HAFIZA 92. BÖLÜM! İşte Türkiye’nin PKK’dan sonraki hamlesi: Devlet aklı nasıl işliyor? Gündem Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Yeni Şafak İnternet Yayın Yönetmeni Ersin Çelik ile AK Parti Ordu Milletvekili İbrahim Ufuk Kaynak, Hafıza’nın 92. Bölümünde terörsüz Türkiye’nin nasıl şekilleneceğini konuştu. Yeni Şafak’ın YouTube kanalından canlı yayınlanan programa Ersin Çelik, Pençe-Kilit Harekatı kapsamında bir mağarada metan gazına maruz kalarak şehit düşen 12 Mehmetçiğin isimlerini ve memleketlerini okuyarak başladı. Kaynak da şehitler arasında Ordulu Piyade Uzman Çavuş Kani Obi’nin olduğunu hatırlatarak ailesini aradığını ve programdan sonra da taziyeye gideceğini söyledi.
Çelik ve Kaynak, “Hafıza Büyük Resim” adıyla devam eden programın yeni bölümünde şu başlıklara değindiler:
Ersin Çelik:
PKK'ya silah bıraktırdı devletimiz. Diz çökertirdi. Ama daha önce de PKK'nın silah bırakma süreçleri oldu bu memlekette. Özal döneminde oldu. Çiller döneminde birtakım çalışmalar oldu. Bu sancıyı yani işte bu böyle kolay olmuyor, bir anda olmuyor. Böyle bir silah bırakma sözlü bir şey değil. Fiiliyatı çok zor bir şey. Memleket için bir dönüm noktası PKK'ya silah bıraktırılması…
İbrahim Ufuk Kaynak:
Bunca şehitten sonra insanlar kabullenmekte zorlanıyorlar. Ancak elimizde bir örgüt var. Bu örgüt onun bunun maşası. Herkesin elinden almaya çalışıyoruz. Hiç kimsenin kullanamayacağı hale getirmeye çabalıyoruz.

Ersin Çelik:
Bu da kolay olmuyor değil mi hocam?
İbrahim Ufuk Kaynak:
Bizim yapmamız gereken şey, bu işi Norveç'te, Oslo'da ya da başka bir yerde görüşmek değil. Biz planlayacağız. Allah razı olsun, Devlet Bahçeli Bey cesur bir konuşma yaptı. Sayın Cumhurbaşkanımız da destek verdi. Bu Batılların elinde oyuncak olan bir örgütü: Silahınızı bırakın, teslim olun. Şartı şurdu yok. Anlaşma falan yok. Türkiye çok önemli, kritik bir aşamaya geldi. Bu hamlenin önünde engel kalmamalı. Bu işi ülkemizin her yerinde barış içinde, kökünden çözmeye çalışıyoruz. Tıpkı Yavuz Sultan Selim döneminde İdris-i Bitlisi’yle olduğu gibi. Başkası araya girmesin: İran, Rusya, Amerika, Avrupa… Hiç kimsenin elinde oyuncak olmayan. Bu ülkenin gerçek birliğini, gücünü elde etmeye çalışıyoruz. İnsanlar şöyle yorumlar yapıyorlar: "Kimseyle bir şey yapmıyorsunuz. Adamın silahını bıraktırıyorsunuz." Bırakma, kavga mı et diyelim?
BARIŞI SAĞLAYAMAZSAK ELLERİNE KOZ GEÇİYOR
Ersin Çelik:
O kavga ederse senin politik olarak şeyin olacak değil mi?
