlası’nda Yunus Emre Enstitüsü tarafından Senegalli subaylara yönelik Türkçe kursları periyodik olarak açılmaya başlandı. Benzer ülke örneklerini çoğaltmak mümkündür.
TÜRKİYE DOĞRU YOLDA
Üstelik Eğitim Diplomasisi sadece Karabük Üniversitesi ile sınırlı bir süreç de olmamıştır. Anadolu’daki pek çok üniversite bu kapsamdaki öğrencilere ev sahipliği yapmış ve yapmaktadır. Örneğin devletlerin karşılıklı anlaşmaları mucibince Ruandalı öğrencilerin bir kısmı Düzce Üniversitesi'nde öğrenim görmeye başlamışlar, bu öğrencilerin mezuniyet törenlerine Ruanda Büyükelçisi de iştirak etmiştir.
Türkiye’nin “eğitim diplomasisinin” yakın dönemde önemli sonuçları da oldu. Türkiye’nin farklı üniversitelerinden mezun olan öğrenciler ülkelerine döndüklerinde önemli görevler üstlenmeye başladılar. YTB Bursuyla Türkiye’den mezun olan Abdulkadir Muhammed Nur Somali’de önce Adalet Bakanı sonra Savunma Bakanı oldu. YTB bursuyla Türkiye’de eğitim gören Etiyopyalı Abdirahman Ahmed Hasan, ülkesinin bir eyaletinde Ticaret, Sanayi ve Ulaştırma Bakanı oldu. Eğitimin zamana yayılı bir süreç olduğu göz önüne alındığında verilen emeklerin neticesini görmenin zaman aldığı aşikardır. Türkiye yakın geçmişte verdiği emeklerin ve yürüttüğü eğitim diplomasisinin somut sonuçlarını yeni yeni görmeye başlamıştır. Bu sonuçlar Türkiye’nin ne derece doğru bir politika yürüttüğünü de göstermektedir.
KÜRESEL SONUÇLARI OLACAK
Suriyeli öğrencilerin Türkiye’de eğitim görmeleri konusu Suriye’nin olağanüstü koşulları nedeniyle Türkiye’nin Afrika politikalarından daha farklı bir boyuta sahipti. Suriye meselesinde Suriyeliler politikası insani ve vicdani bir çerçevede “ensar” vurgusu ile yürütülmüştür. Tam da Suriyeliler üzerinden tartışmaların köpürtüldüğü dönemlerde Baas rejiminin devrilmesiyle Suriye’nin yeni yönetiminde kimlerin yer alacağı konusu da kamuoyunda büyük bir merak konusu olmuştu.
Suriye’nin yeni Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani’nin Türkiye’de yüksek lisansını yapmış olması ve doktorasına devam ediyor olması, Halep Valiliği görevine getirilen Azzam Garip’in Bingöl Üniversitesi'nde yüksek lisans yapmış olması ilk dikkati çeken hususlar olmuş ve kamuoyuna geniş yankı uyandırmıştır. Karabük Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği bölümünden mezun olan Abdülcevad Keyyali’nin denizcilik yönetim müdürü olması da gözden kaçmaması gereken önemli bir ayrıntıdır. Suriye Ulaştırma Bakanı Behaeddin Şerim ile düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulunan Keyyali, Türkiye ile iş birliğini artırmak istediklerini ifade etmiştir.
Türkiye’nin, sadece büyükşehirlerde değil, büyükşehir vasfında olmayan hatta nispeten küçük olan Karabük, Düzce, Bingöl ve Anadolu’nun diğer pek çok şehirlerindeki üniversitelerde ilmek ilmek yürüttüğü ve büyüttüğü eğitim diplomasisi kapsamındaki faaliyetlerinin küresel düzeyde sonuçları yakın gelecekte de ortaya çıkmaya devam edecektir.


