SonTurkHaber.com
close
up
Menu

Gözaltındaki Mehmet Kenan Tekdağ dan Jandarma da dikkat çeken hamle! Can Holding soruşturmasında firari isim yakalandı, gözaltı sayısı arttı

Kartalkaya yangını davasında, 78 kişiyi olası kastla öldürmek suçundan ceza istendi: Olursa olsun’ amntığıyla risklerin önüne geçmediler!

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Diplomatik gayretlerimizi İsrail e yaptırım uygulamalarının artması için yoğunlaştırmalıyız

2025 KPSS A Grubu Alan Bilgisi sınav sonuçları ne zaman açıklanacak, ÖSYM tarih verdi mi? KPSS A Grubu Alan Bilgisi 1., 2., 3. oturum sonuç tarihi

Düğün konvoyundaki araç nehre düştü, 19 kişi hayatını kaybetti Sözcü Gazetesi

Almanya’daki fuarda yalnızca yeni modeller değil teknolojiler de ön plandaydı... Münih’te teknoloji yarışı

Bahçeli ye rağmen AKP nin yaptığına çok sert tepki

Çok sarhoş pilot uçağı birbirine kattı: Kalkış iptal edildi, uçak geri döndü Sözcü Gazetesi

Trafikte başlayan tartışma kavgaya dönüştü

ABD basınından gündem yaratacak iddia! İsrail, Trump ı dinliyor... Trump, Netanyahu nun gazabından korkuyor

Amerikalı UFC dövüşçüsü İsrail e sert sözlerle tepki gösterdi: 11 Eylül saldırılarını onlar yaptı

Prof. Dr. İlber Ortaylı’dan devlet okullarında istenen ödemelere tepki: Daha fazla ısrar edilirse okulun idaresi ve aile birliği mafyanın eline düşer!

Viyadükte sıkışan kediyi kurtarmak isterken otomobil çarptı

CHP de kurultay davası bugün! İşte muhtemel 5 senaryo

VAR golü iptal etti, kırmızı kart çıktı! Sözcü Gazetesi

Hürriyet yazarı Yalçın Bayer’den CHP’ye: Sinirlenen televizyona çıkıyor, meydan okuyor, buna bir düzenleme yok mu?

Ani kalp ölümleri yükselişte

Nepal de firar eden 3 bin 723 mahkum yakalandı

Batman da hafif ticari araca silahlı saldırı: Anne, baba ve 2 çocuğu öldü Batman Haberleri

Trampolin Cimnastik Kulüpler Arası Türkiye Şampiyonası Samsun da yapıldı Samsun Haberleri

Taraf değiştiren kelimeler: Barış sürecine giderken döşenen taş “Beka”

Taraf değiştiren kelimeler: Barış sürecine giderken döşenen taş “Beka”

SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.

Bugün gelinen noktada beka, yalnızca devletin varlığına dair bir güvenlik söylemi değil, siyasi yönelimleri belirleyen ve ittifak siyasetini şekillendiren en güçlü politik anahtar olarak kullanılmaktadır.”

Eğitimci yazar Sercan Çelik ile “Beka” kelimesi üzerine konuştuk.

Taraf Deriştiren Kelimelerde Bugün Beka Kelimesini Konuşuyoruz. Peki Nedir Bu Beka?

Beka kelimesi, benim için sıradan bir kelime değil; Türkiye’de son 20 yıldır tam olarak anlamlandıramadığımız siyasal hamlelerin, ittifak değişimlerinin, söylem kırılmalarının kilididir. Bu yönüyle, kavramlar üzerinden politika okuması yapmanın ne kadar önemli olduğunu da gösteriyor.

Kelimenin hem gündelik hem de dini anlamları vardır. Genel olarak; sonsuzluk, kalıcılık, ebedilik gibi anlamlar taşır. Bu bağlamda siyasetteki kullanımı da çok köklüdür. “Devlet-i ebed müddet” fikrinin günümüzdeki karşılığı gibi düşünülebilir.

