Yeni bir teklif Taha Kılınç
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Filistin cephesinde, bir süredir oldukça ilginç bir süreç alttan alta devam ediyor. İsrail siyasî kaynaklarının Amerikan basınına yaptığı detaylı açıklamalara göre:
Batı Şeria’nın El-Halîl şehrindeki en önemli ailelerden Ca’berîlere mensup Şeyh Vedî (48), İsrail Ekonomi Bakanı Nir Barkat’a gönderdiği mektupta “İsrail’le işbirliği yapmak ve İbrahim Anlaşmaları’na katılarak sizinle birlikte yaşamak istiyoruz” dedi. Mektubunda Mahmud Abbas başkanlığındaki Filistin Yönetimi’nin El-Halîl’i sadece sömürdüğünü ve vergi toplamaktan başka bir şey yapmadığını kaydeden Şeyh Vedî, şu noktaların altını çizdi: “Filistin Yönetimi’ni istemiyoruz. İsrail bize destek versin, biz kendi yönetimimizi kuralım ve İsrail’le barış anlaşması imzalayalım. Oslo Anlaşmaları, bizim başımıza bu kokuşmuş yönetimi bela etti. Oslo, yıkımdan ve ekonomik zarardan başka bir şey getirmedi. Şimdi artık Mahmud Abbas ve adamlarından kurtulmak istiyoruz. Bölgeye barış ve huzur ancak bu yolla gelir.”
Şeyh Vedî Ca’berî’nin önerisi, İsrail’le ekonomik temelli bir siyasî işbirliği öngörüyor. İlk aşamada El-Halîl’den 1,000 ila 5,000 işçinin İsrail’e kabul edilmesini isteyen Şeyh Vedî, bu rakamın zaman içinde 50,000’e kadar çıkarılabileceğini belirtiyor. “Göndereceğimiz Filistinli işçilerin teröre bulaşmayacağına biz kefiliz” diyen Şeyh Vedî, 7 Ekim’den sonra İsrail’in Filistinlilerin çalışma ruhsatlarını iptal etmesi sebebiyle Batı Şeria’da ciddi bir ekonomik krizin yaşandığını söylüyor. Şeyh Vedî ve beraberindeki Filistinli aşiret liderlerinin sunduğu teklif, İsrail’le El-Halîl arasında serbest ekonomik bölge oluşturulması, ticaretin geliştirilmesi ve bu yolla Filistin’de işsizliğin azaltılması gibi detayları içeriyor.
Şeyh’in “İsrail’le barış planı”, El-Halîl ve çevresindeki Yahudi işgal kolonilerini de işin içine katarak, Yahudi yerleşimcileri sürecin ana paydaşlarından biri olarak tanımlıyor. Özellikle Kiryat Arba Yahudi yerleşiminde yakın zamana kadar çok sayıda Filistinlinin çalıştığını hatırlatan Şeyh Vedî, bölgede sağlanacak bir barış atmosferinin Araplarla Yahudilerin ortak çıkarına olduğunu kaydediyor.
İsrail Ekonomi Bakanı Nir Barkat “dikkat çekici” bulduğu planı Başbakan Benyamin Netanyahu ile istişare ettiklerini, ancak somut ve resmî bir adım atmak için henüz erken olduğunu söyledi. “Şeyh Vedî ve arkadaşlarına güveniyoruz. Aynı zamanda kendileri, liderlik yaptıkları aşiret güçleriyle ciddi bir Filistinli nüfusu temsil ediyorlar. Meşruiyetlerinde hiçbir sorun yok” diyen Barkat, “İsrail olarak barışı bizim istemediğimiz yönünde eleştiriler geliyor. Filistin’de yeni barış girişimlerinin önünü açmalıyız. Eski düzen artık yürümüyor” yorumunda bulundu.
250 bin nüfuslu El-Halîl, Filistin’de ticarî ve ekonomik potansiyeliyle öne çıkan bir şehir. El-Halîl’in tüccar halkı da kendi kazancına odaklanmasıyla meşhur. Dolayısıyla Şeyh Vedî Ca’berî’nin İsrail’e her anlamıyla “ticarî” önerilerde bulunması kimseyi şaşırtmadı. Şeyh ve arkadaşlarının tahminlerinin aksine, Filistin’de böylesine köklü bir değişime kitlesel destek bulmak ise oldukça zor. Dahası, on yıllardır bizzat İsrail tarafından desteklenen ve kuşatılan Filistin Yönetimi’nin bölgeden sökülüp atılmasına hem İsrail’in işgal mantığı hem de Arap dünyasının güçlü ülkeleri müsaade etmez.
Şeyh Vedî’nin İsrail’le başlattığı bu sözde “diplomatik” münasebet, akıllara yine aynı aileden bir başka önemli ismi getirdi:
1968’in nisanında Moşe Levinger isimli haham ve beraberindeki Siyonistler, El-Halîl’e sahte pasaportlarla ve Avrupalı turistler kılığında gelip zorla yerleştiklerinde, şehrin belediye başkanı Muhammed Ali Ca’berî (1900-1980) idi. İsrail Başbakanı Levi Eşkol’e mektup yazarak El-Halîl’deki gerilimi ve muhtemel neticelerini anlatan Ca’berî, işgalcileri şehre kabul ettirmemek için büyük bir gayret gösterdi, ancak dönemin İsrail yönetimi hiçbir uyarıya kulak asmadan işgale ve işgalcilere göz yumdu. Moşe Levinger, daha sonra Kiryat Arba Yahudi yerleşimini kuracak ve 2015’teki ölümüne kadar Arap düşmanlığını hız kesmeden sürdürecekti.
Muhammed Ali Ca’berî, ailesinden birinin şimdi Kiryat Arba Yahudileriyle kol kola El-Halîl’e “barış” getirmeyi düşlediğini görse, acaba ne yapardı?


