Retrograd ruhlar için hızlı teselli paketleri Düşünce Günlüğü Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Mehmet Kırtorun / Yazar
Geceleri yıldızlara değil, bildirimlere bakıyoruz artık. Gezegenler hâlâ dönerken, biz gökyüzünden değil, ekranlarımızdan rehberlik bekliyoruz. Artık yıldız falları gazetelerin arka sayfalarında yok; akıllı telefonların en ön sayfasında. Günlük burç uyarıları, retrograd alarmları, “ruh eşinizin burcu” bildirimleri… Astroloji bir kehanet aracı ama aynı zamanda algoritmaların biçim verdiği kişisel bir teselli ritüeli. Gökyüzü aynı gökyüzü ama baktığımız yer çok başka.
Bir zamanlar marjinal görülen bu pratik, bugün yeni medya sayesinde erişilebilir, kişiselleştirilmiş ve yaygın bir fenomen hâline geldi. Önde gelen astroloji uygulamaları dünya çapında milyonlarca kullanıcıya ulaşmakta. Sadece Co-Star adlı uygulamanın 30 milyondan fazla kayıtlı kullanıcısı bulunuyor.
AKIŞKAN BENLİKLER
Astroloji, gece yarısı merakından çıkıp gündelik yaşama entegre olmuş bir yön bulma pratiğine dönüşüyor. Sherry Turkle’a göre, dijital çağın teknolojileri insanın benlik algısını yeniden şekillendiriyor. Günlük bildirimler, doğum haritası analizleri ve burç eşleşmeleri, kullanıcının dijital dünyada kurduğu kimlik hikâyesine sessizce eşlik ediyor. Bu yüzden astroloji uygulamaları, geleceğe dair öngörüler sunmanın ötesinde, bireyin kendini anlamlandırdığı dijital bir yansıma alanıdır.
Anthony Giddens da modern insanın sabit bir kimliğe değil, sürekli değişen ve yeniden kurulan “akışkan benliklere” sahip olduğunu söyler. İşte astrolojinin cazibesi tam da burada başlıyor: Her gün değişen yıldızlar, bize her sabah yeni bir yön, yeni bir cevap ve belki de yeni bir kimlik sunuyor.
DİJİTAL TERAPİ ALANI
Diğer yandan Eva Illouz, modern çağda duyguların ve romantik ilişkilerin giderek metalaştığını ve duyguların pazarlanabilir ürünlere dönüştüğünü vurgular. Bu bağlamda astroloji, duygusal ekonominin dijital bir uzantısı olarak karşımıza çıkar. Günlük burç yorumlarından “ruh eşinizi” bulmaya yönelik algoritmalara, yıldız uyumu analizlerinden eşleşme skorlarına kadar pek çok özellik, romantik kapitalizmin artık mobil ekranlara taşındığını gösterir.
Bu durumu Byung-Chul Han’ın “psikopolitika” ve “şeffaflık toplumu” kavramlarıyla da okumak mümkündür. Han’a göre günümüz insanı artık harici otoriteler yerine kendi içindeki verimlilik baskısı tarafından yönetilir. Kendini sürekli geliştirme zorunluluğu altında ezilen birey, astroloji uygulamalarında adeta dijital bir terapi alanı bulur.
BELİRSİZLİK ÇAĞINDA ASTROLOJİNİN YÜKSELİŞİ
İlk bakışta, astrolojideki bu yükseliş, akılcı ve yüksek teknolojili çağımızda bir paradoks gibi görünebilir. Ancak yapılan araştırmalar, belirsizlik ve kaygının, yıldızlara olan ilginin yeniden artmasında önemli etkenler olduğunu ortaya koymaktadır. International Journal of Social Psychiatry’de 2022 yılında yayımlanan bir derleme çalışması, Kovid-19 pandemisi gibi küresel istikrarsızlık dönemlerinde astrolojiye olan ilginin arttığını gözler önüne sermiştir.
Çalkantılı zamanlarda astroloji anlam ve teselli sunar. Astrolojik düzenlere olan inanç yaygındır ve birçok kültürde meşrudur; bu inanç, insanların kaosu anlamlandırmaları için tanıdık bir çerçeve sağlar. Bu nedenle, astrolojinin günümüzde hâlâ popülerliğini koruması şaşırtıcı değildir. Bireyler, öngörülemeyen bir dünyada kaderin ne getireceğine dair “hazırlıklı olma” hissi ile astrolojik yönlendirmelere yönelmektedir.
Yakın tarihli bir Türk çalışması, astrolojinin hem korku ve belirsizlikle baş etmeye çalışanlara hem de yalnızca merak duyan ya da eğlenmek isteyenlere hitap ettiğini ortaya koymuştur. Astroloji, aynı anda hem kontrol hissi hem de kaygıdan kaçış sunarken, insanların merak ve sosyal etkileşim ihtiyaçlarını da karşılar. Klasik çalışmalar da bu durumu destekler niteliktedir. Astrolojiye olan inanç, stres karşısında bir öz-doğrulama stratejisi olarak işlev görebilir. Kişilik özelliklerini “yıldızlara yazılmış” olarak görmek, bireylere olumsuz yaşam olayları sırasında güven ve anlam duygusu verebilir.
