Taraf Değiştiren Kelimeler: Millet İradesi
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Taraf Değiştiren Kelimeler: Millet İradesi
“İttifaklar ve İmamoğlu’nun yükselişiyle “millet” taraf değiştirdi. 19 Mart Darbesi ile de “irade”… ‘Millet İradesi’ kavramı yaklaşık 75 yıl sonra sağa karşı kullanılan bir sol söylem haline geldi. Bu olaylarla birlikte cunta kelimesi de gündem yarattı. Ona da sonra bakalım…”
Eğitimci yazar Sercan Çelik ile dil ve siyaset üzerine özelde de ‘Millet İradesi’ kelimesi üzerine konuştuk.

Merhaba Sercan hocam, dil ve siyaset üzerine çalışıyorsun. Peki kelimelerin siyasette seyri nasıldır?
Dil siyasetin yönünü belirleyen bir etkiye sahiptir. Her siyasetçi tıpkı bir yazar ya da şair gibi zamanla kendi üslubunu oluşturur. Bugün “eyyy” diye bir ses duyduğumuzda hemen aklımıza Erdoğan gelir ya da gırtlaktan söylenmiş bir “yapacağız” duyduğumuzda İmamoğlu.
Bazı kelimeler ise sadece liderle değil ideolojik taraflarla da bütünleşir. Karşınızdakinin “millet” ya da “halk” kelimelerinden hangisini tercih ettiğine üzerinden onun ideolojik yakınlığı hakkında fikir yürütebilirsiniz.
Bilindiği üzere siyaset sahnesi taraf değiştirimleriyle meşhurdur. Siyasetçiler, bugün siyaseten ağır hakaretler ettikleri partinin yarın en ateşli savunucuları olabilirler. İşte kelimeler de aynı insanlar gibi olaylara, durumlara ve zamana göre saf değiştirir. Merkezi sağla ya da sosyal demokratlarla özdeşleşen onların doğal dil dünyasının bir temsili olan kelimeler bir anda karşı tarafın kelimeleri olur. Ben buna “Saf Değiştiren Kelimler” diyorum.
Bazen de siyasi taraflar, rakiplerinin dilinden en sık kullandığı kelimeleri bilinçli olarak almaya çalışır. O kelimeyi halkla kurdukları köprünün ayakları olarak görürüler.
Okuyucularımızın zihninde somutlaşması için bunu bir örnekle açıklayabilir misiniz?
Buna çok örnek verilebilir ama güncel olduğu için ‘Millet İradesi’ kelimesi ile başlayalım.
Savaş Kazandıran Kavram: Millet İradesi
“Millet İradesi” kelimesi özellikle kurtuluş savaşında karşılık bulan “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.” gibi kurtuluş savaşını örgütleyen sözlerin kısaca ifade edilmiş hali olarak görülebilir. Sonrasında “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sloganı olarak meclisin kurulma felsefisini de olmuştur. Kurucu iradenin hem savaştan önce hem de savaştan sonra bayrak bir ifadesi olarak tarihte yerini almıştır. Keza Samsun Genelgesi’nde nerdeyse tanımı kullanılan kelime ilk olarak 1923 meclis açılışında Atatürk tarafından bu sefer saltanatın kaldırılması ve Cumhuriyet’in kurulması için kullanılacaktı. “Milletin iradesinin üzerinde hiçbir güç yoktur.” sözü ‘Millet İradesi’nin siyasi hayatımıza tam olarak girmesini sağladı.
Peki geçmişten günümüze bu kavram nasıl bir yol izledi, kimlerin diline dolandı?
