Ekonomik bulmaca, enflasyon ısrarcı büyüme yorgun!
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Türkiye ekonomisi, hem küresel hem de iç siyasi gelişmelerin yarattığı dalgalanmalar yaşamaya devam ediyor. Yeni Orta Vadeli Program ve Merkez Bankası'nın Eylül faiz kararı ise ekonominin yakın geleceğine dair yol haritasını gözler önüne serecek. Ancak analistlere göre toparlanma sürecindeki sancıların bir süre daha devam etmesi bekleniyor. Ekonomide haftanın en kritik verilerinden biri ise, geçtiğimiz gün açıklanan 2025 yılı ikinci çeyrek büyüme rakamlarıydı. Ekonomi son verilere göre yüzde 4.8 büyüdü. Bu oran, piyasa ekonomistlerinin beklentisi olan yüzde 3.8'in üzerinde bir performans olarak kayda girdi. Büyümede, yüzde 5.1'lik artışta inşaat sektörü başı çekti. Ancak, detaylara bakıldığında farklı bir tablo söz konusu. Büyüme hızı bir önceki çeyreğe göre sadece yüzde 0.6 olarak gerçekleşti.

Geçtiğimiz gün açıklanan bir diğer önemli veri de Ağustos ayı enflasyonuydu. TÜİK'in hesaplamalarına göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık bazda yüzde 2.04, yıllık bazda ise yüzde 32.9 arttı. Artışın en yoğun olduğu kalemler ise konut, gıda ve ulaşım; yani, alt ve orta gelir grubundaki vatandaşların bütçesinden en fazla pay ayırdığı temel ihtiyaçlar oldu. Analistlere göre her ne kadar enflasyon düşüş eğilimini korusa da, oranlar halen istenen seviyelerin çok üzerinde.
BEKLENTİ YÜZDE 2Motorine gelen 2.05 TL'lik zam ise bir sonraki ay için enflasyon baskısının devam edeceğinin sinyali olarak yorumlanıyor. Analistlere göre, bu durum Eylül ayında toplanacak Para Politikası Kurulu toplantısındaki faiz kararını daha kritik hale getirecek. Öte yandan Morgan Stanley ve JP Morgan gibi küresel devler ise Eylül ayı için öngördükleri 300 baz puanlık (yüzde 3) faiz indirimi beklentilerini 200 baz puana (yüzde 2) çekmiş durumlar.
BORSA'DAKİ DURUMHafta başında, CHP İstanbul İl Yönetimi'nin mahkeme kararıyla görevden alınması ise, piyasalarda sert dalgalanmalara neden oldu. BIST-100 endeksi bir günde yüzde 6'ya varan kayıplar verirken, Türkiye'nin borcunu geri ödememe riskine işaret eden, risk primi (CDS) 265'ten 274 seviyelerine sıçradı. Analistler, artış için uluslararası yatırımcıların Türkiye'ye yönelik risk algısının arttığına dikkat çekerken, Kamuoyu Araştırmacı Volkan Tebrizcik ise; "Merkez Bankası'nın, kurda yaşanan bu sert hareketi kontrol altına almak için yaklaşık 5 milyar dolar satmak zorunda kalması durumun ciddiyetini ortaya koydu" dedi.
Ekonomideki karmaşık tabloya rağmen, bankacılık sektörü 2025'in ilk yedi ayında güçlü bir performans sergiledi. Ocak-Temmuz dönemine ait yıllık verilere göre, Net faiz geliri yüzde 57.7, faiz dışı gelir yüzde 55.3 arttı. Ancak bu güçlü gelir artışına rağmen, net kar yüzde 37.6 artışla sınırlı kaldı.
İŞSİZLİK DÜŞTÜ MÜ?Ekonomideki dalgalı seyirden yansıyan olumlu tablolardan biri ise işsizlik oranlarındaki göreceli düşüş. Temmuz ayında işsizlik oranı bir önceki aya göre 0.4 puan azalarak yüzde 8'e, geniş tanımlı işsizlik ise 3.1 puan gerileyerek yüzde 29.6'ya indi. Ancak ekonominin bek kemiği olarak kabul edilen imalat sanayinde, toplam ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre 70 bin kişi azalarak 3 milyon 931 bine düştü. Analistlere göre reel, katma değeri yüksek üretim yapan sektörlerde istihdam erirken, istihdamdaki büyümenin kaynağı turizm ve perakende gibi hizmet sektörleri oldu.

Ekonomideki yavaşlamanın ve maliyet baskılarının en somut yansıması ise konkordato masasında ortaya çıktı. 2025'in ilk 8 ayında toplam 1833 dosya için konkordato süreci başlatıldı. Bu sayı, 2024'ün tamamındaki toplam dosya sayısı olan bin 723'ü şimdiden aştı Sadece Ağustos ayında, adli tatil devam ederken, 216 dosya için geçici mühlet kararı verildi. Analistlere göre, mevcut konkordato mevzuatının çok kolay başvurulabilir olması, alacaklı şirketleri de zor durumda bırakarak zincirleme bir iflas riski yaratıyor.
Kaynak: Web Özel