İbrahim Ufuk Kaynak:
Türk devlet aklı, bu işi bana göre en uygun biçimde çözmeye çabalıyor. Türkiye iç barışını %100 sağlamak zorunda. Türkiye'nin doğusunda, dağlarında, yaylalarında, köylerinde insanlar hayvanlarını otlatabiliyorlar, gezmeye gidebiliyorlar. Barış ve huzur havasını kendi ülkemizde sağlarsak, Türkiye sağlıklı şekilde genleşmeye devam eder. Barışı sağlayamazsak, dışarıya karşı ellerine koz geçiyor. Almanya'nın, İngiltere'nin, Amerika'nın ne hakkı var benim insanım hakkında konuşmaya? Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hepsini eşit şekilde görüyor ve davranıyoruz. Türkiye'nin önünün açılması için silahların bırakılması lazımdı. Silahları bırakıyor diye insanlara kızılmaz. Teslim oluyorlar. Esir alınan çocukları, Diyarbakır anneleri dört yıldır mücadele veriyorlar. Onlar da evlatlarına kavuşsunlar. İnsanlar inlerde değil, halkıyla birlikte yaşasın. Ne işiniz var dağda? Türkiye bu huzuru vermeye çalışıyor. Bu şekilde ancak barışı tesis edebileceğiz. Türk Devleti aklına güvenmek zorunda herkes. Bunu biz yapmazsak, yeniden başkalarının eline geçecek. Başkaları bu işe karışmasın. Çünkü onlar bozuyorlar.
Ersin Çelik:
Hocam, siz de söylediniz; burada Türkiye Amerika ile pazarlık yapmadı.

İbrahim Ufuk Kaynak:
Kesinlikle kimseyle pazarlık yapmadı.
HERKESLE DOST TEK DEVLETİZ
Ersin Çelik:
Önümüzdeki hafta 15 Temmuz'u konuşacağız. Türkiye, 15 Temmuz'dan sonra başlattığı harekatta sınırlarımızda bir PKK devletinin kurulmasının önüne geçti. Bir Kürt devleti falan diyorlardı, o bir PKK devleti olarak kurulacaktı. 9 yılda, bu devlet kurulma aşamasındayken dönüp gazetelere bakalım. 15 Temmuz'dan önceki sürece bakalım. Diyarbakır'da, Sur'da, Mardin'de hendek olaylarını şehirlerde ilan ediyorlardı. Bundan 10 yıl önce bunlar özellik falan ilan etmişlerdi. Güya asayiş falan sağlıyorlardı. O yüzleri gözleri sarılır şekilde, arabaları kontrol ediyorlardı.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Aynen öyle. Şehirlerin içinde teröristlik büyüyor. Biz 40 yıldan sonra böyle bir şeyi düzene koyuyoruz. Türkiye’nin en kritik dönemlerinde, dünyanın her tarafında ses getiren bir Türkiye var. Diplomatik olarak tarihin belki en iyi dönemlerinden birini yaşıyoruz. Türk dış politikası hakikaten çok sıkıntılı bir şeydi. Dış politika eskiden savaş lordlarıyla götürülüyordu. Masada oturduğunuz adam diplomat değil, savaş diliyle konuşuyordu. Türkiye bunu değiştirdi. Şu anda dünyanın en büyük güçlerinden en küçüğüne kadar herkesle arkadaş olan tek devletiz.
Ersin Çelik:
Şimdi hem Putin'le, hem Zelenski'yle, hem öncesinde Biden'la görüşeceksin; Trump da bir taraftan sana mecbur kalacak.

İbrahim Ufuk Kaynak:
Suriye'de bir devrim var. NATO Genel Sekreteri 'Türkiye ile anlaşmak zorundayız' diyecek, Avrupa Birliği başka söyleyecek.
Ersin Çelik:
Bir türlü çözüm getirmek zorunda. Bir tarafta sınırlarında bir ülkedeki devleti yeniden inşa ediyorsun. Suriye'de bir devrim oluyor. Diğer taraftan İsrail ile ticari ve siyasi ilişkini kesmişsin. İsrail'i dünyada en fazla köşeye sıkıştıran ülke sensin. Tavrın ortada. Bir de bununla birlikte 1984’te ilk saldırısını yaptı PKK. Siirt’in Eruh ilçesinde nöbet tutan bir askerimizi şehit ederek. Üzerinden geçen 40 yılda sen bu kanı durdurmuşsun.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Gerçekten öyle.