‘Millet İradesi’ o günden bugüne birçok kez saf değiştirdi ve değiştirmeye devam ediyor. Böyle giderse devam edecek gibi… Kurucu iradenin kullandığı ve halk tarafından sevilen bu kavram ilerleyen zamanda onlarında sonunu getirecekti. Kurucu irade saltanatı ortadan kalkıp Cumhuriyeti kurunca kısmi olarak demokratik görünüş elde edildi. Bu dönem tam olarak demokrasiye geçiş için bir süreç olarak görüldü. Ancak zaman geçti ama geçicilik geçmedi. Meclisin kurulmasının üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen ülkeyi tek parti yönetiyor ve karşı partilerin kurulmasına da müsaade edilmiyordu. Koruyucu ve kurucu refleksle benimsenin bu politika, dışarıdan gelen baskıyla değişti.
Milli Şef İsmet Paşa, çok partili hayata geçilmesi için çalışmaları başlattı. Ancak karşıdakilerin hiç de öyle birkaç hizip hareketine benzen yanları yoktu. Nerdeyse CHP ile taban tabana zıt düşünüyor, Cumhuriyet değerleriyle kavga ediyorlardı. Bunu gören kurucu irade seçimi öne olarak daha Demokrat Parti örgütlenmeden seçim yapıp zafer kazandı. Bu zaferle hem çok partili hayata geçildi hem de çok partili hayat dört yıl ertelendi.
Millet İradesi Sağ Şeritte
Dört yıl sonra gerçeksen seçimlerde Demokrat Parti bu sefer kurucu iradeye savaş kazandırmış kavrama göz dikti. Milletin iradesi çoğunluğun aza hükmettiği tekçi anlayış değildir, dediler ve o meşhur el işaretini yapıp “Yeter, Söz Milletin” diyerek seçim propagandası yürüttüler. Ve beklenen bir başarıyla ile başa geldiler. Kurucu iradenin yıllarca saltanat heveslilerine karşı kullandığı bu kavram artık merkez sağın kurucularının eline geçerek onların kavramı oldu.
Demokrat Parti’nin kesintisiz tek başına iktidarı yine ‘Millet İradesi’ni iktidarın iradesi haline getirdi. Çoğunluğun aza hükmettiği bir sisteme döndü. Nitekim bir darbeyle “vatana ihanet” ile suçlanan sağın kurucuları hem görevden hem de hayattan alındı. Bu darbe ‘Millet İradesi’ni sağın dilinde iyice kemikleştirdi.
Millet İradesi ve AKP
Bu darbeye ve Cumhuriyet değerlerine kin, Demokrat Parti’yi de aşacak şekilde yükseldi. CHP bir daha iktidara gelemedi. AKP dönemine kadar sağ da tam olarak iktidara gelemedi. İktidar iki taraf arasında paylaşıla paylaşıla yürütüldü.
Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken görevden uzaklaştırıp hapse gönderilmesi, ‘Millet İradesi’ni daha kurulmamış bir partinin sloganı haline getirdi. ‘Millet’ kelimesini ağzından düşürmeyen Erdoğan, her seferinde tek güç kaynağının ‘Millet İradesi’ olduğunu ifade ediyordu. Türkiye siyasi tarihinin büyük kırılma anlarından biri bu şekilde gerçekleşti.
AKP kimilerine göre talihli olaylar serisiyle, kimilerine göre dip dalgayla ve kimlerine göre çalışmayla ilk seçiminde tıpkı Demokrat Parti gibi tek başına iktidar oldu. Onların da bu tırmanışta en güçlü halatı ‘Millet İradesi’ydi.
Önceki darbelerden ve antidemokratik uygulamalardan dem vuran AKP, devletin bütün kurumlarına yerleşerek tek parti ve tek adamlığını kurumsallaştırdı. Özellikle Erdoğan’ın yüksek oylar alması ‘Millet’ ve ‘Millet İradesi’ kavramlarını kendiyse özdeşleştirdi. Milletin iradesinin üzerinde güç olmadığını söyleyen Erdoğan, yüzde bir iki fazla oy alarak geri kalan herkesi yok saydı. Demokrasi zaferleri diye adlandırıldığı süreçlerle demokrasiyi harbeye çevirip işine yarayanı işine yaradığı gibi aldı. Ancak ‘Millet İradesi’nin ondan da ayrılma zamanı gelmişti.
