Hürriyet paranın başkentinde... Karun’un darphanesi aranıyor
Hurriyet sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Tarihteki ilk madeni para basımı M.Ö. 7’nci yüzyılda Anadolu’da Lidyalılar tarafından yapıldı. Tarihteki ilk madeni para olma özelliği taşıyan Lidya parası ise darp suretiyle basıldı. Yani, sabit bir alt kalıp üzerine konan madeni pula hareketli bir üst kalıp yerleştirilip çekiçle vurularak darp gerçekleştirildi. Manisa’nın Salihli ilçesine bağlı Sart kasabası da sınırlarında bulundurduğu Sardes Antik Kenti ile ilk madeni para basımını gerçekleştiren Lidyalılara başkentlik yapıyordu. M.Ö. 1300’de kurulup, M.S. 1200’de yıkılan şehrin kazı başkanlığını üstlenen Amerikalı Cahill ise antik kentte bu paranın ortaya çıkışının izini sürüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlediği Manisa Kültür Yolu Festivali kapsamında Sardes Antik Kenti’ni ziyaret ettik. Tarihi şehirde görüştüğümüz Kazı Başkanı Cahill, Hürriyet’in sorularını yanıtlayarak şunları aktardı:
PARANIN İLK BULUNDUĞU YER
“Sardes, Lidya Krallığı’nın başkenti. Lidyalılar çok özel bir Anadolu medeniyeti. Başka yerlerde yoktu. Esasında buluntu bakımından çok büyük heykeller çıkmıyor, ama bilgi ve tarih bakımından önemli. Çünkü dünyada çok fazla Yunan, Roma, Bizans şehri olsa da tek Lidya şehri burası. Atina’da Lidya yok. Roma’da Lidya yok. Bu kültür hakkında bir şey öğrenmek isterseniz sadece burası var. Paranın ilk bulunduğu yer burası. Dünyada ilk parayı basmışlar. Darphaneyi bulamadık, daha rastlamadık. Ama herhalde kalıntı olmayacak.
ALTIN ARITMA ATÖLYESİ VAR
Son Lidya Kralı Kroisos vefat ettikten sonra muhtemelen darphane, saray, her şey yıkılmış. Kalıntı çok az buluyoruz maalesef. Altın arıtma atölyesi var. Darphane merkezde olacaktı. Altın atölyesi şehir civarının dışında kalmış. Doğal altın ve alaşım var. Onu saf altın ve gümüşe ayrıştırmışlar. Çok fazla Lidya parası çıkmıyor. İzleri çok az bulunuyor. Tüm dünyada Yunan şehirlerinde, para basımı için bulunan belki iki ya da üç damga kalıp var.
GÜVEÇTE ET YAPIP YEMİŞLER
Damga çok az bulunuyor. Çünkü kullandıktan sonra kırıyorlar, tekrar kullanılmasın diye. Verimli olduğu için kırmışlar. Lidyalıların yemek kültürü üzerine çalışıyoruz. Ne yiyip içmişler onu öğrenmeye çalışıyoruz. Tohum, buğday, nohut var. Nohut yemişler, güveçte et yapmışlar. Hayvan kurban etmişler.”
AMERİKAN HEYETİ KAZIYOR
Sardes’te kazılar, 1910-1914 yıllarında ve 1922’de Amerikan Sart Kazı Cemiyeti adına, Princeton Üniversitesi’nden Profesör Howard Crosby Butler tarafindan yapıldı. Harvard Üniversitesi’nin 1958’de kurduğu Sart Amerikan Hafriyat Heyeti, kazı çalışmalarına halen devam ediyor. 2008’den beri de kazının başkanlığını Prof. Dr. Cahill yapıyor.
KATMAN KATMAN BİR ŞEHİR
Prof. Dr. Cahill’in Sardes Antik Kenti’yle ilgili anlattıkları da heyacen verici: “Burada çok fazla katman var. M.S. 1’inci yüzyıl-4’üncü yüzyıla kadar işaretleniyor; ama alt katmandaki Lidyalılar M.Ö. 9’uncu yüzyıldan 6’ncı yüzyıla kadar yaşıyorlar. Arada beş yüzyıl fark var. Katman katman kazıyoruz. Şehir yanıyor, depremden yıkılıyor. Kalıntıların tam üzerine yeni bir şehir yapıyorlar. 10 metre derinlikte Lidya kalıntıları var. Eğer kazmaya devam edersek Helenistik çıkar, Lidya çıkar. Tunç çağı çıkabilir. Seramik, heykel parçaları, bronz sikkeler çıkıyor, insan kemikleri var.”
İLK GERÇEK ALTIN SİKKELER
İlk sikke Lidya Kralı Alyattes zamanında basılıyor. Sikkeler önceleri yalnızca elektrondan (altın-gümüş alaşımı) basılırken bir süre sonra, son Lidya Kralı Kroisos elektron sikke darbını bırakarak hem altın hem de gümüşten, iki ayrı metalden sikkeler bastırıyor. Kroisos, standartlaştırılmış saflıkta, genel dolaşıma yönelik ilk gerçek altın sikkeleri bastırmasıyla tanınıyor. Bu sikkeler “Kroeseid” olarak adlandırıldı. Babası Alyattes ise elektrum sikkelerle darphaneciliği icat etti. Kral Alyattes insanları altın sikkelerle tanıştıran ve kısa ömürlü Lidya İmparatorluğu’nu kuran kişi olarak tarihte iz bıraktı.