Ersin Çelik:
PKK demiş ki artık biz silah bırakıyoruz. Bitti artık ve itiraf etmiş o elebaşısı mektubunda. Yanlış yolda, artık bitti, bizim amacımız yok. Sosyalizm bitti, şu bitti, bu bitti.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Zaten Sayın Devlet Bahçeli'nin konuşması oldukça açık, net. Diyor ki hiç şartı şurtu yok bırakacaksın.
ARTIK OYUNU BİZ KURUYORUZ
Ersin Çelik:
Cumhur İttifakı çatırdasın diye, yıkılsın diye çok uğraştılar, çok fitne çıkardılar. Sayın Devlet Bey hastalandığında zil takıp oynadılar. Niye? Çünkü Erdoğan'la Bahçeli'nin omuz omuza yürümesi PKK'yı bitirecek bir hamleye dönüşecekti. Çünkü bu ülkede terörü bitireceksen, milliyetçi kesimi razı etmen gerekiyordu, Devlet Bey ile oturup anlaşman gerekiyordu, birlikte hareket etmen gerekiyordu. Devlet Bey üzerine düşeni fazlasıyla yaptı, gövdesini taşın altına koydu.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Bir başkasının planını uygulamıyoruz. Biz yaptık planı. Devlet Bahçeli'nin ilk açıklaması oydu. Sayın Cumhurbaşkanımızın desteği de gelince bütün devlet arkasında durdu. Türkiye'de hava bir anda değişti. Birilerinin hoşuna gitmiyor tabii ki. Birileri bu huzur ortamını istemiyor. Kırk seneden sonra savaşın bitmesini istemeyen, savaş lordları var. Barışın diliyle konuşmak istemeyen insanlar var. Türkiye'nin oyun kurucu olmasından rahatsızlar. Zenzegur Koridoru'nun açılmasıyla Orta Asya, Türkistan'la ilişkilerimizi düşünün. Bu olayı çözdükten sonra ticaret ve enerji yollarındaki hakimiyetimiz kayıtsız şartsız olacak.

Ersin Çelik:
Şimdi Türkiye Gabar’da petrol rafinerisi var ve günlük varil hedefi 100.000. Türkiye'nin bir günlük petrol tüketimi 1 milyon varil. Hedef Gabar’da 100 bin varil. Yani tek bir kuyudan yüzde 10’unu çıkaracaksın. Peki hocam, Gabar’daki petrol 30-40 yıl önce yok muydu? 27 Mayıs darbesi olurken Gabar’da petrol yok muydu?
İbrahim Ufuk Kaynak:
Kesinlikle. Şu anda diyorum ya, bu terörün olduğu her yerde ülke durumu düzelmeye başladı. Şimdi Şırnak'ta, Diyarbakır'da. Diyarbakır çok ümitli. Çok büyük kaynaklar inşallah oradan da geliyor. Yani Türkiye'nin çok değişik yerlerinden birden çıkıyor.
Ersin Çelik:
Akıl mantık alıyor mu? Bir tarafın Suriye, bir tarafın Irak, bir tarafın İran.

İbrahim Ufuk Kaynak:
Bunu bize yedirmeye çalışan akademisyenler vardı. Kabul edelim. "Yok işte bizde," böyle diyorlardı televizyonda. Ben o günleri hatırlıyorum. Ne yapalım diyor, "Bizim yok" diyorlar. Değil. Bizim vardı. Gazı da bulduk.
Ersin Çelik:
40 yıl neye mal olmuş? Sadece şu petrol üzerinden gidelim. Günde 100 bin varil ile çıkacak. Belki 2026’da hedef değişecek. Belki yeni kuyular açacağız, Türkiye’nin ihtiyacı olan petrolü sadece terörden temizlediğimiz bölgelerden çıkarmış olacağız. Kırk yılın mali faturası da çok ağır. PKK ile mücadeleye silah, para harcamayacağız.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Türkiye'nin bir yıllık gayri safi milli hasılası 1 trilyon 380 milyar dolar. Bizim teröre harcadığımız para yaklaşık 3 trilyon dolar. Türkiye'nin 2 yıl 2 aylık, bütün 85 milyon insanın ürettiği her şeye değer kadar parayı sadece terörün peşine, silahlara ve anlamsızca yabancılara harcadık. Çünkü kendimiz üretmiyorduk, Amerikalılardan yalvara yakara alıyorduk. Avrupalılardan, Almanlardan ise “Yok, şurada şunu kullanamazsın, burada bunu kullanamazsın” deniyordu.
