Trump, Netanyahu’yu kurtarabilecek mi? Abdullah Muradoğlu
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
“Önce Amerika”
diyen ABD Başkanı Trump’ın “
canî
Netanyahu
”yu kurtarmak gibi ‘büyük’ bir derdi var. Netanyahu hakkında rüşvet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanmaktan üç ayrı dava açılmıştı. Bu davalar Netanyahu’nun yasal geciktirme taktikleri nedeniyle dört yıldır devam ediyor. Netanyahu’nunsa kendini kurtarmak için feda etmeyeceği
bir şey yok.
Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Trump binlerce Filistinli çocuğun katili olan Netanyahu’yu ‘Büyük Kahraman’ olarak nitelemekle kalmadı, ayrıca yargılandığı davalardan affedilmesini istedi. Trump bu paylaşımında,
“İsrail’i kurtaran ABD’ydi, şimdi de Bibi Netanyahu’yu kurtaran ABD olacak. BU ‘ADALET’ REZALETİNE İZİN VERİLEMEZ!”
diyordu.
ABD’nin İsrail’i korumak ve desteklemek için yılda milyarlarca Dolar harcadığını belirten Trump, Netanyahu’nun affedilmemesi halinde bu yardımı durdurabileceğini ima ediyordu. Böylece Trump ABD olmadan İsrail’in ayakta kalamayacağını da hatırlatıyor. ABD yardımını Netanyahu’nun affedilmesi koşuluna bağlayan Trump İsrail’i en zayıf noktasından yakaladı.
Netanyahu’nun davası bu hafta görüşülecekti. İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Netanyahu’nun talebiyle İsrail’in istihbarat şefleri devreye girerek Mahkeme’den duruşmanın iki hafta süreyle ertelenmesini istemişler. Mahkeme ise duruşmayı sonraki haftaya ertelemiş.
Başbakanlığının devam etmesi kabinesindeki en aşırıcı Siyonistler’e bağlı olan Netanyahu
Hamas’la
kalıcı bir ateşkes ve rehine anlaşması yapmaktan kaçıyordu. Trump, affedilmesini sağlayarak Netanyahu üzerindeki baskıyı kaldırmak istiyor olabilir. Nitekim İsrail medyasında Trump’ın İsrail Cumhurbaşkanından resmen af talep edebileceğine dair haberler yer aldı.
Netanyahu, Trump’ın İran’ın sivil nükleer tesislerini bombalamasını sağladıysa da daha fazlasını elde edemedi. Oysa Netanyahu İran’la geniş kapsamlı bir savaş beklentisi içindeydi. Trump ise kendi kampındaki ihtilaflar sebebiyle daha fazla ileri gidemeyeceği mesajını vererek Netanyahu’nun bölgeyi kaosa sürükleyecek olan plânını akamete uğrattı.
“
Neoconlar
” da, ABD Kongresi’ndeki İsrail yanlısı şahinler de Trump’ın İran’la büyük bir savaş yapmasını bekliyorlardı. Trump’ın askerî müdahaleyi nükleer tesislerle sınırlı tutması bu çevreleri de hayal kırıklığına uğrattı. Trump’ın sırdaşlarından
Roger Stone
28 Haziran’daki yazısında Trump’ın sınırlı saldırısının Neoconlar’ın umutlarını söndürdüğünü vurguluyordu.
Stone, Trump’ın İran’a sınırlı saldırısını ABD’yi daha fazla işin içine sokmaya hevesli olmadığının göstergesi olarak yorumluyor. Stone’a göre Trump, İsrail ve İran arasındaki çatışmaya ABD’nin müdahil olmasına son veren bir ateşkes ilân ederek İran’la savaşa kapıyı kapattı. Trump’ın kampında İran’la savaşa muhalefet eden tarafa destek veren Stone,
“Başkan Trump, rejim değişikliği savaşları başlatmayacağını, Bush’çuluğun savunucusu olmadığını ve destekçilerinin tam güvenini hak ettiğini defalarca açıkça ortaya koymuştur”
diyordu. Trump’ın İran’la gerilimi düşürmesinin “
sonu gelmez savaşlar
”a bir yenisini eklemek isteyen Neoconlar için büyük kayıp olduğunu belirten Stone sözlerine şöyle devam ediyordu:
“Başkan Trump’ı kendi isteklerini yerine getirmesi için manipüle edebileceklerini düşünüyorlardı. Başkan Trump kapıyı suratlarına çarparak karşılık verdi. Bu yönetim her zaman Önce Amerika yönetimi olacaktır ve Neoconlar’ın bu gerçeği değiştirmeye gücü yetmeyecektir.”
İran’la ateşkesin İsrail’e zaman kazandırmayı amaçladığına dair yorumlar da yapılıyor. Buna göre İsrail’in demir kubbesi İran füzelerini durduramadı ve İsrail ciddi hasarlar aldı. Diğer yandan tükenen füzelerin yerine yenilerinin konulması için ateşkes İsrail için gerekli bir mola.
Netanyahu’nun en büyük korkusu hapse girmek. Trump, affedilmemesi durumunda Netanyahu’nun durmayacağını anlamış görünüyor. Bu yüzden
‘İsrail’e yardımı durdurmak’
gibi yüksek bir bahis açıyor. Ne Obama, ne de Biden İsrail için böyle bir bahis açmamıştı.
Netanyahu da Trump’ın bölgeye dair insiyaklarını ve ihtiyaçlarını biliyor. Bu yüzden her ikisi de biribirine fena halde ihtiyaç duyuyor. Trump’ın af mesajları ve Netanyahu’nun bu mesajlara verdiği karşılıklar konuyu aralarında mütalaa etmiş olabileceklerini gösteriyor.
İsrail’lilerin önemli bir kısmı da Netanyahu’dan kurtulmak istiyor. Trump’ın af çağrısıysa İsrail yargısına müdahale olarak görülüyor. Bir hafta daha kazanan Netanyahu ikinci hafta için şapkasından bir tavşan daha çıkarabilecek mi? Trump’ın fendi İsrail yargısını yenebilecek mi?


