Taktiksel gerilim stratejisi, “ABD nin Rusya ya ihtiyacı var.
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Küresel dengelerin yeniden kurulduğu bir dönemde, ABD Başkanı Donald Trump’ın son çıkışı ve Kremlin’den gelen net cevap dünya kamuoyunu tedirgin etti. Trump’ın önce yeni ambargolar getirebileceğini ima etmesi sonrasında ise “Putin ateşle oynuyor” şeklindeki açıklamasına Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev'den “Gerçekten kötü bir şeyin olabileceğini biliyorum, bu da üçüncü dünya savaşı. Trump'ın bunu anladığını umuyorum” şeklinde gelen yanıt, dünyanın gündemine oturdu. Bu gelişmeleri Rusya'nın önde gelen tarihçilerinden Prof. Dr. Yuriy Pivovarov, Haber Global Web Özel için değerlendirdi. İki lider arasında kopuş yaşanmayacağına değinen isim “Zaman Rusya'nın lehine ilerliyor. ABD'nin ise Rusya'ya ihtiyacı var. Yaşananlar taktiksel gerilim stratejisidir” yorumunda bulundu. “Türkiye çözümün doğrudan ve doğal parçası” ifadesini de kullanan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in eski İçişleri Başdanışmanı Pivovarov şu dikkat çeken öngörülerde bulundu:

“ABD Başkanı Donald Trump ile yaşanan gerilim Rusya tarihinde eşine sıklıkla rastlanan taktiksel bir gerilim stratejisidir. Bu sürecin sonunda iki lider arasında bir kopuş yaşanmaz. ABD'deki muhafazakar ve Cumhuriyetçi taban Rusya'ya karşı sempati besliyor. Trump'ın dünya görüşü ile Putin'in dünya görüşleri de oldukça benzer bir çerçevede şekilleniyor. Trump bu süreçte NATO'nun ve eski Başkan Joe Biden'ın müdahaleci çizgisine karşı olduğunu da gözler önüne seriyor. Rusya'ya yönelik sert eleştiriler Putin'e bir mesaj değil ABD'nin askeri-endüstriyel kompleksine bir göz kırpmadır. Liderlerin karşılıklı siyasi demeçlerini Rusya'da sürecin gerçekçi bir zemine oturması için kontrollü bir tansiyon yükseltme hamlesi olarak görmek gerekir. Putin, Trump'ın kişisel olarak barıştan yana olduğunu ve Rusya ile kalıcı stratejik iş birliği hedeflediğini biliyor.”
ZAMAN RUSYA LEHİNE“Rusya'nın Haziran ayı başında Ukrayna ile yeni görüşme önermesi bu noktada önemli. Süreç ve zaman her koşulda Rusya'nın lehine işliyor. Kremlin, Ukrayna yönetiminin meşruiyetinin tartışmaya açıldığının da farkında. ABD ve AB içinde de Ukrayna’ya destek konusundaki bölünmeler büyüyor. Rusya bu atmosferde acele etmiyor çünkü savaş alanında değil, diplomatik alanda da zamana oynayarak avantajını artırıyor. Dolayısıyla bir barış kaçınılmaz şekilde gerçekleşecek, ancak bu bir zafer olarak değil düzenin yeniden kurulumu olarak meydana gelecek. Donbas'ın statüsünün tanınması, Ukrayna'nın NATO'ya yönelik tarafsızlaşması ve NATO'nun da genişlemesinin durdurulması Kremlin'in asli şartları. Bu şartlar olmadan Moskova barış için masaya oturmaz.”
“Türkiye bu süreçte hem Batı hem de Rusya ile dinamik ve somut sonuçlar ortaya koyabilen yegane ülke durumunda. Karadeniz'in güvenliği, tahıl koridoru ya da enerji transferi gibi konularda çözümlerin doğrudan ve doğal parçası. Türkiye tüm savaş boyunca akıllıca bir denge politikası izledi ve İstanbul, bu politika sonucunda Rusya'nın müzakere önerisi değil çözüm girişimlerini stratejik merkeze taşıma kenti haline geldi.”

“Donald Trump söyleminde giderek sertleşiyor ancak fiili girişimler söz konusu olduğunda pragmatik ve sonuç odaklı davranacaktır. Trump öncelikle NATO ile mesafesi olan bir lider ve olası yaptırımların ABD'yi bölgeden daha da uzaklaştıracağını biliyor. İran ile nükleer müzakereler gerçekleştiren ya da Çin'e karşı Asya stratejileri belirleyen bir ülke olarak ABD'nin Rusya'ya fazlasıyla ihtiyacı var."
YENİ AVRUPA MİMARİSİ“Rusya ve Ukrayna arasındaki müzakereler şiddetli bir gerilim değil; daha çok diplomatik pozisyon alma çabasıdır. Bugüne kadar çok dile getirilmeyen asli nokta ise şudur: Hem Putin hem de Trump yeni bir Avrupa güvenlik mimarisinin doğduğunu biliyorlar. NATO üyesi olmayan her ülke bunu net şekilde kavrıyor; Moskova olmadan bu mimari gerçekleşemez.”
Kaynak: Web Özel