Ersin Çelik:
Hem PKK'yı besliyor hem bana silah sattı yıllarca.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Biz bunu durdurmaya çalıştık. Biz ellerindeki bu oyunu bozduk. Onların kızması normal ama bizim içimizden tepki gelmesi normal değil.
Ersin Çelik:
Onlar da terörden besleniyorlardı. PKK varsa siyaseten varlardı. Yani Ümit Özdağ neyin üzerinden siyaset yaptı yıllarca?
İbrahim Ufuk Kaynak:
Başka türlü nasıl düşmanlık yapacaktı insanların üzerine? Türkiye'nin oyun kurucu olmasını istemeyenler var. Ben dışarıdakileri son derece rahat anlayabiliyorum. Sıkıntım içeridekilerle. Türkiye barış diline muhtaçken konuyu saptıranlar var.

TÜRKİYE’Yİ MISIR’A ÇEVİRME RÜYASI
Ersin Çelik:
Mısır olacak diyor. Bir çağrımla Türkiye'yi Mısır'a çevirebilirim. Bundan büyük bir darbe tehdidi olur mu?
İbrahim Ufuk Kaynak:
Normalde şunu söylemesi gerekiyor: "Benim aklım almıyor. Hani bize böyle böyle suçlamalar var. Yanlıştır." Bizim belediye başkanımız çıkacak, belgelerini koyacak, açıklayacak: "Yalan söylüyor bunlar." Benim yardımcım beni suçluyor. Çıkart belgelerini. Ben seni getirdim göreve. Yok, öyle demiyor. Ben muhatap değilim diyor. Adam diyor ki ben verdim, öbürü diyor ben aldım.
Ersin Çelik:
İtirafçı olmayan kalmadı soruşturmada.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Kırkı geçti bunların içerisinde. Adam şu anda sokakta muhalefet lideri olarak devleti tehdit ediyor. Niçin? Hırsızları korumak için.
Ersin Çelik:
Türkiye'yi Mısır'a çeviririm demek, yeni bir 15 Temmuz girişiminde bulunacağım demektir.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Yani İngiltere’ye gidip “desteği bulamadım” diye mi kızıyor? Efendilerimize söyledim, beni hayal kırıklığına uğrattılar. İlginç bir şey. Normalde böyle bir adamın Türkiye’de tekrar konuşamaması lazım. Sen gidip Londra’ya yalvarıyorsun, “Beni anlamadılar, bizi en kritik zamanda desteksiz bıraktınız” diyorsun.
Ersin Çelik:
Siyasi dilenci.
İbrahim Ufuk Kaynak:
İlginç bir şey. Ondan sonra kalkıyor, “Ben Türkiye’yi bir şuna çeviririm, buna çeviririm” diyor. Böyle bir şey söylenir mi? Sen bu ülkenin huzuruyla mı oynuyorsun? Belgen varsa çıkartırsın, koyarsın. Yapan kendisi, suçlayan kendisi, şikayet eden kendisi, delilleri veren kendisi. Hepsi kendi adamları. Olayın içinde bir tek biz yokuz. Ama kalkıyor Türkiye’yi tehdit ediyor.
Ersin Çelik:
Terörsüz Türkiye'yi sindiremiyor.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Bu olayın aslı o. Türkiye'nin en kritik dönemini baltalamak istiyorlar. Şu veya bu şekle girerek, şu veya bu kılığa girerek ama baltalamak istiyorlar. Dünyada dengelerin değişmeye, çoğunluk işlerin bizim karımıza gitmeye başladığı zamanlarda nasıl olur ya?
