Netanyahu Trump’ın iplerini eline mi geçirdi? Yahya Bostan
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
ABD Başkanı Trump
-İsrail Başbakanı Netanyahu ilişkisi kopma noktasına gelmişti. Trump, Netanyahu ile fikir ayrılığı yaşıyordu.
Gazze’deki tartışma stratejik değil taktikseldi.
Suriye’de iki ülke farklı kamplara kaymıştı. Trump’ın Oval Ofis’te Netanyahu’yu “Makul ol” diye azarladığını hatırlayın. İran konusunda da İsrail Başbakanı’nın istediği noktaya gelmiyordu Trump. Netanyahu’ya mesafe koymuştu. Geçtiğimiz ay Tel Aviv’i bölge ziyaretinin dışında tutmuş, Savunma Bakanı Hegseth’in İsrail ziyaretini de iptal ettirmişti.
Beyaz Saray, ABD basınına “Trump’ın artık Netanyahu ile görüşmeyeceği” bilgisini sızdırıyordu. ABD Başkanı, Netanyahu ve İran konusundaki sorulara “Kendisini süreci bozacak adım atmaması konusunda açıkça uyardım” diye yanıt veriyordu (29 Mayıs). İsrail’e sormadan Husilerle anlaşmıştı. Ekibindeki aşırı İsrail yanlısı aktörleri de tasfiye ediyordu.
Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz
ve yardımcısını görevden almıştı (1 Mayıs.)
Ancak bu tabloda değişim var.
Gazze ve İran’da Trump Netanyahu’ya, Suriye’de Netanyahu Trump’a yaklaşıyor.
RİYAD’LA MÜZAKERELER DE ASKIDA
Netanyahu’nun acelesi var. Çünkü
Trump bölgede bir mimari inşa ederek enerjisini Çin’e odaklamak
istiyor. ABD, bu kapsamda,
yıl sonuna kadar Suriye’den çekileceğini
(üs sayısını 9’dan 1’e düşürecek, sadece Irak-Suriye sınırındaki El Tanf üssünde kalacak) taraflara bildirdi. Irak’taki
DEAŞ’a Karşı Uluslararası Koalisyon
varlığına yine 2026’da son verileceği daha önce açıklanmıştı. İsrail bu yüzden, ABD’nin bölgedeki varlığı azalmadan harekete geçmek,
Gazze ve Batı Şeria’yı ilhak ederek İran’ı vurmak istiyor.
KULİSLERDEKİ TÜRKİYE DETAYI
Trump ise kendisini bölgeye bağlayacak yeni bir savaş istemiyor(du). Bu kapsamda İran’la beş tur nükleer müzakere yapıldı. ABD, İran’ın sivil nükleer teknoloji elde etmesine sıcak bakıyor
ancak uranyum zenginleştirmesini istemiyor ya da düşük düzeyde zenginleştirebileceğini söylüyor.
Bu kapsamda S. Arabistan’la da tatsızlık yaşıyorlar. Riyad, Trump’ın 13 Mayıs’ta Körfez’e yaptığı ziyarette sivil nükleer işbirliği anlaşması imzalamayı umuyordu ancak hayal kırıklığı yaşadı. Çünkü
Trump, İran’la müzakereler netleşene kadar Riyad’la yaptığı nükleer görüşmeleri askıya aldı.
Bu bir yönüyle ABD Başkanı’nın İran’la müzakerelerden sonuç alacağına o günlerde inandığını gösteriyor (ABD’nin; İran, Suudi Arabistan, BAE, Katar ve
Türkiye’yi içeren bölgesel bir uranyum zenginleştirme konsorsiyumu
fikrinde olduğunu Amerikan medyası yazdı, önümüzdeki günlerde eşeleyeceğiz.)
İSRAİL LOBİSİNDEN TAM SAHA PRES
İran ise bu teklife sıcak bakmıyor.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi
“İran, doğal haklarından mahrum bırakılmayı kabul etmeyecek” diyerek Tahran’ın pozisyonunu ortaya koydu. İran’la önümüzdeki günlerde (Pazar günü) 6’ncı tur müzakerelerin yapılacağı söyleniyor.
Trump’ın özel temsilcisi Witcoff,
Umman’da
Arakçi
ile bir araya gelecek.
Bu görüşmenin hiç gerçekleşmeyeceğini söyleyenler de var.
Çünkü Witkoff, Trump’ın çevresinde bulunan İsrail yanlısı aktörlerin yaylım ateşi altında.
Washington’daki İsrail lobisinin, Trump üzerinde ciddi bir baskı kurduğu anlaşılıyor. Politico’nun bu konudaki haberi bir hayli detaylı… İsrail, Trump’ı İran’la nükleer müzakerelerden vaz geçmeye, İsrail saldırısına yeşil ışık yakmaya, hatta mümkünse bunu desteklemeye zorluyor. Bunun için bulabildikleri her aracı,
Trump’ın yakın dostlarını dahi
kullanıyorlar. ABD istihbaratı Trump’a aksini söylese de İsrail’e yakın isimler İran’ın yakında nükleer silaha erişebileceğini ileri sürüyor.
50 DAKİKALIK SÜRPRİZ GÖRÜŞME DÖNÜM NOKTASI OLDU
Geçtiğimiz günlerde (9 Haziran) Trump, Netanyahu ile 50 dakikalık bir telefon görüşmesi yaptı. Bu sürpriz bir görüşmedir. Doğrudan bağlantı kurmak pek mümkün olmasa da konjonktür olarak Trump’ın Musk’la gerilim yaşadığı, Los Angeles’ta sokakların karıştığı bir döneme denk gelir.
Bu görüşmenin ardından konuyla ilgili ciddi bir hareketlilik yaşanıyor.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Kurilla
, İran'a askeri müdahale için Başkan Trump'a
geniş yelpazede seçenekler
sunduğunu açıkladı (10 Haziran). Trump, aynı gün “İran nükleer müzakerelerde 'çok daha agresif' hale geliyor” dedi.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı
, İran’ın yükümlülüklerini ihlal ettiği kararını aldı. ABD; Irak, Bahreyn ve Kuveyt’teki diplomatik temsilciliklerinde bulunan personeli için tahliye talimatı verdi. Vatandaşlarına da bölgeden uzak durun çağrısı yaptı.
SİNİR HARBİ Mİ SAVAŞA HAZIRLIK MI?
Sebebi, İran’ın olası bir saldırıya ABD üslerini hedef alarak karşılık vereceğini duyurmasıdır.
İran Savunma Bakanı Nasirzadeh
bunu açıkça söyledi (11 Haziran).
Tahran, bu gelişmelerin 6’ncı tur öncesinde el yükseltmek için yapılan
bir tür psikolojik harp taktiği
olduğunu düşünüyor. Bir yönüyle
sıcak çatışma değil sinir harbi iması
yapıyor. Tahran’ın kaçırdığı şey şudur: İsrail, daha önce İran’a saldırmış ve bir karşılık görmemiştir. Bu Tel Aviv’in iştahını kabartmıştır. İran’ın Suriye ve Lübnan bağlantısının kesilmesi İsrail’i cesaretlendirmektedir. Netanyahu, ABD bölgeden çıkmadan bu hamleyi yapmak istemektedir.
Önündeki tek engel Trump’tır.
ABD Başkanın lobi baskısına ne kadar direneceği ise soru işaretidir. Hala bıçak sırtıdır ama korkarım
ibre sinir harbiden sıcak çatışmaya dönüyor.


