Sanatın ötesinde bir portre: Fahrelnissa Zeid Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Küresel bir aktarma merkezi olarak dünyanın 321 noktasına düzenlenen uçuşlarla her gün binlerce yerli ve yabancı misafire ev sahipliği yapan İGA İstanbul Havalimanı, Türkiye’nin tarihi ve sanatsal değerlerini dünyaya tanıtmaya devam ediyor. Havalimanının kültür ve sanat merkezi İGA ART Galeri’de açılan “Solo: Fahrelnissa Zeid ile Karşılaşma” sergisi; 20. yüzyılın en önemli kadın sanatçılarından Türk ressam ve heykel sanatçısı Fahrelnissa Zeid’in, 1960 yılında yaptığı ve özel bir koleksiyonda yer alan yağlıboya eserinin etrafında şekilleniyor. Arşiv fotoğrafları, sergi afişleri, biyografi fragmanları, kronolojik akışlar ve hareketli görüntülerin de yer aldığı serginin küratörlüğünü Prof. Dr. Marcus Graf üstleniyor. İGA ART’ın SOLO serisinin ilk konuğu olan Zeid’in vizyoner kişiliği, tutkulu sanatı ve sınır tanımayan yaşam öyküsüyle, kültürel, coğrafi ve sanatsal sınırları aşan eşsiz bir sanatçı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Marcus Graf ile “Solo: Fahrelnissa Zeid ile Karşılaşma” sergisini konuştuk.
Prof. Dr. Marcus Graf
Derinlikli fakat sade bir kurgu
“Fahrelnissa Zeid ile Karşılaşma” sergisi; 20. yüzyılın en önemli kadın sanatçılarından Türk ressam ve heykel sanatçısı Fahrelnissa Zeid’in, 1960 yılında yaptığı ve özel bir koleksiyonda yer alan yağlı boya eserinin etrafında şekilleniyor. Fahrelnissa Zeid gibi sınırları aşan bir sanatçının yalnızca tek bir eseri üzerinden onun vizyonunu ve yaşam öyküsünü yansıtmak küratöryel açıdan nasıl bir denge gerektirdi?
Fahrelnissa Zeid gibi çok katmanlı bir sanatçıyı sadece tek bir eser üzerinden aktarmak hem büyük bir sorumluluk hem de özel bir fırsat. Biz burada klasik bir retrospektif yapmak yerine, onunla bire bir karşılaşma sunmak istedik. Sergide yer alan Soyut Kompozisyon (1960) başlıklı eser, sanatçının figüratif dönemini geride bırakıp soyut dile yöneldiği, Art Informel hareketiyle paralellikler taşıyan bir evreyi temsil ediyor. Eser, Serdar Kitapçı Koleksiyonu’ndan ödünç alındı. Bu tek yapıt çevresinde, video anlatılar, arşiv belgeleri, fotoğraflar ve röportajlarla örülü bir bağlam kurarak, hem Zeid’in sanatsal yolculuğunu hem de kişisel evrenini görünür kılmaya çalıştık. Bu tür bir denge, derinlikli fakat sade bir kurguyu gerektiriyor.
Bu serginin bir havalimanı gibi geçici mekânlarla ilişkilendirilmesi, sanat algısını ve izleyici deneyimini nasıl etkiliyor? Bu mecrada küratör olarak nasıl bir sorumluluk üstleniyorsunuz?
Havalimanı, modern dünyanın en ilginç geçiş mekânlarından biri; sürekli hareketin, bekleyişin, karşılaşmaların ve ayrılıkların yaşandığı bir alan. Bu tür geçici mekânlarda izleyiciyle bir sanat eseri arasında kalıcı bir bağ kurmak, sıra dışı bir küratöryel yaklaşım gerektiriyor. Ziyaretçiler genellikle bir sergiye bilerek değil, rastlantısal biçimde giriyorlar — bu da serginin hem açık hem de etkileyici bir anlatıya sahip olmasını zorunlu kılıyor.
Küratör olarak bu tür bir ortamda üstlendiğim sorumluluk, sadece sanatı sunmak değil; aynı zamanda onun algılanma biçimini de dönüştürmek. Eserin ve anlatının karmaşıklığı kadar, erişilebilirliği de önem kazanıyor. Bu bağlamda, bir yandan Soyut Kompozisyon gibi güçlü bir eseri merkez alırken, diğer yandan Zeid’in dünyasını tanıtan belgeler, anlatılar ve görseller aracılığıyla katmanlı bir bağlam kurmak gerekiyordu. Ayrıca, bu tür bir kamusal alanda sanat göstermek, izleyiciyi hafifçe yavaşlatmak, düşünmeye davet etmek ve bazen sadece bir dakikalığına da olsa gündelik rutinin dışına çıkarmak anlamına geliyor. Bu da hem içerik hem de sunum biçimi açısından büyük bir hassasiyet ve sorumluluk talep ediyor.