Ersin Çelik:
Bütün dengeler değişiyor ama biz burada, bir belediye başkanının baklava kutularının içinde aldığı 110 bin Euroluk rüşveti günlerdir konuşuyoruz. Coğrafyada dengeler değişirken CHP’liler o rüşveti savunmaya başladılar.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Yalnız onlar savunsa, üniversitedeki çocuklar bile. Ben hırsızı savunan üniversiteleri ilk defa burada böyle görüyorum ya.
Ersin Çelik:
Savundukları hırsızın diploması da satın alma
İbrahim Ufuk Kaynak:
İnsanın gücüne gidiyor. Siz olayın hiçbir yerinde yoksunuz. Ama siz suçlanıyorsunuz.
Ersin Çelik:
Ben hafta sonunda Siirt'e ve Batman'a gittim. Konuştum insanlarla da. Çok memnunlar. PKK'nın silah bırakmış olması, onların üzerinden çok büyük bir baskının kalktığı anlamına geliyor. Halk da kendi içerisindeki çatışmaları bitirme eğilimine girmiş. İdeolojik ayrım vardı, o da yavaş yavaş gidecek. Batman'dan Siirt'e gidip geri döndüm, birçok ilçeden geçtim. Kurtalan'dan ve başka ilçelerden geçtik. Hepsinin adı çocukluğumdan beri kulaklarımda çınlayan şehir isimleri. Çünkü terör hadiselerinde hep duyduk. Bundan beş yıl önce Siirt'ten Batman'a, Batman'dan Siirt'e giderken dört beş ayrı noktada durmamız gerekiyordu. Olaya İstanbul'dan bakıp meseleleri yorumlayanlar var. Çünkü o rant ellerinden gidecek.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Bu işi yapan sanatçıları, akademisyenleri, kadroları var. Kötülük kadroları var. Türkiye'nin ana muhalefet partisinin lideri mahkemede. Herkes birbirine hain diyor, ihanet var diyor, arkadan hançerlenmiş hissediyor. Bu adamlar devleti tehdit ediyor. İçlerinde biri çıkıp “Gel, bu işi çözelim, nasıl çözelim? Belgelerini açıklayalım, biz koyalım” demiyor.
DÜNYA TÜRKİYE’NİN ŞEMSİYESİ ALTINDA
Ersin Çelik:
Oradan öyle bir refleks beklemek mantıksız. Yıllarca Avrupa Birliği'nin, Avrupalıların maşalığını yaptılar. İtalyanların, Almanların, Fransızların maşalığını yaptılar. İsrail'in maşalığını yaptı. Amerika zaten her türlü tedarikçisiydi. Bu ülkelerin politikaları değişti diyebiliriz değil mi? Türkiye’ye karşı peki ne değiştirdi?
İbrahim Ufuk Kaynak:
İtalya'nın hâli önce düşmanlıktı, şimdi değişti. İtalya'nın önemli firmalarından Piaggio, Baykar tarafından alındı. Dünya devlerinden Leonardo, Türkiye ile ortaklık yaptı. İtalya’da bayram havası esiyor, teknolojiyi yakalıyoruz diye. Avrupa çağın gerisinde kaldı.
Ersin Çelik:
Bizim anlaştığımız İtalya ile bizim anlaşamadığımız İtalya arasındaki farkı da konuşmamız lazım. Orada da siyaset değişti.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Kesinlikle, her şey baştan ayağa değişti. Meloni başbakan olmadan önce Türkiye ile sürekli çatışacak gibiydi, şimdi ise mutlu olduğu tek ülke Türkiye. İnanılmaz bir uçurum var arada. Zelenski, tiyatrocu olarak Türkiye'nin ve liderinin taklidini yapıyor. Şimdi ne oldu? Şemsiyenin altına geldi. Türkiye şemsiyesini büyütecek.
