Komisyonun odağı… YPG kliği… Ve ormanları kim yaktı? Yahya Bostan
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un
başkanlığında kurulan komisyon bugün ilk toplantısını yapacak. Toplantıda çalışma usul ve esasları belirlenecek.
Terör örgütü PKK’ya silah bıraktırma sürecinde
yeni bir dönemeç bu. En kritik eşiklerden biri. Dikkatle yürütülmesi gerekiyor.
“Terörsüz Türkiye”
olarak isimlendirilen bu süreci öncekilerden ayıran önemli bir fark var. Bir önceki Çözüm Süreci (ki genel dünya uygulamaları da bu yöndedir) aşağıdan yukarı işleyen bir perspektif sunuyordu. Bugün uygulanan ve
sonuca en çok yaklaştığımız “Silah bırakma” prosedürü
ise yukarıdan aşağı bir perspektifle işliyor.
PKK’nın silah bırakması konusunda gelişmeler yaşanacağını
MHP lideri Bahçeli’nin
Ekim ayında yaptığı çıkışla anlamıştık. Kapalı kapılar ardında yaşanan gelişmeler, İmralı görüşmeleri meseleyi olgunlaştırmıştı. Öcalan örgüte “Silah bırak, kendini fesh et” çağrısı yapmış, örgüt de geçtiğimiz ay sembolik bir törenle silah bırakmaya başlamıştı.
Devlet ciddiyeti ve ketumiyetle yürütülen, ilk etapta paydaşı sınırlı bir sürecin kontrolü nispeten daha kolaydır. Ama
zorluk, dosya kamuoyu önünde açıldığında başlar.
Paydaş sayısı artar. Beklentiler farklılaşır.
Konu güvenlik alanından siyasi alana kayar.
“Dosya konuşulurken araya şunu da katalım” talepleri ortaya çıkabilir. Terör örgütünün silah bırakmaya en çok yaklaştığı bu anda, ideolojik beklentiler, siyasi talepler dosyanın odağını saptırıp özünü zehirleyebilir. 12 siyasi partinin katıldığı, 48 kişilik
komisyonun odağını koruması bu süreçte oldukça önemli.
Anladığımız kadarıyla… Komisyonun planlanan odağı
“Silah bırakan PKK mensuplarının geri dönüşlerinin hukuki altyapısının oluşturulmasıdır.”
Komisyonun odağı “Kürt sorununun çözümü” değildir. Daha geniş “demokratikleşme taleplerinin karşılanması” da değildir.
Bu kapsamda; Bir. Dağdan ineceklerle ilgili düzenlemelerin yer alacağı
Terörle Mücadele
Kanunu
tekliflerinin, İki. Cezaevindeki PKK’lıları ilgilendiren Ceza Muhakemesi Kanunu ile ilgili düzenlemelerin, Üç. Kayyum tartışmalarını ortadan kaldıracak adımların gündeme geleceği öngörülebilir.
Yürütülen süreç,
bu aşamada bile, sahada Türkiye’ye çok sayıda fayda sağladı.
Kuzey Irak’ta yeni girilen mağaralar, PKK’nın elinden alınıp getirilen istihbaratçılar, silahların susması ve kamuoyuna henüz yansımamış daha pek çok gelişme buna örnektir. Süreç başarıyla tamamlandığında, Türkiye’nin terör belasından kurtulduğu, bambaşka bir huzur iklimine girilecektir.
Bu yüzden odak kaymamalı.
SDG/YPG’DE SİLAH BIRAKMAK İSTEMEYEN KLİK
Örgütün silah bırakma sürecini zehirleyebilecek
birinci konu odak kaymasıysa, ikinci konu da SDG meselesidir.
PKK’nın Suriye ayağının Şam’la yaptığı 10 Mart anlaşmasına uyması, silah bırakarak Suriye’ye entegre olması gerekmektedir. Ancak SDG/YPG istenen noktada değil. Üstelik önceki gün Münbiç’te büyük bir provokasyon yaşandı. SDG, Suriye ordusuna saldırdı. Eşzamanlı olarak Süveyda’da çatışmalar yaşandı.