Peki Bu Hangi Tarafındaydı, Nasıl Taraf Değiştirdi?

Beka kelimesinin geçmişten bugüne Milliyetçi Hareket Partisi tarafından kullanıldığını söyleyebilirim. Bence bunun en iyi tanımını "ebedi kalıcılık" diyerek yine Bahçeli yapmıştır. Burada taraf değiştirenler, bekayı tehdit edenlerdir. Örneğin Bahçeli, 11 Ocak 2014 konuşmasında şöyle diyordu:

“Milli bekamız derin bir çukura yuvarlanmaktadır. Milli kimliğimiz AKP-PKK-HDP-İmralı canisi ve küresel vandalizmin hedefindedir.”

Bahçeli, bu sözleriyle AKP, PKK, HDP ve Öcalan’ı beka sorunu olarak görmüştür. Ancak sonra AKP ile ittifak kurunca, AKP’yi bu tandemin içinden çıkarıp şöyle demiştir:

“CHP-İYİ Parti-HDP-PKK-FETÖ ve marjinal sol partiler aynı hedefe kilitlenmişlerdir.”

Bu kez CHP ve İYİ Parti’yi eklemiştir. O günlerde beka sorunu görüp kapatılması için hedef gösterdiği HDP yerine kurulan DEM Parti ile yakınlaşınca; CHP, İYİ Parti, Zafer Partisi gibi çözüm sürecine kuşkuyla yaklaşanlar beka sorunu olmuştur. Yani Bahçeli ilk beka tehditleri olarak açıkladığı herkesle birlik olmuştur.

Peki Başta "Anlamlandıramadığımız Meselelerin Kilidi" Dediniz? Bunu Açar Mısınız?

Evet, bence konunun en önemli noktası. Televizyonlarda, gazetelerde, dergilerde neredeyse her yerde şu sorular soruluyor:

Bahçeli neden bir anda AKP ile ittifak yaptı?

Neden bir anda Öcalan’ı muhatap alıp DEM Parti ile yakınlaştı?

Bahçeli’nin neredeyse tüm hamleleri öngörülemez gibi söyleniyor ve şok etkisi yaratıyor. Ancak biz beka kelimesinin izinden giderek bu süreci akla yatkın bir hale getirebiliriz.

Bahçeli’nin tüm konuşmalarını beka kelimesi ekseninde inceledim. Bu kelimenin Bahçeli’nin 2002 yılından bugüne en çok kullandığı kelime olduğunu söyleyebilirim. Ama en çok kullandığı konuşması, referandum sürecinde yaptığı 7 Mart 2017 TBMM Grup Toplantısı konuşmasıdır. Bu konuşmasında “beka” kelimesini tam 21 kez kullanıyor.

Burada Türklüğün, devletin ve milletin bekasının ana amaç olduğunu; yaptığı neredeyse tüm hamlelerin bu eksende geliştiğini tarihi örneklerle anlatıyor:

“Bizim için beka, varlık ve birliğimizin kilididir. Bizim için beka Türk’lük, Türk milleti, Türk vatanı, Türk bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti’dir…”

“8 Mart 2006 tarihli basın toplantımızda, Irak’ta yaşanan gelişmelerin ve hükümetin bunlar karşısındaki tutumunun, Türkiye’nin güvenliğine, bekasına karşı açık ve yakın bir tehdit ve tehlike mahiyeti kazandığı uyarısında bulunmuştuk.” (Bu tarih Saddam Hüseyin devrildikten sonra Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin devletleştiği tarihin hemen ardındandır.)