İttifaklarda Kelime Savaşları: Millet-Cumhur- Halk
AKP’nin tek başına iktidar olmaması, CHP’nin tek başına yıllarca iktidarı yıkamamışı Türkiye’de ittifaklar dönemini başlattı. Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun AKP’nin yarattığı sert bloklaşmayı yıkma çabası bu dönemin oluşmasına vesile oldu.
Bu ittifaklar oluşunca CHP geçmişteki imajını kırmak ve sağı da kapsamak için ‘Millet’ kelimesini seçti. Erdoğan’ın klasikleşmiş söylemi bir anlamda CHP tarafından ele geçirildi. Bu benzer kelimelerden sosyal demokratlar genellikle “halk” kelimesini kullanırdı. Durum böyle olunca AKP sözde sistemini de özetleyen Cumhur İttifakı’nı isim olarak seçti. Bilindiği üzere bu iki kelime eş anlamlıdır. Geriye benzer anlamda bir tek halk kaldı. Onu da DEM Parti’nin (o zamanlar HDP) öncülük ettiği bir ittifak alacaktı fakat olmadı.
Sonuç olarak “millet” yavaş yavaş sağdan sola doğru şerit değiştiriyordu. Sıra ‘İrade’deydi.
Millet İradesi Sol Şeritte
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’den bağımsız “millet” kelimesini en başından tercih etmiş birisiydi. İkinci başkanlık döneminden sonra artık Erdoğan ile aynı perdeden konuşuyordu, üstelik benzer kelimelerle…
CHP’nin yerel seçimlerde çok da ön görülemeyen başarısı AKP’yi paniğe sürükledi. İmamoğlu’nun tırmanışı, Erdoğan’ın adaylık problemleri beklenildiği gibi Türkiye siyasetini sertleştirdi. AKP elindeki bulundurduğu aparatları test etmeye başladı. Daha konuşma bitmeden başlatılan soruşturma, ilçe belediye başkanlarına tutuklama, Kent Uzlaşısı üzerinden kayyum ve derken diplomanın iptali. Elbette İmamoğlu’na giden köprüler kuruldu, sular aktı.
Muhalefetin 19 Mart Darbesi olarak adlandırdığı süreçte İmamoğlu bir şafak operasyonu ile rehin alındı. Sadece o değil, onun gibi geleceği parlak bürokratlar da içeri alındı. Sonrasında da operasyonlar devam etti. Nerdeyse CHP’nin İstanbul’da kazandığı bütün ilçe belediye başkanları tutuklandı. (belki de operasyonlar şu an devam ediyordur.) 31 Mart 2024 sonra yaklaşık bir buçuk ayda 15 CHP’li, 11 DEM Partili olmak üzere toplamda 26 belediye başkanı tutuklanarak görevden uzaklaştırıldı. 25 milyon gecik bir nüfusu yöneten belediye başkanları gizli tanık ifadeleri şafak operasyonları ile içeri alındı.
Bu olaylar ‘Millet İradesi’ kelimesini tamamıyla muhalefetin söylemi haline getirdi. Muhalefet ülke genelinde “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingleri yaptı ve yapmaya devam ediyor. Yıllarca ‘Millet İradesi’ üzerinden propaganda yapan iktidar, bu iradeyi yok saydı.
Sonuç olarak İttifaklar ve İmamoğlu’nun yükselişiyle “millet” taraf değiştirdi. 19 Mart Darbesi ile de “irade”… ‘Millet İradesi’ kavramı yaklaşık 75 yıl sonra sağa karşı kullanılan bir sol söylem haline geldi. Bu olaylarla birlikte cunta kelimesi de gündem yarattı. Ona da sonra bakalım…Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...


