Gazze’nin Hafızası Kızıl Kapı Gökhan Özcan
Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Ekin Yayınları, Süleyman Ceran dostumuzun editörlüğünde Gazze’de yaşananların çok boyutlu biçimde ele alındığı ve birçok yazarın farklı bakış açılarıyla katkıda bulunduğu üç kitaplık bir ‘külliyat’ yayınladı. Üç kitabın ortak ismi: ‘Kızıl Kapı’… Bu isim Mısırlı şair Ahmet Şevki’nin “Hürriyetin kızıl bir kapısı vardır ki/ Onu ancak kana bulanan eller açar” dizelerinden mülhem… Kitapların üst başlığı ise ‘Gazze’nin Hafızası’. Gerçekten çok derinlikli bir hafıza oluşturma çalışması bu. Farklı kalemler Gazze’yi farklı noktalardan bakarak görüyor, yorumluyor ve tarihe çok zengin notlar düşülüyor. Üç kitabın ‘Sembol’, ‘İnsan’ ve ‘Mekân’ şeklinde üç farklı bağlamı var. Kitaptan hemen gözüme çarpan bazı cümleleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Ama bunlarla yetinmeyip kitapları edinmenizi özellikle tavsiye ediyorum, çünkü gerçekten zengin ifadelerle dopdolu bir çalışma yapılmış ve derinlikli bir hafıza ortaya konmuş. Gazze unutkanlığına iyi gelecek kitaplar bunlar!
“..bir asrı geride bırakan Filistin davası; basit bir toprak çekişmesi, coğrafya eksenli bir arbede değil. Yanına tarihi ve kültürü de çağıran bir iman meselesi, bir akide savaşı temelde.” Ali Emre
“Güneş Gazze’nin kumlarını altın bir kefen gibi örttüğünde, Han Yunus’un taşları hikayelerini fısıldayacak. Burası, zamanın bedeninde bir yara izi olarak kalmaya devam edecek; yıkıntıların arasından filizlenen bir çınar gibi, toprağın sabrını ve insanın azmini taşıyacak.” Ahmet Faruk Asa
“Filistinlilerin ellerinde, ceplerinde, koyunlarında, sandıklarında, dolaplarında, çekmecelerinde, çantalarında tuttukları ve kuşaktan kuşağa içleri yanarak, özlemleri tutuşarak, umutları ateşlenerek aktarmakta oldukları anahtarların açabileceği birkaç kapı ya kalmıştır Filistin’de ya kalmamıştır. Fakat o anahtarlar, gözlerimizi açabilir, kulaklarımızı fethedebilir, kalplerimizi inşiraha kavuşturabilir, zihnimizi ferahlatabilir.” İbrahim Demirci
“Kefiyenin ardında sancak gibi dimdik duran yiğitler, Filistin’in taşında toprağında, zeytin dallarının gölgesinde birer destan gibi yükselir. Her biri kefiyenin alnındaki izlerde saklı bir direnişin nefesi; her biri, göğsünde çarpan bir vatanın nabzı.” Murat Koç
“Gazze dünyada artık direnişin adı, kan ve gözyaşının gölgesinde yeşeren bir şehir. Sanki çölün ortasına dikilmiş saksıdaki çiçekler gibi, her şeye rağmen direnmeye, kök salmaya çalışıyor.” Mustafa Uçurum
“Gazze’de bir çocuk, dalından düşen zeytini avucunda tutarken aslında dedesinin kanını, annesinin duasını, kendi geleceğini tutar. Zeytin çekirdeği gibi küçücüktür elleri ama yüreğinde koskoca bir iman taşır.” Sami Bayrakçı
“İkinci yılına giren soykırım süresince yeryüzünün en barbar ordularıyla baş başa bırakılan Gazze, direne direne ayakta kalıyor, öle öle insanlığı uyandırıyor ve oluşturduğu tsunami ile rejimleri sallıyor.” Süleyman Ceran
“Savaş fotoğrafçısı Muhammed el-Mukayyed mesleğinin en değerli karesini çektiğinden habersiz. Bebeklerin doktoru Hüsam Ebu Safiyye, hastanesi azgın barbarlar tarafından yakılıp yıkıldıktan sonra, enkazlar arasından geçerek tepeye tünemiş ölüm makinesi iki tanka doğru yürüyor. Kaçmıyor. Ölümden kurtulacağı yöne doğru değil, namlulara doğru adım atıyor. Kudurmuşçasına öldürmeye ayarlanmış bir yaratıkla, son nefesine kadar diri ve sağlıklı tutmaya azmetmiş bir haysiyet abidesinin restleşmesi. Beyaz önlük zırhıyla, yüksek teknoloji savaş makinesine meydan okuyuş. Öldürmenin yaşatma ile trajik randevusu.” Mustafa Kayapınar


