Gıda israfına karşı bir şey yapmalı Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri
Yenisafak sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Dünyada her geçen yıl artmaya devam eden gıda israfı diğer alanlardaki israfa paralel olarak zengin ülkelerde belli oranda kontrol altına alınmaya çalışılırken üçüncü dünya ülkelerinde daha fazla artış eğiliminde. Ülkemizde yıl bazında gıda israfının 23 milyon tona ulaştığı göz önüne alınacak olursa bu konuda acilen birşeyler yapılması gerekiyor. Yapılacak çalışmanın sistemli ve müeyyideleri de olan bir düzenlemeyi gerektiriyor.
Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) Gıda Kaybı ve İsrafı Direktörü Liz Godwin’e göre, dünyada üretilen gıdaların yaklaşık üçte biri kayboluyor ya da israf ediiiyor. Bu da her yıl küresel ekonomiye yaklaşık 1 trilyon dolara mal oluyor.
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) tarafından hazırlanan 2025 yılı raporu şu gerçeği ortaya koydu: Yılda kişi başı 102 kilogram yiyeceği çöpe atıyoruz.
Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı’nın (WFP) 2025 Küresel Görünüm Raporu 2024 yılında 74 ülkede 343 milyon kişinin gıdaya güvenli erişemediğini belirledi.
Bu sayının 2023 yılına göre yüzde 10, pandemi öncesine göre de 200 milyon kişinin arttığını gösteriyor.
TİSVA raporunun “gıda israfının ayak izi” kısmında özellikle sığır eti üretiminin geviş getiren hayvanların metan salımı gibi yüksek emisyon kaynaklarını içerdiğinden çevreye zarar verdiği öne sürüldüğü dikkat çekiyor. Hayvancılık karşıtı bu tür göreceli tespitlerin
yapay et lobisine dolaylı bir katkı sağlayacağını unutmamak gerekiyor.
Kapadokya rehbere giriyor
İstanbul, İzmir ve Muğla’nın ardından Kapadokya da “Michelin Rehberi 2026” seçkisine dahil edildi. Mutfak geleneği, şeflerin yerel ürünler ve tarımı ustalıklarını her aşamasında temel birer unsur olarak kullanması Kapadokya’nın seçkiye dahil edilmesinde etkili olurken, bölgenin kültürel ve gastronomik çeşitliliği müfettişler üzerinde derin bir iz bıraktı. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı ile Kapadokya Alan Başkanlığı da bu konuda katkı sundu. İstanbul, İzmir ve Muğla’dakilerle birlikte Kapadokya’daki ilk restoran seçkisi 4 Aralık 2025’te İstanbul’da törenle açıklanacağı bildirildi. Hititlerden Roma İmparatorluğu’na, Selçuklulardan Osmanlılara uzanan bir medeniyetler mirasına evsahipliği yapan, Orta Anadolu’nun binlerce yıllık lezzet mirasını bugüne taşıyan Kapadokya mutfağıyla uluslararası platformlarda öne çıkıyor. Michelin Rehberi’nin dikkatini çeken Kapadokya restoranları, tandır yemeklerinden güveçlere, fermente lezzetlerden yöresel mezelere kadar geniş bir yelpaze sunuyor.
Bir kitaptan: Süpermarkette
Buzdolabının bomboş olduğunu görünce süpermarkete gitmeye karar veriyorum ve orada evli erkek arkadaşıma rastlıyorum, ben onun gözünde... ne anlam ifade ediyorum acaba? Keşfedilmemiş bir yol, yaşanmamış bir hikâye mi? Elimdeki sepette, yalnız yaşayan birinin değişmez alışverişi olan ufak tefek şeyler var; oysa o her türden yiyecekle tepeleme doldurulmuş market arabasını itiyor: kahvaltılık gevrek kutuları, bisküvi, kuru ekmek paketleri, marmelatlar, tereyağı, tam yağlı süt, yağsız süt, soya sütü. Bu bana ailenin her ferdinin ne yediğini açıklıyor, kahvaltıda hep bir arada olabilmek için verilen mücadeleyi, nedense bir türlü kahvaltı sofrasında toplanılamadığı konusundaki yakınmaları anımsatıyor. Arkadaşım kilerinin tam teçhizatlı olmasından hoşlanıyor: pirinç ve makarna paketleri, nohut ve domates sosları, kahve ve şeker, zeytinyağı şişeleri, su ve maden suyu.
“Olası bir felakete karşı,” diyor şakayla.
“Ne gibi felaket?”
Yemekle ilgili ya da değil, onların başına gelebilecek bir felaket hayal edemiyorum.
(Pulitzer Ödüllü yazar Jhumpa Lahiri’nin ‘Olduğum Yer’ adlı romanından) 3552
Gözüme takılanlar
Erzurum mutfağı kitap oluyor
UNESCO’nun Yaratıcı Şehirler Ağı Ulusal Listesi içinde yer alan Erzurum’da Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde “Kahvaltı Festivali” düzenlendi. Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinden etkilenen bu noktada 100’e yakın tescilli yemeğin bulunduğunu belirterek şehrin gastronomi alanında yeni bir kitap hazırlığı içinde olduklarını açıkladı.
Trakya’nın asırlık panayırı
Sultan 2. Abdülhamid’in fermanıyla Kırklareli Pehlivanköy’de 1910 yılında kurulmaya başlanan Pavli Panayırı
bu yıl 115’nci defa kurulacak. Ergene Nehri kenarında kurulan panayırda
yıl boyunca hazırlanan yöresel yiyecekler ve giyim eşyaları satışa sunuluyor. Tezgahlar, açık hava lokantaları ve lunaparkın da olduğu organizasyonda yöre sakinleri traktör römorklarında konaklıyor.
Pastacılığın akademisi geliyor
Eksim Holding bünyesinde faaliyet gösteren kafe-fırın zinciri Aslı, pastacılık ve unlu mamuller alanında kariyer hedefleyenlere yönelik uygulamalı eğitimler verecek Aslı Akademi’yi hayata geçirdi. Akademide katılımcılar pasta ve ekmekçilik ile unlu mamuller olmak üzere iki farklı alanda uzmanlaşabilecek. Başvurular 10 Ağustos’a kadar internetten yapılabilecek.
Kahvaltıya ‘toz’ kondur
Geçtiğimiz günlerde coğrafi işaret tescili edilen kahvaltılık “Kilis toz zahteri” Kilis’te kahvaltı sofralarının olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Bölgede Halep mutfağı ile özdeşleşen ve eskiyi yeniyle buluşturan bir mutfağa sahip olan Kilis’in aynı zamanda önemli bir değeridir. Geçmişi çok eskilere dayanıyor. Kilis Belediyesi tescil girişiminin ardından bu lezzeti Türkiye çapında tanıtmayı hedefliyor. Genellikle zeytinyağıyla beraber tüketilir. Lokmalık ekmek bir kâseye konulan zeytinyağına batırılıp ıslatıldıktan sonra başka bir kâseye konulan zahtere batırılır, zahter ekmeğe yapıştıktan sonra yenilir. Birçok baharat ve kuruyemişin kavrularak çekilmesiyle hazırlanan kahvaltılık zahter zengin bir muhtevaya sahip. İçinde kudama (ikiye ayrılmış leblebi), karpuz çekirdeği, kavun çekirdeği, menengiç, zahter (kekik), kimyon, bulgur, kişniş baharatı, susam, sumak, tuz ve kırmızı toz biber bulunur. Bu malzemelerin çeşitli işlemlerden geçirilerek karıştırılmasıyla elde edilir.