“11 Ağustos 2009’da düzenlediğimiz bir basın toplantısında; milli bekanın devamında mutlaka gerekli ve zorunlu olduğuna inandığımız ‘tek vatan, tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek dil’ ülkümüzü tartışmaya açacak gelişmelere sonuna kadar karşı çıkacağımızı söylemiştik.” (Kürt Açılımı süreci)

“27 Mart 2012 tarihli TBMM grup toplantımızda; terörle mücadeledeki zafiyetin, bölücülüğe verilen siyasi kredilerin ve küresel hesaplara uydu olunmasının millet ve devlet bekası için önemli sıkıntılara yol açtığını ikazla belirtmiştik.” (2012 YPG’nin kuruluşu, 2011-2012 bölgesel Kürt protestoları, açlık grevleri, Uludere, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin güç kazanması)

Bu konuşmada MHP’nin sınır ötesi tehditler üzerindeki ısrarını tarihsel süreç içinde görüyoruz. Konuşmanın sonunda da referandum sloganını belirtiyor:

“Milliyetçi Hareket Partisi 16 Nisan’da demokrasi arenasında millet için evet, devlet için evet, Cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet, Türkiye için evet.”

Devlet Bahçeli’nin 60’ın üzerinde beka kelimesini en çok kullandığı yıl 2017. Ayrıca bu konuşmanın yapıldığı 2017 yılı bölgesel hareketlilik için kritik bir yıl. Çünkü 2017 yılında Irak Bölgesel Kürt Yönetimi bağımsızlık için referandum yapmaya karar verdi.

2017’de bir yandan içeride başkanlık referandumu yapılırken, sınır ötesinde Kürtler bağımsız bir devlet için referandum yapıyordu. Üstelik Suriye’de de bir Kürt devleti kuruluyordu. Bu sınır ötesinde Kürtlerin güçlenmesi MHP’nin neden içerde AKP’yi desteklediğini açıklıyor.

Peki Beka Üzerinden Bu Yakınlaşmaları Nasıl Değerlendiriyorsunuz? Bu Süreç Tahmin Edilebilirse Nasıl İlerleyecek?

MHP’nin beka üzerinden ima ettiği bütünlük, aslında Musul ve Kerkük gibi Misak’ı Milli’yi kapsayan bir politikadır. MHP bunu açıkça ifade etmese de, yeni çıkardığı afişlerdeki dokuz bölge vurgusunun ikisinin sınır ötesini içerdiğini düşünüyorum:

“Türkiye Misak-ı Milli’nin nabız atışının duyulduğu her yerde olmalı, her tarafta adını ve şanını gösterebilmelidir. Ve de Kerkük ve Musul’un statüsü konusunda Türkiye’nin müdahil olması hususunda gereği neyse yapılmalıdır.”(7 Mart 2017)

2025 konuşmalarında da benzer cümleleri kurduğunu görüyoruz: “Türkiye’nin güvenliği Misak-ı Milli haritasının son sınırından başlar.” (7 Ocak 2025)

MHP, ABD’nin Irak operasyonu ile başlayan süreçte Irak’ın parçalanacağı ve bağımsız bir Kürt devletinin kurulacağı tehdidini sık sık dile getirdi. Devamında Suriye’de yaşanan iç çatışmadan da böyle bir olgunun çıkacağını özellikle vurguladı.

“PKK’nın Kandil’den sonra Sincar’a yerleşip burayı ihanetinin merkezi yapma gayesi, peşmergenin bağımsızlık arayışı ve IŞİD’in hâlâ Musul’dan sökülüp atılamaması bütünüyle ortadadır.”

AKP ile asıl çatıştıkları yer, AKP’nin sınır ötesi askeri operasyon yapmayıp Kürt devletlerin kurulmasına göz yumduğu iddiası oldu. Kaldı ki çözüm sürecinin arifesinde AKP, o dönem MHP’nin sınır ötesi operasyon çağrısına sert çıkmıştı. Bunun için 2014, 2015 ve 2016’nın başları, Bahçeli’nin Erdoğan’ı yine beka söylemi üzerinden en sert eleştirdiği yıllardır.