İş güvencesizliğiyle yüzleşen bir genç, belirsizliğe yön aramak için burç bildirimlerine sarılabiliyor; bir ayrılığın ardından kendini tarot kartlarının simgesel dilinde avutmaya çalışanlar da az değil. Bu bireysel yönelimler artık istisna değil, dijital çağın gündelik psikososyal refleksleri hâline gelmiş durumda. Nitekim popüler astroloji uygulaması Co–Star üzerine yapılan bir kullanıcı araştırması, bu eğilimi net biçimde ortaya koyuyor. Öne çıkan temalar dikkat çekici: İletişim kurma arzusu, kaygıyla baş etme çabası, iyi oluş arayışı ve uygulamaların pragmatik kullanımı. Katılımcılar, burç yorumlarını arkadaşlarıyla paylaşmanın ilişkilere dair ortak bir dil sunduğunu; günlük astrolojik tavsiyelerin ise ruh hâllerini düzenleyici, duygusal dengeyi sağlayıcı bir işlev gördüğünü dile getiriyor.
ROMANTİK KAPİTALİZM
Bu dijital maneviyatın ilişkiselliği göz ardı edilemez. Astroloji, tarihsel olarak da insan ilişkilerinde yol gösterici bir rol oynamıştır. Evlilik uyumu için yapılan burç eşleştirmeleri bunun klasik bir örneğidir. Bugünün uygulamaları ise bu geleneksel işlevi arkadaşlık ve flört gibi gündelik ilişkilerin dijital alanına taşımaktadır. Örneğin Co–Star, astrolojik uyuma dayalı ayrıntılı sinastri raporları sunar ve bu hizmetten gelir elde eder. Ücretsiz kullanıcılar da uygulama üzerinden ilişki uyumu hakkında bildiriler alabilir.
Bu tür özellikler, dijital astrolojinin romantik ilişkileri nasıl araçsallaştırdığını gösterir. İki kişinin neden uyum sağladığını ya da neden çatıştığını açıklamak için kozmik temelli, hazır bir anlatı sunar. Bu yönüyle, burç uygulamaları gayriresmî danışman veya çöpçatan rolü üstlenir; kullanıcıların aşk ve arkadaşlık karmaşasında yön bulmasına yardımcı olur ya da en azından konuşacak bir konu sunar.
Bu uygulamaların popülerliği ise oldukça açık bir gerçeğe işaret eder: Geleneksel anlam ve aidiyet kaynaklarının zayıfladığı bir çağda, yaşamın en mahrem alanları – romantizm, arkadaşlık ve hatta kendini anlama – bile astrolojinin prizmasından yeniden şekillenmektedir.
KOZMOS BİLDİRİM GÖNDERDİ, AÇMALI MIYIM?
Artık yıldızlar ekranda hizalanıyor. Kozmosun dili, birkaç tıklamayla indirilen bir uygulamaya tercüme ediliyor. Birey, o günkü ruh hâline göre yıldızların ne söylemesini istiyorsa ona karar veriyor —çünkü anlamı tanımlayan artık kullanıcı. Astroloji, ruhu iyileştiren bir anlatı olmaktan çok, içsel boşluğu hızlıca yamayan dijital bir teselli servisine dönüşüyor.
Bauman’ın dediği gibi, modern birey kimliğini sürekli yeniden kurmaya mecbur. Astroloji ise her gün güncellenen bu kimlik arayışına biçim veren hazır etiketler sunmakta. Kişi artık “inanmak” için değil, hissetmek için astrolojiye sarılıyor. Çünkü talep artık ruhtan çıkıp zamana dönüştü: Hızlı ol, kolay anla, az acı çek.
Uygulama üzerinden gelen burç yorumu, bazen bir arkadaşın şefkatli cümlesi, bazen bir terapistin sessizliğidir. Ve tam bu noktada, modern çağın astrolojisi yalnızca yıldızlara seslenmez; insanın duyulma, yön bulma ve hatırlanma ihtiyacına temas eder.
Tıpkı dijital arkadaşlıklar, paketlenmiş meditasyonlar, çerçevelenmiş özgürlükler gibi... Astroloji bugün “tüketilebilir kutsal” olarak raflarda yer alır. Günün sonunda ise şu soru kalır: İnanç bir iç çağrı mı hâlâ, yoksa yalnızca iyi tasarlanmış bir bildirim mi? Ve biz, müşteriler olarak, bu bildirimlere —Faladdin’e, Binnaz’a ya da herhangi bir uygulamaya— ne kadar kulak vereceğimizi, algoritmalara sormadan kendimiz belirleyeceğiz…


