‘Temiz tuvalet’ köy okullarına taşınıyor
Hurriyet sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Sosyal sorumluluk projelerinin etki ölçümü denildiğinde ayrı bir yere konuluyor ‘Temiz Tuvalet kampanyası. 25 yıl önce OPET’in akaryakıt istasyonlarında başladığında ilk rahat nefesi tur operatörleri almıştı. Hepsinin en büyük şikâyetiydi çünkü muhteşem Anadolu mirasını dünyanın dört bir yanından gelen turistlere gösterirken yaşadıkları tuvalet mahçubiyeti. Başlarda projeyi ‘Ne gerek var’ diye eleştiren OPET bayileri de zamanla bu ‘basit’ meselenin ciroya etkisini görünce gönüllü Temiz Tuvalet elçileri oldular. Hatta öyle ki bu gelir artışı sektördeki diğer firmaların da kolları sıvamasına neden oldu. Kısa süre sonra akaryakıt istasyonları arasında temiz tuvalet rekabeti başladı.
Geçtiğimiz hafta projenin yaratıcısı OPET Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Öztürk ile bir araya geldik. TOBB gibi birçok sivil toplum kuruluşunda önemli görevler üstlenen Öztürk, gerçek mesleği olan öğretmenliğin de etkisiyle iş hayatından sağlığa, turizme kadar birçok alana nasıl projeyi yaydıklarını anlattı. Aldıkları yurtiçi ve yurtdışı ödülleri sıraladı.
150 MİLYON DOLARLIK TEMİZ TUVALET
Bu yolculuğun neredeyse tamamına şahitlik etmiş bir gazeteci olarak bilgilerimizi tazeleyen bir sohbet gerçekleştirdik Öztürk ile. Ama malum soruyu yöneltmekten de geri durmadık: Sırada ne var?
Nurten Öztürk’ün verdiği yanıt gerçekleri bir kez daha yüzümüze vurdu. “25 yılda 150 milyon doları aşan kaynak aktardık bu projeye. Ama ne yazık ki hâlâ aksamalar var, gidilecek çok yol var” dedi. Çünkü en zoru davranış değişikliği yaratabilmek. Bu yüzden olayı daha da derinlere, toplumun ‘çocukluğuna’ götürmek gerektiğinin altını çizdi. Okullarda zaten ‘Temiz Tuvalet’ eğitimleri yürütülüyordu. 77 bin okulda 1 milyon öğretmen ve 20 milyon çocuğa eğitimler verildiğini belirtti Öztürk. “Ancak gördük ki bazı köy okullarında tuvalet ihtiyacı ciddi boyutlarda. Hem eğitim tarafı var işin hem de standardı yüksek tuvalete erişim tarafı. Ne yazık ki bina içinde tuvalet olmayan ilkokullarımız var. Ya da bazı okullarda tuvalet var ama şartlar çok kötü” dedi.
Bu ihtiyaçları görünce ‘Sürdürülebilirlik insanla başlar’ deyip kolları sıvadıklarını anlattı Öztürk. Zaten Milli Eğitim Bakanlığı ile geçmişten gelen bir işbirliği varken bunu yeni bir projeyle genişletmek üzere adım attıklarını söyledi. Projenin köy ilkokullarına da yöneldiğini anlatan Nurten Öztürk’e göre üç yılda 60 köy ilkokulunun tuvaleti yapılacak.
ALAFRANGA ŞARTI
Şu bilgileri verdi Nurten Öztürk: “TSE’de tuvalet standardı koodinatörüyüm. OPET standardı var. Standartları düşüren ne varsa OPET’in sosyal sorumluluk proje konusu. Şu anda 11 sosyal sorumluluk projesi yapıyoruz. Köy okullarıyla projemizde de alaturka tuvalet olmaz dedik. Çünkü hijyen olmuyor. Alafranga tuvalet şartı getirdik. Bu şekilde uygulanacak. ”
‘ANADOLU BURSİYERLERİ’NE BAŞVURMAK İÇİN SON HAFTA
Türkiye’nin dört bir köşesinden üstün başarılı öğrencilere yeni kapılar açan Anadolu Bursiyerleri programı, 2011’den bu yana yüzlerce gence ulaştı. Koç Üniversitesi’nde dönemin efsanevi rektörü Prof. Dr. Ümran Savaş’ın, üniversite sınavında ilk 2000 arasına giren görme engelli bir öğrenciye burs vermek istemesiyle başladı her şey. Üniversitenin böyle bir uygulaması olmadığını öğrenince “Senin bursunu ben vereceğim” dedi öğrenciye. Bu, Anadolu Bursiyerleri’nin çıkış noktası oldu. Önceki gün Anadolu Bursiyerleri’nin nereden nereye geldiğini Koç Üniversitesi Kurumsal ilişkiler Kaynak Geliştirme Direktörü Zeynep Başak Çivi ile konuştuk.
Paylaştığı veriler etkileyici. “2011’de beşi Koç topluluğu şirketi, biri de TEB olmak üzere altı bağışçı ve 14 öğrenciyle başladığımız program bugün bin 700 öğrenciye ulaştı. Bu süreçte 350’nin üzerinde kuruluş bağışçı oldu. Bugüne kadar 600 mezunumuz var. Kimi cerrah kimi Harvard’da akademisyen. Daha da güzeli bursiyerlerimiz artık programın bağışçısı durumunda” diye anlattı geçen 14 yılı.
MENTÖRLÜK DE VERİLİYOR
Anadolu Bursiyerleri programına üniversite sınavında tam bursu kıl payı kaçıran, ilk 10 bin arasına giren öğrenciler kabul ediliyor. Zor bir seçim süreci var. Geçen yıl 8 bin başvuru aldıklarını belirten Çivi, bunların 300’üyle mülakat yaptıklarını söyledi. Halen üniversitede okuyan bin Anadolu Bursiyeri var. Hatta birkaç yıl önce üniversite birincisi de bu bursiyerler arasından çıkmış. Çivi yaratılan değeri şöyle anlattı: “Programın ilk mezunu Batman’dan gelmişti. Ailesi küçük bir köydeydi. Eti’nin bursuyla okudu. P&G, Eti gibi şirketlerden iş teklifi aldı ama o köyüne döndü. Rol model oldu. 2 binin üzerinde mezun bağışçımız var. Yani bin 612 öğrencinin 23’ünü onlar okutuyor. Bağışçılarımız mentörlük de yapıyor. Müthiş bir tersine mentörlük de yürütülüyor.”
ENDOWMENT MODELİ İLE YATIRIM YAPACAKLAR
MIT, Harvard gibi okulların uyguladıkları bir finansman şekli var: Endowment modeli. Özetle toplanan bağışların enflasyon vs gibi ekonomik koşullarda erimemesini, tam tersine çeşitli yatırım araçlarıyla büyütülmesini içeriyor. Zeynep Başak Çivi, Koç Üniversitesi olarak bu modele geçtiklerini söyledi. Amaçlarını ise şöyle anlattı: “Adını ‘Etki İçin Katkı’ koyduğumuz bir kampanya başlattık. En iyi akademisyenlerin, en iyi öğrencilerle en iyi araştırma ortamlarında çalışmalarını sağlayacağız. Kaynağı da Endowment modeli ile sağlayacağız. Bunu bağışçılarımıza anlatıyoruz. Hayalimiz çığır açan bir buluşun üniversitemizden çıkmasına destek olmak.”


