Mutluluğun sırrı Düşünce Günlüğü Haberleri

Dr. Halit Kuşku - Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

İnsanın varoluşundan itibaren, yaşam amacının en önemli hedeflerinden biri de mutlu olabilmektir. İçinde yaşadığımız hayatta insanlar mutlu olabilmek için çeşitli yöntemler denemekte, bu uğurda yaşamlarını ve en özel değerlerini çekinmeden harcamaktadırlar. Fakat bunların içinden çok az bir kesimi mutluluk kavramını algılamakta, farkında olarak veya farkında olmayarak mutluluğu yakalayabilmektedir. Çok büyük bir kısım ise mutlu olmaya çalıştıkça, başaramamaktadır. Dünyada uyuşturucu, antidepresan ve benzeri ilaçların kullanımının devasa bir oranda artması, aile, evlilik gibi bağların gün geçtikçe zayıflaması bu bahsettiğimiz konunun sonucu olarak gösterilebilir. Bu makalemizde bu problemin çözümüne dair bir metot sunacağız.

İNSAN NEDEN MUTSUZ OLUR?

Görev yaptığım üniversitenin bahçesinde bir yabani gül ağacı vardı. Yanından geçtiğimde kendine has kokusu beni etkiledi ve gönlümü hoş etti. Fakat bir çok kişi o gül ağacının kokusunu duyuyor ama benim aldığım hoşluğu yaşamıyordu. Bu neden olmalı idi? Düşündüm ve anladım ki, çocukken ananemin bahçesinde o gül ağacından vardı ve o ev benim için mutluluklar ile dolu idi. O koku beni oraya götürüyor ve beni hoş ediyordu. Ama o gül ağacı başkalarına aynı duyguları vermiyordu.

O zaman insanların mutluluklarının kaynağı aynı olamazdı. Herkesin mutlulukları kendine ait yaşadığı özel anlara, düşüncelerine, kendilerine dair tecrübelerine ve hatıralarına dayanıyordu. Bir kimsenin mutlu olmayı isterken, yanındaki bir kişiyi mutlu olduğu kavramlarına doğru çekmesi karşısındaki kişiyi mutsuz edecekti. Çünkü yaratılış, tecrübe, hatıra, deneyim ve yaşanmışlıklar açısından bakıldığında hiçbir insan aynı değildi. Örneğin, bir kişi akşam güneş batışını izler ve ondan güzel duygular çıkarırken, diğer bir kişi geçmişte güneş batışında yaşadığı hoş olmayan bir hatıra sebebiyle aynı duyguları yaşamadığı gibi tersine duygularda hissedebilirdi. Mutlu olduğum için başka bir kişiyi yabani gül ağacı koklamaya davet etmem ne kadar doğru olabilirdi ve karşıdaki kişi bundan ne kadar mutlu olabilirdi? O da benzer hatıraları aynı şekilde yaşamış mıydı? Yoksa ben mutlu olmak isterken bencillik mi yapıyordum?

Bu açıdan bakıldığında toplumun yalnızlaşması, birbirinden uzaklaşması, 1 artı 1 evlerin çoğalması, aslında insanların mutluluk arayışından olduğu söylenebilir. Fakat toplumsal problemler, bağımlılık yapan madde kullanımı artışı ve bir çok benzer sonuç gösteriyor ki, mutluluk bu metot ile bulunmayabilir. Yani mutlu olmak isteyen, mutlu olamayabilir. Çünkü mutluluk tek kişilik değildir.

NASIL MUTLU OLUNUR?

Grip virüsü insana bulaşır yani bir kaynağı vardır ve o kaynaktan insana geçer. Duygu ve insani hâllerimiz de böyledir ve bulaşıcıdır. Bu yüzden; “Üzüm üzüme baka baka kararır. Güzel koku dükkanına giden güzel kokar. Kişi arkadaşının dini üzerinedir.” gibi kavramlar temel öğreti haline gelmiştir. Bu açıdan bakıldığında, mutlu olan bir kaynak kişi olması gerekmektedir ki mutluluk sana geçsin ve sen de mutlu olasın. Bu yüzden bir mutluluk kaynağı oluşturmak gerekir ki; işte bunun en kolay yolu en yakınındaki kişiyi mutlu etmektedir. Doğrudan o mutluluk sana geçer. Aradığın mutluluğu bulmuş olursun. Yani mutlu et ki, mutlu olasın. Bu sebeple mutlu olmayı başarabilmek için mutlu olmayı istemek değil, mutlu etmeyi istemek gerekir. Mutluluğun sırrı budur, bulanlar da böyle bulmuşlardır.

Bireyleri, aileleri, toplulukları, milletimizi ve geleceğimizi inşa edebilmek için, farklı kültürlerin bir öğretisi olan “mutlu olmayı bireysel anlamda istemeye” dair öğretiyi, “mutlu etmeyi isteme” temelinde bir öğreti ile değiştirebildiğimizde bireysel ve toplumsal mutluluğumuzun önü açılacaktır.

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) “Sizden biriniz kendisi için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz” demekle ne kadar güzel bir şekilde tarif ediyor anlatmak istediğimizi. Varsa mutluluğun taliplisi, bizden bir naçizane yol tarifi… Mutlu et ki mutlu olasın… Allah bizleri ebedi mutlu etsin…