Tel Aviv yumuşak gücünün sonuna mı geldi? Düşünce Günlüğü Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Prof. Dr. Ainur Nogayeva - Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi
18 Eylül’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK), Gazze’de derhal ve kalıcı bir ateşkes ve sınırsız insani yardım erişimi talep eden yeni bir karar tasarısı ABD tarafından veto edildi. Şimdiye kadar elindeki tüm siyasi, askeri imkanlarıyla İsrail’i şartsız kayıtsız destekleyen
ABD yönetimi ve İsrail’in bu ortak gücünün üstünde başka bir gücün olduğunun farkında değiller.
Katil Netanyahu hükümetinin komşularına uyguladığı soykırım ile bölgedeki saldırganlığının yani sert güce dayanması, küresel çaptaki yumuşak gücünü telafisi zor bir konuma getirmiş durumda. Yıllarca “yumuşak güç” sıralamalarında üst sıralarda yer alan İsrail kendi elleriyle bunu sıfırladı.
Uzun akademik tanımlara girmeden “cazibelik” diye tarif edebileceğimiz yumuşak güç açısından İsrail birçok alanda önde olduğundan “cazip ülke” konumundaydı. Özellikle sinema ve sanat yoluyla İsrail’in teknolojiden, tarıma, kozmetikten eğitime birçok sektördeki başarılarıyla olumlu imajı öne plana çıkarılmaktaydı.
İTİBAR EROZYONUNA UĞRADI
7 Ekim 2023’te HamasIn gerçekleştirdiği operasyondan sonra tıpkı ABD gibi “önce güvenlik” sloganıyla hareket eden İsrail hükümeti, uzun süredir “açık hava hapishanesine” çevirdiği Filistin’e havadan, karadan saldırılar gerçekleştirmeye başladı. Bununla da yetinmeyip farklı bahanelerle başta Lübnan, Suriye, İran olmak üzere 7 ülkeye askeri müdahalede bulundu.
Uzmanlar, Askeri çatışmalara giren, yani sert güce ağırlık veren ülkelerin başını çeken İsrail’in yumuşak güç puanlarının Gazze işgaliyle birlikte hızla düştüğünü vurguluyor. Nitekim İsrail, yumuşak gücün önemli başlıklarından sayılan “itibar” göstergesinde 42 basamak gerileyerek 121. sıraya indi. Yani İsrail’in yenilik/inovasyon, diaspora, kültür, eğitim gibi alanlardaki yumuşak gücün varlığına rağmen, kamuoyu algısı bu çatışma döneminde hızla erozyona uğramış durumda.
TELAFİSİ İMKANSIZ
Günümüzde askeri harekata ve zulme devam eden İsrail hükümeti; sağlık, eğitim, tarım, inovasyon gibi başarılarıyla dünyada sağlamış olduğu olumlu imajını 2 yıla yakın sürdürdüğü saldırgan ve sert güce dayandırdığı tutumuyla tersine dönüştürerek “insanlıktan mahrum bir bebek katili” olarak anılmaya başlanmıştır.
Yani İkinci Dünya Savaşı sonrası milyonlarca halkını kaybetmiş, bu “mağdur” kozunu da kullanarak Arap ülkelerinin ortasına adeta bir diken gibi saplanarak Ortadoğu’da bir devlet kuran İsrail, günümüzde 70 bine yakın sivili katlederek sadece yanı başındaki komşusunun topraklarını zapt etmekle kalmıyor, istilacı söylem ve eylemlerle tüm bölgeyi tehdit ediyor.
Sert güç, füze, uçak ve bomba gibi sayısal verilerle ölçülebilir. Yumuşak güç ise “gönülleri kazanma” kapasitesine dayanır ve ölçümü daha karmaşıktır.
Yine de sıralamalarda “itibar”ın yanı sıra “iş birliği”, “dış politika” ve “hükümet politikası” gibi göstergeler esas alınır. Bu bağlamda, İsrail’in saldırganlığı ve acımasızlığı bu göstergelerdeki imajını derin biçimde zedelemiştir.
İNSANLIK SINAVI
Şu ana kadar yaşanan savaşlar, savaşta öldürülen siviller hep olmuştur, etnik soykırımlar da yaşanmıştır -Afrika’dan Balkanlar’a kadar, ancak hiçbirisi Gazze’de yapılanlar kadar acımasız olmamıştır.
Hepimiz modern dünyada yaşıyoruz, yüksek teknolojileri ve medya imkanlarını kullanıyoruz; güçlü ordularımız ve akıllı insanlarımız var. Ancak bunlara rağmen İsrail’in bebekleri katletmesini, sivilleri bilinçli olarak açlığa maruz bırakmasını, açlıkla cezalandırdığı insanları gıda dağıtım noktalarında keskin nişancılarca bilinçli hedef alması, dünyanın en yoğun nüfusuna sahip bölgedeki sivilleri zorla göç ettirmesi gibi insani hukukunun ihlal edişini canlı olarak izliyor, ama hiçbirine engel olamıyoruz. Yine de susmamalıyız, çünkü Gazze bir insanlık sınavı haline gelmiştir.
UMUDUN FİLOSU SUMUD
Adını “Kararlılık” anlamına gelen Sumud’tan alan, Gazze ablukasını delmek ve açlıktan kırılan Filistinlilere gıda götürebilmek için yola koyulan bir vicdan filosu dünyanın farklı ülkelerinden gelen aktivistlerden oluşuyor. Küresel Sumud Filosu, Gazze ablukasını kırabilir veya kıramayabilir, ancak bu şekilde kırktan fazla ülkenin vatandaşını bir araya getirmiş olan bu Filo, İsrail’in dünyadaki olumlu imajını ve mazlum algısını çoktan kırmıştır.
Filonun dünya kamuoyunun vicdanının sesi olarak yelken açması aslında bir temsildir: Filoda yer alan katılımcıların ifadesiyle, Filonun içinde yer almak, temenni ve dualarıyla destek veren vicdan sahibi toplulukların bir temsilcisi görevini üstlenmek anlamına geliyor.
Bu filonun tüm engellere rağmen yelken açması, ülkelere hükümetlere halklara bağlı kalmaksızın insani duygularla, vicdanın çağrısı üzerine yola çıkması sadece günümüze değil, yarınlara ve tarihe derin bir iz bırakacak niteliktedir. Bu filoya destek verenlerle onu görmezden gelenler arasında
yıllar sonra vicdani bir hesaplaşma olacaktır.
Unutmayın, zalime sessiz kalmak onu teşvik etmekle aynıdır!