Havalimanı Dış Hatlar bölümündeki İGA ART Galeri A-B Knuckle’da yer alan sergi 31 Ağustos 2025 tarihine kadar görülebilir.
Zeid’in mirası özgürlüğün simgesi olmaya devam ediyor
Bu sergiyi hazırlarken Zeid’in arşiv belgeleri, fotoğrafları ve afişleriyle karşılaşmak sizin için nasıl bir deneyimdi?
Fahrelnissa Zeid’in arşiviyle çalışmak, hem entelektüel hem de duygusal olarak çok güçlü bir deneyimdi. Onun yalnızca bir sanatçı olarak değil, aynı zamanda bir düşünür, bir anne, bir seyyah ve çok yönlü bir birey olarak yaşamına dair izler, belgelerde ve görsellerde açıkça hissediliyor. Fotoğraflar, sergi afişleri, yazışmalar ve arşiv belgeleri sayesinde Zeid’in sanatı kadar hayatı da bir anlatıya dönüştü. Sergide bu anlatıya katkıda bulunan çok değerli isimler oldu. Video içeriklerinde İGA ART Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gülveli Kaya ve ben, Fahrelnissa Zeid’in yaşamı ve sanatı üzerine kapsamlı yorumlar sunuyoruz. Yahşi Baraz, hem kişisel anılarını paylaştığı röportaj videosuyla hem de sergide yer alan orijinal poster, belge ve fotoğraf arşiviyle çok kıymetli bir katkı sundu. Ayrıca, Zeid hakkında daha önce yapılmış klasik tarzda belgeselin yönetmeni Zuhal Demirarslan’ın çalışması da bu deneyimi derinleştiren önemli bir parça. Bunun yanı sıra, sergide yer alan reprodüksiyonlar, üç önemli koleksiyon sahibinin katkısıyla mümkün oldu: Mustafa Taviloğlu, Öner Kocabeyoğlu ve Serdar Altınalmaz koleksiyonlarından seçilen görseller, Zeid’in farklı dönemlerine ait üretimlerini yansıtarak sergiye tarihsel bir derinlik ve görsel çeşitlilik kazandırdı. Bu kadar zengin bir arşivle çalışmak, sadece bilgi edinmek değil, aynı zamanda Fahrelnissa Zeid’le sessiz ama çok etkileyici bir diyalog kurmak gibiydi.
Fahrelnissa Zeid’in kadın sanatçı kimliğiyle öncülük ettiği bir dönemi düşündüğümüzde, onun üretimi günümüz kadın sanatçıları için nasıl bir miras oluşturuyor sizce?
Fahrelnissa Zeid, hem dönemin ataerkil sanat ortamına meydan okuyan hem de kendi sanatsal dilini bağımsızca kuran bir kadın sanatçıydı. Onun yaşamı ve üretimi, bugünün sanatçıları için sadece estetik değil, aynı zamanda varoluşsal bir ilham kaynağıdır. Uluslararası platformlarda varlık göstermesi, kültürlerarası bir dil kurması ve bunu yaparken kendine özgü bir ifade biçimi yaratması, bugün de güncelliğini koruyan önemli temalar. Zeid’in mirası, kadın sanatçılar için sanatsal cesaretin, entelektüel bağımsızlığın ve ifade özgürlüğünün simgesi olmaya devam ediyor.
Her yeni karşılama yeni bir öğrenme
İGA ART Galeri, “Solo” serisinde farklı isimler de olacak mı?
Evet, SOLO serisi devam edecek. Amacımız, Türk sanat tarihinin ikinci yarısında iz bırakmış sanatçılardan başlayarak, her sergide farklı bir ismin tek bir yapıtıyla izleyiciyi buluşturmak. Bu bağlamda sadece sanatçıları değil, onları çevreleyen tarihsel, kültürel ve sanatsal bağlamları da öne çıkarmayı hedefliyoruz. Her yeni karşılaşma, izleyici için hem bir öğrenme hem de düşünme deneyimi sunacak. Bu serinin ortaya çıkmasında İGA ART’ın vizyonu belirleyici bir rol oynadı. İGA İstanbul Havalimanı gibi küresel bir geçiş noktasında, sanatı beklenmedik ama anlamlı bir biçimde görünür kılmak, onların kültürel stratejisinin temelini oluşturuyor. İGA ART, yıl boyunca havalimanı içinde çeşitli sanat projeleri, sergiler, yarışmalar ve kültürel etkinlikler düzenliyor. Bu programlar arasında düzenli olarak gerçekleştirilen açık çağrı temelli yarışmalar, sanatçılara üretimlerini sergileme fırsatı sunuyor. Bu kapsamlı ve kapsayıcı yaklaşım sayesinde SOLO serisi de sadece tekil bir sergi değil, bu uzun vadeli kültürel çabanın bir parçası olarak konumlanıyor. Kamusal alanda sanatı gündelik hayata entegre etmek, hem sanatçılar hem de izleyiciler için yeni karşılaşma olanakları yaratıyor.


