Soykırımın yeni yüzü: Kıtlık
Trthaber kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Gazze aylardır sadece bombaların değil, açlığın da hedefinde. İşgalci İsrail’in sistematik açlık politikası, sivilleri yaşamın en temel kaynağı olan ekmek ve sudan mahrum bırakarak vahşetin yeni bir boyutunu gözler önüne seriyor. Bebekler açlıktan ölüyor, aileleri ise çaresiz... Hastanelerde açlıkla boğuşan bebekler hayata tutunamıyor.
Saldırıların en yoğun yaşandığı kuzey bölgelerinde un depoları yerle bir edildi, fırınlar çalışamaz hale getirildi, yakıt girişleri engellendi. Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre, işgalci İsrail sadece yardımları engellemekle kalmadı, yardım kamyonlarını, depoları ve dağıtım merkezlerini de hedef aldı.
[Vahşi İsrail ablukasında Gazzeliler, açlıkla mücadele ediyor. Fotoğraf: AA]
Bu tablo, Gazze’de savaşın cephesinin sadece tanklarla değil, gıda üzerinden de kurulduğunu gösteriyor. Ve sonunda beklenen kara haber geldi: Birleşmiş Milletler, Gazze’de resmen kıtlık ilan etti.
Kıtlık ilanı ne demek?BM’nin desteklediği Entegre Gıda Güvencesi Aşama Sınıflandırması (IPC) sistemine göre bir bölgede kıtlık ilanı için üç kriterin aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor.
-Hanelerin en az yüzde 20’sinin aşırı gıda yetersizliği çekmesi,
-5 yaş altındaki çocuklarda yüzde 30’un üzerinde akut yetersiz beslenme görülmesi,
-Her 10 binde en az iki ölümün açlığa bağlı gerçekleşmesi.
Gazze, Somali ve Yemen'den sonra resmi olarak kıtlık ilan edilen en kritik coğrafya oldu. Üstelik bu kez savaşın ortasında, modern tarihin en ağır abluka koşulları altında...
[Binlerce çocuk katil İsrail'in dünyanın gözleri önünde uyguladığı soykırımda açlıktan ölüyor. Fotoğraf: AA]
Gazze’de bugün itibarıyla yaklaşık 514 bin kişi kıtlık koşullarında yaşıyor. Bu, Gazze nüfusunun dörtte birine denk geliyor. BM’ye göre eylül sonuna kadar bu sayı 641 bine ulaşabilir. Özellikle 132 bin çocuk, 41 bin hamile veya emziren kadın ve 25 bin bebek yüksek risk altında.
Öte yandan Gazze’de kıtlık ilanı, sadece gıda krizine dair teknik bir sınıflandırma değil. İşgalci İsrail’in sivillere karşı açlığı silah olarak kullandığının belgesi. Çocukların açlıktan ölmesi, insanların çöp karıştırmak zorunda kalması, uluslararası sistemin en ağır sınavlarından birini oluşturuyor. BM’nin ilanı, İsrail’i daha da baskı altına alacak ve açlığın savaş silahı olarak kullanılması iddiasını güçlendirecek.
Ancak bu karar tek başına hayat kurtarmıyor. Acil ateşkes, engelsiz insani erişim ve sürdürülebilir yardım mekanizmaları hayata geçirilmediği sürece, Gazze’de yaşanan trajedi yalnızca rakamlarla değil, her gün ölen çocukların isimleriyle büyüyerek devam edecek.
Açık bir savaş suçu: Aç bırakmaBM Genel Sekreteri Antonio Guterres, kıtlık ilanını “insan eliyle yaratılmış bir felaket, insanlığın utancı” sözleriyle duyurdu. “Eğer insani erişim derhal sağlanmazsa, çocukların açlıktan ölümü sadece izlenecek” diyerek uluslararası topluma çağrı yaptı.
[Gazze'de binlerce çocuk açlıktan ölme riskiyle karşı karşıya. Fotoğraf: AA]
BM İnsani Yardım Koordinatörü Tom Fletcher de açlığın tamamen önlenebilir olduğunu ve bu krizin doğrudan işgalci İsrail’in engellemelerinden kaynaklandığını vurguladı. UNICEF Direktörü Catherine Russell ise açlık üzerinden yapılan siyasi tartışmaları “utanç verici” olarak tanımladı ve “çocuklar gözlerimizin önünde ölüyor, tartışmalar ise gerçeği perdelemekten başka işe yaramıyor” dedi.
Cenevre Sözleşmesi'ne göre sivilleri açlıkla yüz yüze bırakmak savaş suçu sayılıyor. Gazze’de un ve ilaç girişinin engellenmesi, gıda tırlarının durdurulması ve yardım dağıtıcılarının hedef alınması, açlığın savaş silahı olarak kullanıldığını açıkça ortaya koyuyor.