Ersin Çelik:
O metaforu kullanmamız lazım. Zelenski üç yıl sonra bütün artistlikleri yaptıktan sonra dünyaya meydan okudu, çünkü Biden onu besliyordu. Trump'tan tokadı yiyip soluğu şemsenin altında aldı. Bu diplomasi tarihine geçmiş bir fotoğraftır.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Japonya Başbakanı Abe, öldürülen eski başbakan. Bu adam ne yaptı biliyor musunuz? 1945'ten sonra ilk defa, Cihan Harbi'nde ölen Japon askerlerini ziyaret etti. Avrupa batı egemenliğini kaybediyor. Batı gücünü kaybediyor. Almanya ve Fransa ise hızla çöküşe gidiyorlar. Kendileri söylüyorlar; son 6 yılın rakamlarına bakın, büyümeleri yok, ülke büyümüyor.
Ersin Çelik:
Küresel kapitalist sistemde, kendi oluşturdukları sistemde çökmeye başladı.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Kesinlikle, bir yerde çöküş varsa başka bir yerde yükseliş olur. Buradaki yükselen güç Türkiye. Bunu sadece iktidar değil, toplumun her kesimi anlamalı. Çünkü çok kritik bir dönemdeyiz. Türkiye dünyadaki en sofistike silahları üretiyor ve satabiliyor; bu gurur duyulacak bir şey.
BAKLAVA KUTUSUNDAN ÇIKAN İTİRAFLAR
Ersin Çelik:
Olur mu? Belediye başkanının aldığı baklava kutusundaki rüşveti konuşuyoruz. Bütün para dikme dünyada değişti. Ve burada bir tane belediye başkanı... Çok acı.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Söylemiyor ki "doğru olanı, hakkı savunuyorum." Kayıtsız, şartsız savunuyor ve mahkeme sonucunu beklemiyor. "Bu adamlar niye içeri alındılar? Hangi delillerle?" diye sormuyor. Her şey ortada, baklava kutusundan çıkıyor. Adam diyor ki, elimde bavullarla şu eve para götürdüm. Kim söylüyor? Adamın yardımcısı. Biri "Ben yaptım," diyor, diğeri "Doğru," diyor. İlginç bir şey; alan da veren de belli, herkes itirafçı olmuş. Diyor ki "Ben ortalığı karıştıracağım."

Ersin Çelik:
Bekleyip göreceğiz. Silahsız Türkiye meselesini çok iyi anlattınız hocam. Dünyada dengeler değişirken PKK’ya silah bıraktıran bir Türkiye var, bir kamburunu attı. Zengezur Koridoru’nu bu saatten sonra inşa edebiliriz.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Kesinlikle. Türk devletlerinin hepsi birleşiyor. Küçük ulus devletler kendini güvenceye almak için birleşmek zorunda. Direnenler de birleşmeli. Orta Doğu’daki devletler, Ürdün, Lübnan, Suriye güçlü değiller, yem olacaklarını biliyorlar. Bunlar bizim coğrafyamızda, İngiltere’nin 1917’den sonra çizdiği sınırlarla ayrıldı. Böyle sürdürülebilir değil. Dünyadaki denge değişiyor, ana güç Avrupa kaybetti. Şimdi bizi içeriden tutmaya çalışıyorlar, “Gitme” diyorlar ama bu bizim işimiz. Türkiye oyunu kuran ülke.
Ersin Çelik:
Bu tesadüfen olmuş gibi, elimize bir fırsat geçmiş havasında olanlar var. Ne aldınız ne verdiniz hesabı yapanlar var. Hâlâ Türkiye’nin gücünü kabullenmeyenler de bulunuyor.
İbrahim Ufuk Kaynak:
Kendisini korumaya çalışan, güçlü devlet yapısı oluşturmaya çalışan liderine kızıyorlar. Bu işin siyasi zorbalığı yok, normal akıl şunu gerektirir: “Ben bu lideri sevmiyorum, ama karşısında daha iyi bir lider yok; hepsi birbirine hain diyor.”