15 Temmuz darbe girişimi, AKP ve MHP ilişkileri için bir milat gibi gözükse de, aslında bu ilişki önceden başlamıştır. Bahçeli eleştirilerinde Erdoğan’ı ve AKP’yi dışlamamış; aksine dediğini yapmaya çağırmıştır. Bu siyaseten eleştirilerin altında, tıpkı bugün Özgür Özel’e yaptığı gibi, istediği noktaya çağrı vardı.

Nitekim Bahçeli’nin 15 Temmuz’dan önceki son konuşmasında (12 Temmuz 2016 grup konuşması), AKP’yi yine PKK ile saf tutmak üzerinden yaptığı sert eleştiri, son eleştirisi olmuştur.

Yenikapı konuşmasında beka söylemi üzerinden şöyle demiştir:

“15 Temmuz’daki darbe teşebbüsünü Ortadoğu’daki kaynama ve altüst oluştan ayrı tutmamak gerekmektedir. Fırat-Dicle su havzalarıyla, enerji ve petrol kaynakları üzerinden yürüyen güç ve şiddet dolu mücadelenin sonunda; Büyük Kürdistan ve Büyük İsrail hedeflerinin tezahürü söz konusudur.”

Yine dış politikaya vurgu yaparak sınır ötesi müdahale çağrısı yapmayı unutmamıştır. 15 Temmuz sonrası yaptığı, “15 Temmuz itibariyle Türkiye’nin siyasi ve sosyal yapısı farklılaşmıştır.” sözleri de izleyeceği yolu göstermiştir.

Yenikapı mitinginden (7 Ağustos 2016) hemen sonra gerekli kararlar alındı ve 17 gün sonra (24 Ağustos 2016) Suriye’nin kuzeyine “Fırat Kalkanı” askeri operasyonu başladı. Bu operasyon, AKP ve MHP’nin bugüne kadar sürecek birlikteliğinin temeli oldu. Böylece MHP, istediğine ulaştı.

Sonraki Süreç Nasıl Gelişti? Beka Söylemi Nasıl Kemikleşti?

Bu birliktelikle, MHP’nin beka tehdidi olarak gördüğü AKP, artık bekayı koruyan bir aktör oldu. Bu kez bekayı tehdit edenler, bu ittifak dışında kalanlardı. Özellikle Suriye’nin iç işlerine karışmayın diyen muhalefet bloğu.

Bu kavram artık siyasi literatüre tamamen yerleşti. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan bir beka sorunudur” dedi. Erdoğan, “CHP bir beka meselesidir” dedi. Artık her şey için beka meselesi kavramı kullanılır hale geldi. İşte “kalkınma beka meselesidir”, “savunma sanayisi bir beka meselesidir” “yabancı hakem beka meselesidir” gibi …

AKP ve MHP’nin bu beka ortaklığı üst üste sınır dışı operasyonları beraberinde getirdi. Zeytin Dalı bunların en kapsamlı olanıdır. Nitekim Cumhur İttifakı 2023 seçimlerini kendilerini beka koruyucuları, Millet İttifakı’nı da beka tehdidi göstererek kazandılar.

Peki Ne Oldu Da Bu Sınır Dışı Operasyonlardan Vazgeçip Yeni Bir Çözüm Süreci Bahçeli Tarafından Başlatıldı? Bu Da Mı Beka İçin?

Evet, bu da beka için. Bahçeli, Ekim ayının başında DEM Parti milletvekilleriyle tokalaştı; üç hafta sonra (22 Ekim) o tarihi çağrıyı yaptı ve süreç başladı. Bu tarihin Esad’ın düşme tarihinden yaklaşık bir buçuk ay öncesine denk geldiğini dikkate alırsak daha doğru bir değerlendirme yapabiliriz. Esad’ın düşeceği Türkiye istihbaratınca 3–4 ay öncesinden biliniyordu. Hatta bunun üzerinden CHP de eleştirildi.

Dolayısıyla Suriye’de oluşacak yeni devlete göre Cumhur İttifakı Türkiye’de bir iç politika belirledi. En başından beri beka kelimesinin bizi götürdüğü yer, Bahçeli’nin iç politikasını her zaman Ortadoğu ve oradaki Kürt hareketliliğine göre belirlemesidir.

