Sumud Filosu ve karıncanın hikâyesi Turgay Yerlikaya
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Rivayet odur ki, Nemrut Hz. İbrahim’i ateşte yakmak için devasa bir ateş yaktırmıştır. Yakılan ateşle göğe ulaşan kıvılcımların yarattığı tedirginlik bütün hayvanların bölgeden uzaklaşmasına neden olmuştur. Tam bu esnada bir karınca ağzına aldığı su ile ateşe doğru gelmek suretiyle Hz. İbrahim’in yanmasını engellemeye çalışmış. Karınca, ateşin oluşturduğu muazzam etkiyi yok edemese de kendi ölçeğinde ateşin söndürülmesine katkı sağlamış ve hikayenin bir parçası olmuştur. Kıssanın özü, herkes kendi ölçüsünde yapabilecekleri üzerine bir aksiyon aldığında, sorumluluk bilinci ortaya çıkmakta ve değişmesi imkansız gibi görünen durumlar da değişebilmektedir.
Son günlerde Gazze’deki soykırımın durdurulması adına askeri operasyon seçeneği başta olmak üzere diplomatik kanallar aracılığıyla ortaya koyulan çaba, Filistin’e yönelik desteğin arttığını göstermektedir. 7 Ekim’in sonrasında başta ticari ilişkilerin kesilmesi ve ambargo seçenekleri gibi önlemlerle gündeme gelen İsrail’in sınırlandırılma girişimleri bugün sivil inisiyatiflerle çok daha başka bir seviyeye ulaşmış durumda.
İKTİDAR VE DİRENİŞ
İktidarın olduğu her yerde direniş de vardır diyordu Foucault.
İktidarın varlığını ifşa etmenin yanı sıra onu sınırlandırmanın en önemli yolu hiç kuşkusuz farklı formlarda ortaya koyulacak direniştir.
Aktif ya da pasif direnişin bütün varyasyonlarının gözlemlenebileceği bir alan olan Gazze, insanlığın bir sınavı haline gelmiş durumda. 7 Ekim sonrasında Gazze’de Hamas marifetiyle ortaya koyulan meşru direniş, Gazze dışında da farklı motiflerle desteklenmektedir.
Mısırlı gençlerin Gazze’ye şişeler içinde ulaştırdıkları yardım hiç kuşkusuz Gazze’deki açlık ve kıtlığa bir çare olmadı fakat insanlığın onur ve haysiyetinin devam ettiğine dair bir karine teşkil etti.
Oldukça sembolik olan bazı yöntemlerle genişleyen bu direniş dalgasının bugünkü konusu ise Sumud Filosu.
KARINCALARIN BİRLİKTEĞİ
İsrail’in Gazze’deki ablukasını yıkabilmek ve Gazze halkının gıdaya erişimini temin etmek amacıyla oluşturulan Sumud Filosu, şimdiden direniş hikayeleri açısından önemli bir örneklik teşkil etmektedir. 40’ın üzerindeki ülkeden katılımla teşekkül ettirilen bu topluluk, insan hakları alanında ön plana çıkan aktivistlerin katılımı ile sesini yükseltmektedir. İçlerinde dünyaca ünlü isimlerin de olduğu Sumud Filosu’nun her bir günü, direnişe katkı sağladığı gibi İsrail’in uluslararası alandaki izolasyonunu da tahkim etmektedir.
20’den fazla gemiyle İspanya’dan başlayan bu hareketin Gazze’ye kadarki yolculuğunun yeni katılımlarla güçlenmesi bekleniyor. Özellikle Batı basınında çokça haber olan filo, şimdiden ciddi bir etki yaratmış durumda. Daha önce Madleen ve Hanzala gibi daha küçük ölçekli girişimlerle de gündem olan ablukayı delme inisiyatifleri, bugün çok daha büyük bir ölçeğe erişmiş durumda. Filonun hareketi esnasında Barcelona’daki insanların aktivistlere olan desteği, insanlığın büyük bir kısmının Gazze konusundaki hissiyatını da göstermektedir. Yüzlerce aktivistin katılımıyla gerçekleştirilen bu direniş, karıncanın ateşi söndürmek için taşıdığı su misali, her geçen gün büyüyecek ve bir gün o büyük ateşi söndürecektir.
FİLONUN GELECEĞİ
Herkesin aklındaki soruyu sormakta fayda var. Peki Sumud Filosu’nun akıbeti ne olacak? İsrail bu direnişi engellemek için nasıl bir aksiyon alacak? Kuvvetle muhtemel 2010 yılından bu yana farklı girişimlere sahne olan İsrail ablukasının kırılması inisiyatiflerinde olduğu gibi İsrail’in engellemeleri ile karşılaşılacak. Bu engellemenin formlarına dair de elimizde yeterince veri var.
Hatırlayacak olursak, 2010 yılında Mavi Marmara gemisine İsrail’in saldırısı olmuş ve on aktivist katledilmişti. Benzer bir engelleme girişimi de Conscience gemisine yönelik olmuştu. İsrail ablukasını delmeye çalışan gemi henüz Malta açıklarında iken İHA’lar tarafından vurulmuştu. En güncel örnek olan Madleen ise yine hukuksuz biçimde uluslararası sularda İsrail tarafından durdurulmuş ve aktivistler alıkonulmuştu.
İsrail-Lübnan savaşı esnasındaki benzer bir girişimde ablukayı delip Gazze’ye ulaşan birkaç gemiyi dışarıda bıraktığımızda, Sumud Filosu’na yönelik ne tür bir tehdidin söz konusu olabileceğine dair elimizde yeterince ipucu var. Fakat
tüm bu göstergelere ve İsrail’in hukuk tanımazlığına rağmen, Sumud Filosu’nun ortaya koyduğu cesaret, karıncaların direnişteki rolünü her daim hatırlatacak ve ateşin bir gün sönebileceğine dair umutları da diri tutacaktır.