Bu İsrail’in fitnesidir
. Daha önce yazmıştım. SDG, bir bütün değil. İçerisinde üç parça var. Öcalan’a yakın gruplar ile Arap unsurlar Şam’la entegrasyonu savunuyor. Ancak
eski bir üst düzey PKK’lının yönettiği SDG/YPG kliği, İsrail’le çalışıyor.
Bir önceki yazımda “İsrail’le geri dönülmez noktaya doğru gidiyoruz” diye yazmıştım. Suriye’de “proksiler üzerinden bir gerilim” ihtimali artıyor.
ORMANLARI BİZ YAKIYORUZ
Daha önce yazacaktım ancak bölgedeki sıcak gelişmeler nedeniyle bugüne ertelendi. Malum sadece Türkiye ve bölgemizde değil dünyanın birçok noktasında büyük orman yangınları yaşanıyor. Bu yangınlarla ilgili
elimde karar vericilerin masasında duran bir rapor var. Rapor, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın
geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarla önemli ölçüde örtüşüyor. Ancak kamuoyuna yansımayan bazı detaylar var. Onları sizinle paylaşmak istiyorum.
ÖNCE TESPİTLER…
Orman yangınlarının temel sebebi kuraklık ve insan hatası. Dünya genelinde
son 9 yıl, 1880’den bugüne yaşanan en sıcak yıllar oldu.
2024 yılı 100 yılın en sıcak yazıydı. Türkiye özelinde durum vahim. Raporda 2025 yılı (Ocak-Haziran) kuraklık haritası yer alıyor.
Kuraklık Türkiye’nin kalbine bir ok gibi saplanmış. Olağanüstü kurak
olarak nitelenen siyah kuşak Antalya ve Suriye sınır hattındaki illeri, aynı zamanda Orta Anadolu’dan Karadeniz’e uzanan hattı kapsıyor. Çanakkale’nin bir kısmı bile olağanüstü kurak olarak renklendirilmiş. Haritada İstanbul’un kuzeyi için hafif kurak, güneyi için ise orta kurak nitelemesi yapılmış.
HER YER YANIYOR…
Son 10 yıl içinde dünya genelinde yanan orman alanı 2 kat arttı.
Orman yangınlarında 2030’a kadar yüzde 14, 2050’ye kadar yüzde 30 artış bekleniyor.
Raporda ülke kıyaslamaları var. Kanada, 2020-2024 yılları arasında orman alanlarının ortalama yüzde 1,59’unu yangınlar nedeniyle kaybetmiş. ABD, yüzde 0,84’ünü. Bu rakam İspanya’da yüzde 0,40. Portekiz’de yüzde 1,15. Türkiye ile aynı kuşakta yer alan Yunanistan’da bu oran yüzde 0,94. İtalya’da yüzde 0,74. Türkiye’de yüzde 0,18.
YANGINLARIN ÇIKIŞ SEBEBİ VAHİM…
2025 yılında Türkiye’de çıkan yangınların yüzde 19’u anız ateşi kaynaklı. Yanan orman alanlarının yüzde 26’sını bu yangınlar kül etmiş. Yangıların yüzde 14’ü bilinçsiz ateş yakmaktan kaynaklanmış. Doğal sebeplerden çıkan yangın oranı yüzde 13. Rapora göre elektrik hatlarının sebep olduğu yangın oranı yüzde 12. Yanan orman alanlarının yüzde 29’unu bu yangınlar kül etmiş. Yangın sebepleri yüzde 11 sigara, yüzde 7 kaza, yüzde 7 cam kırıkları, yüzde 6 kasıt olarak sıralanıyor. Piknik ateşi ve bahçe temizliği yüzde 5’erlik dilim almış. Veriler diyor ki… Neredeyse tüm yangınlar insan kaynaklı. Bu yüzden söylüyorum. Ormanları biz yakıyoruz.