Sonuç olarak gelinen noktada, AKP, MHP’nin dediği zamanlarda sınır ötesi operasyonları yapmadı; aksine içeride ve dışarıda bir Kürt açılımı süreci yürüttü. Bu da Kürtlerin küçük de olsa devletleşmesini sağladı. MHP’ye göre AKP hizaya geldiğinde ise artık iş işten geçmişti ama yine de kapsamlı bir süreç yürütüldü.

Suriye’de merkezi yönetimin düşmesiyle, Türkiye’nin iktidara gelmesi için başından beri desteklediği HTŞ’ye operasyon yapamaz; aksine toprak bütünlüğünü sağlamasına yardımcı olmalıydı. HTŞ de elbette Türkiye’nin sözünü dinleyecek oradaki Kürt devletini kökleşmeden dağıtacaktı. Bu dünyanın terör listelerinde kırmızı bültenle aranan cihatçılara Türkiye kol kanat gerecek, Ortadoğu’da kendi milis gücü olarak kullanacaktı.

HTŞ bu yönde girişimlere başlasa da bir taraftan da başta ABD olmak üzere dışarıya hoş görünmek istiyor, ambargoların kalması için uğraşıyordu. HTŞ yöneticileri sakalları hafif toplatıp kravatı takınca onların da beklemediği bir hızda ABD olanları unutup bu geçmişin kelle avcılarını muktedir devlet yöneticileri olarak gördü. Doğrusu, meşrulaşmaları için elinden geleni de yaptı. Elbette birkaç şartları vardı. Bu şartlardan biri Kürtlerin varlığını tehdit edecek girişimlerde bulunmamalarıydı. Böyle olunca HTŞ, merkezi bir yönetim olma hedefiyle Kürtleri yok etmek yerine, bütünleşme yoluna gitti. Cumhur İttifakı’nın planları tutmamış ama daha bir şey de bitmemişti. Bu sefer HTŞ’den bölgedeki Kürtlerin silahlarına el konulmasını, sivilleştirilmesini istiyordu. (buna yanaşmayan YPG’yi belki Öcalan ikna edebilirdi)

Durum böyle olunca MHP’nin beka kâbusu gerçeğe dönüşüyor gibiydi. Sınır ötesi operasyonlar bitmiş, Kürtler güç kazanmaya başlamıştı. Parçalanan Suriye’den Kürtler de payını alıyordu. (Irak’ta olduğu gibi) Öte yandan İsrail bölgedeki varlığını kalıcı hale getiriyordu. ABD, İsrail, Kürtler ve Dürziler arasındaki ittifak güçleniyordu. HTŞ, her ne kadar Türkiye’nin dostluğunu kaybetmemek için Kürt varlığını ortadan kaldırmayı istese de ABD ve İsrail’in isteklerine boyun eğmek zorunda kalıyordu.

Bunun yanı sıra Irak Bölgesel Kürt Yönetimi artık kurumsal kimliğini oturtmuştu. İran’a müdahale an meselesiydi ve oradaki Kürtlerin de büyümesi öngörülüyordu. Durum böyle olunca, tarihî olarak tarif edilen üç parçada Kürtler kısmen hedeflerine ulaşmış, yalnızca Türkiye kalmıştı.

MHP tarafından sözde Türklüğün ve Türkiye’nin bekası için yeni bir strateji belirledi. Tüm Kürtlerin belli bir noktada sözünü dinlediği Öcalan gibi bir koz kullanılmak istendi. Gerçekten üç ülkede (İran, Irak ve Suriye) arkasına ABD ve İsrail’i alan Kürtler hem prestij hem de mevzi kazanmaya devam ediyordu. Artık Kürtleri istedikleri yere yönlendirmenin tek çaresi İmralı gibi gözüküyordu.

