Mahfi Eğilmez TÜİK verilerindeki tuhaflığı açıkladı: Ya sanayicinin feryadı doğru değil ya da...
Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
TÜİK, 2025 yılı ikinci çeyrek GSYH büyüme oranını yüzde 4,8, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH büyüme oranını da yüzde 4,6 olarak açıkladı.
Ünlü Ekonomist Mahfi Eğilmez, gerçekleşen büyüme verilerini en iyimser beklentilerin dahi üzerinde olmasına dikkat çekerek "Büyümeye harcamalar açısından bakarsak en önemli katkının yatırımlardan (yüzde 8,8) ve hane halklarının nihai tüketim harcamalarından (yüzde 5,1) geldiğini görüyoruz. Buraya kadar anlattıklarımızda birkaç tuhaflık var." dedi.
MAHFİ EĞİLMEZ TÜİK VERİLERİNDEKİ TUHAFLIĞI AÇIKLADIT24'teki yazısın da TÜİK verileri ile sanayiciler ve inşaatçıların feryadından birinin doğru olmadığını ifade eden Mahfi Eğilmez, şunları yazdı:
Bu gerçekleşmeler en iyimser beklentilerin bile üzerinde görünüyor. TÜİK, geçmişe dönük revizyonların sonuçlarını da açıkladı. Buna göre ilk çeyrek büyümesi yüzde 2’den 2,3’e yükselmiş oldu. Bu durumda son dört çeyreğin ortalaması yüzde 3 çıkıyor. Yüzde 4,8’lik ikinci çeyrek büyüme oranına katkılarda ilk sırayı inşaat sektörü alıyor (yüzde 10,9). Onu yüzde 7,1 ile iletişim faaliyetleri, yüzde 6,1 ile sanayi sektörü, yüzde 5,6 ile ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetleri izliyor. Tarım, hayvancılık ve balıkçılık ikinci çeyrekte yüzde 3,5, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri ise yüzde 1,2 küçülmüş görünüyor.
Büyümeye harcamalar açısından bakarsak en önemli katkının gayrisafi sabit sermaye oluşumundan, daha bilinen ifadesiyle yatırımlardan (yüzde 8,8) ve hane halklarının nihai tüketim harcamalarından (yüzde 5,1) geldiğini görüyoruz. Mal ve hizmet ihracatı yüzde 1,7 artarken ithalat yüzde 8,8 artış göstermiş görünüyor.
Buraya kadar anlattıklarımızda birkaç tuhaflık var.
İlk tuhaflık sanayi sektörü verilerinde ortaya çıkıyor: Sanayi sektörüne ilişkin veriler ve sanayicilerin yakınmaları sanayi sektörünün yüzde 5,6 gibi tatmin ediciliğin bile üzerinde bir büyümeyi kesinlikle işaret etmiyordu.
Aşağıdaki tablo mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin (SÜE) önceki yılın aynı ayına göre değişim oranını gösteriyor (kaynak: TÜİK: Sanayi Üretim Endeksi, Haziran 2025, ek tablo 1.)

Tablodan görüleceği gibi mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi sektörü üretim endeksi ilk çeyrekte yüzde 1,4 gibi düşük bir büyüme göstermişken ikinci çeyrekte daha da düşerek ortalama yüzde 0,2 büyüme sergilemiş görünüyor. Bu büyüme GSYH hesaplarında yer alan yüzde 6,1’lik sanayi büyümesinin ve yüzde 4,6’lık mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH büyümesinin oldukça altında. Dolayısıyla burada işler karışıyor ve sanayicilerin feryatları haksız görünmüyor. Şimdi bir de imalat sanayiinde (ki sanayi sektörünün yüzde 70’inden fazlasıdır) kapasite kullanma oranlarına (KKO) bakalım Aşağıdaki grafik KKO gelişimini gösteriyor (grafik, TCMB, Reel Sektör İstatistikleri / Kapasite Kullanım Oranları tablosundaki veriler kullanılarak tarafımdan hazırlanmıştır.)

Grafik bize sanayide kapasite kullanım oranlarının düşüş eğiliminde olduğunu gösteriyor ve bu durum SÜE endeksindeki gelişmeyi doğruluyor.
İkinci tuhaflık inşaat sektörüyle ilgili: Buradaki veriler ve sektör temsilcilerinin yakınmaları bu sektörde de yüzde 10,9’luk bir büyümeyi işaret etmiyordu.
Aşağıdaki tablo mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış inşaat üretim endeksindeki (İÜE) değişimleri gösteriyor (kaynak: TÜİK: İnşaat Üretim Endeksi, Haziran, Ek tablo 1.)

İÜE değişimi ilk üç ayda (ilk çeyrek) çok düşük bir artışı sergilerken ikinci üç ayda biraz daha yüksek bir artış göstermiş. Buna karşılık ikinci çeyrekteki inşaat üretiminin GSYH’ye yüzde 10,9 oranında bir katkı yapacak ya da mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış yüzde 4,6 oranındaki büyümeyi açıklayacak bir duruma kesinlikle işaret etmiyor.
Üçüncü tuhaflık dış ticaretin katkısından kaynaklanıyor. Her ay ihracat artışıyla iftihar edilirken bir de bakıyoruz ki ihracat bu dönemde yüzde 1,7 artarken ithalat yüzde 8,8 artmış. Genel kabul gören görüşe göre ihracat GSYH büyümesine pozitif, ithalat ise negatif etki yapar. Bu, ağırlıklı olarak tüketim malı ithal eden ülkeler için doğrudur. Bizim gibi üretimde ithal malı ağırlığı olan bir başka deyişle ithalatının ağırlığı hammadde, ara malı ve yatırım malı gibi üretimde kullanılan mallar olan ülkelerde ithal mallar büyümeye pozitif etki yapar.
Yalnızca bu verilere bakılarak kesin bir yargıya varmak çok doğru olmasa da bu veriler bize ya bu büyüme oranlarının ya da sanayicilerin ve inşaat sektörü temsilcilerinin şikâyetlerinin doğru olmadığını söylüyor.


