Savaş çıkarsa ilk vurulacak noktayı açıkladılar! 102 tanesi tehlike altında olacak...
Haber7 sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Rusya-Ukrayna savaşında nükleer santrallerin hedef alınması, savaş zamanında atom enerjisi tesislerinin dokunulmaz olmadığını gösterdi. Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA), bu tecrübelerden yola çıkarak kıyıya yakın bölgelerdeki nükleer reaktörlerin gelecekteki olası bir çatışmada yüksek risk altında olabileceği uyarısında bulundu.
ÇİN’İN NÜKLEER ENERJİ ATILIMI ASKERİ ZAFİYETE DÖNÜŞEBİLİRÇin, toplam 102 ticari nükleer reaktörle faaliyette olanlar ve inşası sürenler dahil dünyanın en büyük nükleer enerji altyapısına sahip ülke konumunda. Yalnızca Nisan ayında, kıyı bölgelerinde 10 yeni reaktörün kurulumu onaylandı. Bu bölgeler arasında, özellikle jeopolitik açıdan hassas olan Tayvan Boğazı ve Güney Çin Denizi dikkat çekiyor.
Mart 2025’te faaliyete giren ve dünyanın en büyük reaktörü olarak tanıtılan Qinshan Faz III santrali, 12,5 milyar kilovatsaatlik kapasitesiyle bu dönüşümün simgesi olmuş durumda.
Ancak PLA’nın yeni analizine göre, bu hızlı büyüme beraberinde stratejik bir güvenlik açığı doğuruyor. Özellikle sahil şeridine yakın reaktörler, savaş halinde yüksek risk taşıyor. PLA, bu tür tesislerin düşmanlar tarafından büyük sivil kayıplara, enerji kesintilerine ve çevre felaketlerine yol açacak saldırı hedefleri haline gelebileceğini belirtiyor.

Uyarının temelinde, Rusya-Ukrayna savaşında nükleer santrallerin fiilen hedef alınmış olması yatıyor. Örneğin, Ukrayna’daki Zaporijya Nükleer Santrali defalarca saldırıya uğradı. Çernobil’deki tesis de İHA’larla vuruldu. Bu gelişmeler, savaşta nükleer tesislere yönelik saldırıların artık kuramsal değil, gerçek bir tehdit olduğunu ortaya koydu.
PLA çalışması, potansiyel saldırı senaryoları arasında hassas güdümlü füzeler, stratejik bombardımanlar ve hatta nükleer başlıklı saldırılar gibi seçenekleri ele alıyor. Bu tür bir saldırının santral bileşenlerinde ağır hasar yaratacağı, çevresel radyasyon sızıntısı riskini artıracağı ve toprağın, suyun ve havanın kalıcı olarak kirlenmesine yol açacağı ifade ediliyor.

Çalışmada ayrıca, inşa edilecek yeni santrallerin yer seçimi konusunda risk analizlerinin geliştirilmesi gerektiği belirtiliyor. Aynı zamanda mevcut tesisler için fiziksel güvenliğin artırılması, acil durum senaryolarına karşı detaylı planlamaların yapılması da öneriliyor.
Yapılan uyarılar, Çin ile Rusya’nın geçtiğimiz haftalarda yayımladığı ortak bildirinin ardından geldi. Bildiride, büyük güçler arasındaki artan gerilim nedeniyle nükleer çatışma riskinin büyüdüğü ve bu durumun uluslararası normları hızla erozyona uğrattığı ifade ediliyor.
NÜKLEER ENERJİ: HEM EKONOMİK GÜÇ, HEM ASKERÎ RİSKÇin, nükleer enerji yatırımlarını ekonomik büyüme, enerji bağımsızlığı ve iklim hedeflerine ulaşmak için artırıyor. Ancak bu yatırımların artık stratejik bir kırılganlık oluşturduğuna dikkat çekiliyor.
PLA'nın değerlendirmesi, Çin’in nükleer tesislerini yalnızca enerji altyapısı olarak değil, aynı zamanda muhtemel savaş alanları olarak da planlaması gerektiğini vurguluyor.
KAYNAK: HABER7