Burada hedef PKK’ya silah bıraktırıp terörsüz bir Türkiye inşa etmek değil, Öcalan üzerinden sınır ötesi Kürt hareketliğini kontrol etmekti. PKK’nın üst düzey kadrolarının Türkiye’ye getirilmesi demek, başka ülkelerde süren Kürt hareketliliğinin etkilenmesi demekti. Çünkü PKK’nın Irak, İran ve Suriye üzerinde de ciddi bir etkisi, hatta kontrolü olduğunu söylemek yanlış olmaz. Şu an Öcalan üzerinden üç ülkedeki Kürtlere emir veriliyor. Burada meselenin PKK’yı çok aşan bir noktada olduğunu anlamak lazım.

Nitekim sürecin Bahçeli’nin istediği gibi gitmediği de yaptığı açıklamalardan anlaşılıyor. Son yaptığı açıklamada “27 Şubat 2025 tarihinde PKK’nın kurucu önderi tarafından yapılan “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı bölücü terör örgütünün bütün bileşenleri için bağlayıcı mahiyettedir. SDG/YPG bu çağrıdan muaf ve istisna değildir.” diyerek Kürtlerin Öcalan’ın çağrılarına uyması gerektiğiyle ilgili telkinde bulundu.

Çünkü Suriye’deki Kürtler HTŞ’nin istediği gibi silahlarını bırakıp merkezi yönetimle birleşmiyor.

Bahçeli bununla ilgili de açıkça sınır ötesi harekâtla tehdit ediyor:

“SDG/YPG’nin Suriye yönetimi ile 10 Mart 2025 tarihinde imzaladığı mutabakat zaptına riayet ve gereğini harfiyen yapması, aksi halde Ankara ile Şam’ın ortak iradesiyle askeri müdahalenin kaçınılmaz hale geleceği herkesçe bilinmelidir. Sözün yapamadığını yeri gelirse nice kahramanlık sahneleri başaracaktır.”

Bu tehdit aslında Dem Parti ve Öcalan’a da yapılmış bir tahdittir. Bahçeli açıkça eğer SDG/YPG silah bırakmazsa yani Öcalan sözünü dinlettiremezse barış süreci biter, operasyonlar başlar diyor. Bu da aslında terörsüz Türkiye söyleminin ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor.

Sonuç olarak ne söylemek istersiniz?

MHP sınır ötesindeki Kürt hareketliliğinin gideceği yeri tahmin etse de AKP’ye söz geçiremedi. Geçirdiği zaman da iş işten geçmiş, Kürtler büyük ölçüde hedeflerine ulaşmıştı. Bahçeli, Erdoğan’ın halk üzerindeki gücünü ve yetkilerini kullanarak Kürtleri kontrol etmek istedi, olmadı. Bu sefer kontrol edilmesi gereken Erdoğan değil, Öcalan’dı. Bunun için süreç başladı.

Burada şunu anlıyoruz: Bahçeli birdenbire böyle bir hamle yapmadı. Bu süreç örüldü ve bunda Cumhur İttifakı’nın sınır ötesi operasyonlarda istediğini alamaması etkili oldu.

Cumhur İttifakı’nın sözde devletin ve milletin ebedi kalıcılığı, yani bekası için aldığı bu kararlar yine dış politikaya göre değişecektir. Örneğin Suriye’de HTŞ düşer ya da Türkiye’ye karşı bir tutum alırsa ülkede barış süreci yine rafa kalkar ve sınır ötesi harekât başlar.

Sonuç olarak, beka kelimesi MHP’nin siyasetinde, iç ve dış politikayı birbirine bağlayan temel kavram haline gelmiştir. Yıllar içinde değişen ittifaklar, hedefler ve söylemler bu kavram etrafında yeniden tanımlanmış; Türkiye’nin Ortadoğu’daki gelişmelere verdiği tepkiler, sınır ötesi operasyonlardan çözüm sürecine kadar uzanan geniş bir yelpazede “beka” gerekçesiyle meşrulaştırılmıştır. Bugün gelinen noktada beka, yalnızca devletin varlığına dair bir güvenlik söylemi değil, siyasi yönelimleri belirleyen ve ittifak siyasetini şekillendiren en güçlü politik anahtar olarak kullanılmaktadır.

