Yardımın sonu ticaretin başlangıcı mı? Düşünce Günlüğü Haberleri
Yenisafak sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Eda Gezmek - Araştırmacı- Afrika Çalışmaları
ABD Başkanı Donald Trump’ın, göreve gelir gelmez yaptığı ilk icraatlarından biri dış yardımları, Amerikan ulusal çıkarlarına uygun olmadığı gerekçesiyle, önemli ölçüde azaltmak oldu. Yardımlardaki kesintiler, USAID'in (Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı) programlarının küçülmesine, bazı fonların askıya alınmasına, birçok insani yardım programının yarıda kalmasına neden oldu. Sağlık ve kalkınma gibi önemli alanlarda yardım projelerine bağımlı Afrika ülkeleri, en büyük yardım finansörlerinden biri ABD’den gelen fonların daralmasıyla sarsılırken, Trump 9 Temmuz tarihinde Beyaz Saray’da düzenlediği mini Afrika zirvesinde, yeni dönemde Afrika’yla olan ilişkilerinde yardımın değil, ticaretin öne çıkacağını belirtti.
ABD Başkanı George W. Bush’un dış politikasında, 2000’lerin başında, Afrika ön plandaydı ve ABD, kıtanın en önemli ticaret partneri konumundaydı. Bush döneminde PEPFAR (Başkan’ın AIDS Yardım Acil Durum Planı) gibi programlarla kıtaya yönelik büyük insani yardım programları başlatılmıştı. Trump’ın yeni yaklaşımı çeyrek asırdır süren bu kalkınma yardımlarının aksine, ekonomik iş birliklerine öncelik veren yeni bir yönelimin habercisi. Bu uzun yardım geçmişine rağmen, yeni yaklaşımın sahadaki yansıması geçen ay düzenlenen mini zirvede görüldü.
BİR DIŞ POLİTİKA ARACI OLARAK YÜKSEK VERGİLER
Liberya, Senegal, Gabon, Moritanya ve Gine-Bissau liderlerinin katıldığı toplantı, Afrika kıtasını temsil etme iddiasından dolayı eleştirildi. Toplantı boyunca, ABD’yi ve kıtadaki barış çabalarını öven liderler, (İsrail-İran savaşını bitirmesini takdir edip, Gazze’deki soykırımın finansörlüğünü görmezden gelerek) Trump’ın ülkelerinin doğal kaynaklarına yatırım yapılmasını açıkça talep ettiler. Zira Trump da toplantıda bu ülkelerin, altın, petrol ve mineraller açısından zengin olduğunu vurgularken, ekonomik iş birliğinin kaynak ticareti üzerinden olacağını işaret etti. Liderler, ABD’nin yatırım yapmaması halinde bu boşluğun başka ülkelerce doldurulacağı uyarısını da yaptılar.
Trump’ın istediklerini yaptırmak, karşı tarafı hizaya getirmek için kullandığı dış politika enstrümanı yeni dönemde ticaretteki yüksek tarifeler oldu. 2025 itibarıyla Trump, Afrika ülkelerinden ithalata yüzde 10 ile yüzde 50 arasında değişen yeni vergiler getirdi. Bu tarifeler, doğal kaynak ithalatına dayalı ülkeler üzerinde ciddi ekonomik baskılar oluşturuyor.
Zirvenin olduğu gün, Trump aralarında Libya ve Cezayir gibi Kuzey Afrika ülkelerinin de olduğu 8 ülkeden yüzde 30’luk gümrük vergisi alacağını açıklarken, zirvedeki ülkelerin yeni vergilerden muaf olduğunu belirtti. Trump’ın havuç ve sopası zirvede seçilmiş ülkelere sunulan ticaret ayrıcalığında kendini gösteriyordu.
ÇİN’DEN SIFIR VERGİ HAMLESİ
Amerika’nın yeni sopası yüksek vergiler Çin’i harekete geçirdi. Çin ABD’nin Afrika ile kurduğu dengesiz ve korumacı ilişkilerin yarattığı boşluğu stratejik yatırımlarla doldurarak kıtada daha dengeli ve etkili bir konum kazanıyor. Yardım konusunda ABD’den kalan boşluğu doldurmak için o kadar acele etmeyen Pekin, ticarette Afrika ile vergileri tamamen indireceğinin haberini verdi. Daha önce 33 ülkeyle sınırlı olan gümrükte sıfır tarife uygulaması şimdi bütün Afrika ülkelerini kapsayacak şekilde genişledi. Bu hamle, Çin’in “kuşak ve yol” projesi kapsamında Afrika’daki liman, yol ve altyapı yatırımlarını ekonomik olarak daha erişilebilir hale getirmeyi hedefliyor.
Çin’in politikaları kıta genelinde olumlu bir karşılık buluyor. Afrika’nın önde gelen kamuoyu araştırma şirketi Afrobarometre’de Haziran ayında yayınlanan ankete göre, Afrikalıların yarısından fazlası Çin’in, yüzde 53’ü ise ABD’nin ülkeleri üzerinde olumlu siyasi ve ekonomik etkiye sahip olduğunu düşünüyor. Çin’in özellikle altyapı yatırımlarıyla Afrika toplumları üzerinde daha somut bir iz bıraktığı görülüyor. ABD kıtadaki birinciliğini Çin’e kaptırmışken, önümüzdeki dönemde, ABD’nin sert korumacı politikalarının Afrika’da nasıl karşılık bulacağı en önemli soru olacak…