Kelimeler sadece ifade değil, istikamettir.

Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...

Önemli haberleri ve güncellemeleri kaçırmamak için SonTurkHaber.com'ı takip edin.
seeGörüntülenme:82
embedKaynak:https://halktv.com.tr
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 16 Eylül 2025 05:06 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Gözaltındaki Mehmet Kenan Tekdağ dan Jandarma da dikkat çeken hamle! Can Holding soruşturmasında firari isim yakalandı, gözaltı sayısı arttı

14 Eylül 2025 17:09see248

Kartalkaya yangını davasında, 78 kişiyi olası kastla öldürmek suçundan ceza istendi: Olursa olsun’ amntığıyla risklerin önüne geçmediler!

16 Eylül 2025 01:05see150

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Diplomatik gayretlerimizi İsrail e yaptırım uygulamalarının artması için yoğunlaştırmalıyız

15 Eylül 2025 19:46see144

2025 KPSS A Grubu Alan Bilgisi sınav sonuçları ne zaman açıklanacak, ÖSYM tarih verdi mi? KPSS A Grubu Alan Bilgisi 1., 2., 3. oturum sonuç tarihi

14 Eylül 2025 07:26see136

Düğün konvoyundaki araç nehre düştü, 19 kişi hayatını kaybetti Sözcü Gazetesi

15 Eylül 2025 05:13see135

Almanya’daki fuarda yalnızca yeni modeller değil teknolojiler de ön plandaydı... Münih’te teknoloji yarışı

15 Eylül 2025 07:22see133

Bahçeli ye rağmen AKP nin yaptığına çok sert tepki

14 Eylül 2025 16:10see129

Çok sarhoş pilot uçağı birbirine kattı: Kalkış iptal edildi, uçak geri döndü Sözcü Gazetesi

14 Eylül 2025 07:38see127

Trafikte başlayan tartışma kavgaya dönüştü

14 Eylül 2025 14:37see124

ABD basınından gündem yaratacak iddia! İsrail, Trump ı dinliyor... Trump, Netanyahu nun gazabından korkuyor

14 Eylül 2025 09:56see121

Amerikalı UFC dövüşçüsü İsrail e sert sözlerle tepki gösterdi: 11 Eylül saldırılarını onlar yaptı

14 Eylül 2025 21:53see116

Prof. Dr. İlber Ortaylı’dan devlet okullarında istenen ödemelere tepki: Daha fazla ısrar edilirse okulun idaresi ve aile birliği mafyanın eline düşer!

14 Eylül 2025 09:04see116

Viyadükte sıkışan kediyi kurtarmak isterken otomobil çarptı

14 Eylül 2025 09:39see116

CHP de kurultay davası bugün! İşte muhtemel 5 senaryo

15 Eylül 2025 07:46see116

VAR golü iptal etti, kırmızı kart çıktı! Sözcü Gazetesi

14 Eylül 2025 19:33see114

Hürriyet yazarı Yalçın Bayer’den CHP’ye: Sinirlenen televizyona çıkıyor, meydan okuyor, buna bir düzenleme yok mu?

14 Eylül 2025 10:44see113

Ani kalp ölümleri yükselişte

14 Eylül 2025 07:18see113

Nepal de firar eden 3 bin 723 mahkum yakalandı

14 Eylül 2025 20:59see113

Batman da hafif ticari araca silahlı saldırı: Anne, baba ve 2 çocuğu öldü Batman Haberleri

15 Eylül 2025 01:21see112

Trampolin Cimnastik Kulüpler Arası Türkiye Şampiyonası Samsun da yapıldı Samsun Haberleri

15 Eylül 2025 17:40see111
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları